Önceki gün 17 milyon öğrenci karne aldı. Kimi sevindi kimi üzüldü. Umarım aileler, veliler, karnedeki hiçbir notun yaşamdan daha önemli olmadığının bilincindedir. Çocuğun geleceğini belirleyecek olan karnedeki notlar değil, geliştireceği kişilik ve hayata karşı duruşu olacaktır...
Okulların son gününde 4+4+4 belirsizlikleri ve gerçekleri karşısında öğrenciler, aileler ve öğretmenler isyandaydı. Gazetemiz bu isyanı, eğitimdeki yangını, manşetine taşımıştı. Ancak anlı şanlı medyamız her zamanki gibi bunu görmezden geldi. İstanbul’da birçok ilçede “okuluma dokunma” protestoları yapıldı, millet sokağa döküldü... Okullarının imam hatip okuluna dönüşebileceği tehdidine ve tehlikesine karşı sürdürülen isyanı, büyük medya görmedi, görmek istemedi!
Milli Eğitim Bakanlığı karar verdi: İllerdeki milli eğitim müdürlüklerinin teklifi, valiliğin onayıyla; yeni imam hatip okulları açılacağı gibi, ilk ve ortaokullar imam hatip okullarına da dönüştürülebilecek… Eğitim-Sen, en iyi, en nitelikli ve özellikle “Atatürk” adını taşıyan okulların seçilip imam hatip okullarına dönüştürmesini ve İstanbul’da 100, Türkiye’de 2 bin imam hatip okulu açılacağını gündeme getiriyor…
Geçen şubat ayında, bir emrivaki olarak 4+4+4 düzenlemesi ortaya ilk atıldığında, bu girişimi “karşı devrim” diye nitelemiştim. Cumhuriyet kazanımlarına karşı ihanet, adım adım uygulamaya sokuluyor şimdi.
Başbakan açıklamıştı zaten, dindar ve kindar bir gençlik yetiştireceklerini… Demokratik bir hukuk devletinde, laik bir sistemde, üstelik “ileri demokrasi” olduğunu iddia eden bir ülkede bu açıklama resmen suçtur! Ama, bu sözleri nedeniyle hükümetin başı hakkında kimsenin henüz suç duyurusunda bulunduğunu anımsamıyorum! Evet, o açıklama laikliğe, demokrasiye, bilime, hukuka, anayasaya aykırıdır!
Eğitimdeki yangın büyüyor! Umarım anlı şanlı köşe yazarları, meda starları, “yetmez ama”cılar, bu kez yangın ülkeyi yakıp yıkmadan, küle dönüştürmeden “uyanırlar”!
(Gel de şimdi Ayşenur Arslan’ın “Medya Mahallesi” programının apar topar yayından kaldırılmasına kahrolma!)
Boğaziçi Caz Korosu’na el verin
Bu pazar sizlere başka gençlerden söz edecektim!
Onlar bu ülkenin kıvanç kaynağı: Boğaziçi Caz Korosu’nu oluşturan gençlerden söz ediyorum. Bir dinleyen onların tiryakisi oluyor. Çok başarılılar, kusursuzlar, muhteşemler! Geçen ay Andante dergisinin Donizetti Ödülleri’nde “Yılın Korosu” ve “Yılın Topluluğu” ödüllerini aldı ve ödül törenindeki konserle dinleyicileri büyüledi.
Geçen yıl Avusturya’nın Graz kentinde Dünya Koro Şampiyonası’nda 2 dalda, çağdaş müzik ve folklor dallarına Dünya Koro Şampiyonu oldular. Yurda 5 altın madalya ile döndüler. Önceki yıl Çin’in Shaoxing kentinde, 40 bin katılımcının yarıştığı Dünya Koro Olimpiyatları’nda çağdaş müzik dalında dünya ikincisi, oda korosu ve caz dallarında dünya üçüncüsü olup üç altın diploma ile Türkiye’ye döndüler!
Hayır hayır, futbolcular ya da milli mankenler gibi karşılanmadılar! Ama bilen biliyor!
Bu başarılarından dolayı bu yaz İtalya La Fabbrica del Canto Festivali’ne; Macaristan’daki Cantemus Festivali’ne ve en önemlisi Amerika’da Cincinati’de Dünya Koro Olimpiyatları 2012’ye davet edildiler.
Masis Aram Gözbek yönetimindeki 45 kişilik ekip, 3 kıtada Türkiye’nin sesini duyuracak! Hiç kuşkum yok, ülkeye sadece itibar, kıvanç değil, yine ödül de kazandıracaklar! Sponsor arayışındalar. Ulaşımdan tutun, konser kıyafetlerine gereksinimleri sonsuz!
Hani “Türklüğü aşağıladı” diye ha bire savcılara başvuranlar; ülkeyi bunca yüceltenler için ellerini ceplerine atmazlar nasılsa!
Bu nedenle ben yine Cumhuriyet okurlarına sesleniyorum:
İletişim için, telefon: 0536 4712369, mailto:masisgozbek@gmail.com?subject=YoreNet e-MEDYA ${TARIH}-${YAYIM_ADI}-${HKODU}
Destek vermek için iletişime geçmenizi bekliyorlar..
Yorum Gönder