Tantan'dan önemli iddialar - Saygı Öztürk

İşin gerçeği: güvenlik güçleri operasyon yapmaya çekinir hale geldi. Bakıyorsunuz bir ihbar mektubu, bir gizli tanık insanların geleceklerini karartıyor. Şehit olmamak, kendini korumak için teröristlerle çatışmaya giren güvenlik görevlisi, teröristi öldürdüğü zaman adata büyük bir suç işlemiş gibi gösteriliyor. O birliğin komutanı hedef alınıyor, itibarsızlaştırılıyor, ağır hakaretlere uğruyor.

Bu işin sonu nereye gidecek? Artık işler o hale geldi ki, olayı önceden önlemek yerine “hele olay olsun, o zaman müdahale ederiz” anlayışı yerleşiyor. Operasyona çıkan birimler, arkasında siyasi bir destek görememenin, yalnız bırakılmanın çaresizliğini yaşıyor. Başta Uludere olmak üzere, hangi operasyonun emrini hangi komutanın verdiği sorgulanır hale geldi. Her komutanın kendisini mahkeme önünde bulduğu bir dönemdeyiz. Kayseri’nin Pınarbaşı ilçesinde yaşanan olay da işte güvenlik güçlerimizin içine düşürüldüğü çaresizliğin, korkunun sonucu meydana gelmiştir.

Dağılmakta olan örgüt, özgürleşti
Saadettin Tantan’ın İçişleri Bakanlığı dönemi hem terörle, hem mali suçlarla mücadelenin en etkili olduğu yıllardı. Resmi bir belgeden aktarıyor: AKP’nin iktidara geldiği dönemde, şehit sayımız 10’a düşmüş, siyasi içerikli eylemler neredeyse sıfırlanmıştı. Tantan’ın deyimiyle “dağılmakta olan örgüt” bugün eylemleriyle, istekleriyle ne yazık ki gündemi oluşturuyor. Yurt Partisi Genel Başkanı Sadettin Tantan, terörle mücadelede yaşananları SÖZCÜ’ye şöyle anlatıyor:

“İktidar, terörle mücadelede bir strateji geliştiremediği gibi böyle bir stratejisi de yok. Olmadığı için terörle mücadeleyi, istihbaratı neredeyse Amerika’ya bırakmış durumdayız. ABD’den istihbarat alınacak da, o istihbarata göre terörle mücadele edilecekmiş. Böyle şey olur mu? İşte, bunların sonucu olarak, iktidara geldiğinde dağılmakta olan örgüt, bugün 35-40 milyar dolarlı servete ulaştı.

Siyasi, ekonomik ve idari anlamda örgüt özgürleştiğini ilan ediyor. Hukuk zemininde de beklentilerinin yerine getirilmesi, Anayasa değişikliğinde isteklerinin karşılanması için üzülerek söylüyorum iktidar ve muhalefet ‘bir an önce verelim de ne olursa olsun’ anlayışını sergiliyor.

Güvenlik güçleri suç işlemiş gibi
En büyük yanlış, iktidar ve muhalefetin söylemleriyle, davranışlarıyla Uludere olayında ortaya çıktı. Oysa güvenlik güçlerinin almış olduğu istihbarat bilgileri doğrultusunda yaptığı çalışma operasyonel anlamda doğruydu. Bu doğruyu iktidar - muhalefet kendi ülkesini ve güvenlik güçlerini suç işlemiş bir konuma getirme başarısına da ulaştırdılar. Uluslararası alanda da bu hataları hep önümüze getirilecektir.

Vatandaş sahipsiz, asker moralsiz
İktidar partisi, güvenlik boyutunun içini boşalttı. O yüzden, güvenlik güçlerimiz terörle mücadele etmekten kaçınır hale getirildi. İktidar da, terör örgütünün isteği doğrultusunda yasa çalışmalarında bulunuyor. PKK’ya adeta ‘ne olur silahı bırakın’ diye yalvaran bir görüntü çiziliyor. Bu durum kolluk güçlerini etkilediği gibi daha önemlisi yıllarca PKK’ya geçit vermeyen Güneydoğu’daki vatandaşlarımızı da sahipsiz bırakmış durumdayız. Kısaca vatandaş, asker-polis moralsiz.

Vatandaş yoksullaşıyor, örgüt zenginleşiyor
Dahası, o yöredeki vatandaşımız giderek de yoksullaştırılmıştır. Terör örgütü, Doğu ve Güneydoğu’da 15’e yakın ‘gümrük kapısı’ oluşturup gelenden geçenden haraç alıp zenginleşiyor. Mücadeledeki kurumsal yapılarda moral değerlerinin çökmesi, bunun vatandaşlara da yansıması, PKK’nın hakimiyetini artırıyor. Türkiye, Oslo’da PKK’yı ‘savaşan taraf” olarak kabul etmiş.

Üç Devlet algısı
Toplumda ‘KCK Devleti’, ‘Cemaat Devleti’, ‘AKP ve Yandaşları Devleti” algısının ulusal boyutta kabul görmesi, başta kamuda olmak üzere güvensizliğin, itimatsızlığın artmasına yol açtı. Ülkenin bugünü ve geleceğinden korkulan, kaygı duyulur hale gelindi. Kimlik değerleri çökmüş bir toplum modeline doğru hızla gidiyoruz. Burada esas hedef Türk kimliğinin ve inanç değerlerinin çökertilmesidir.

Kayseri olayının dersi
Kayseri olayından çıkarılacak çok dersler var. Güvenlik ağının içi AKP döneminde boşaltıldı. Teknolojik imkan ve kabiliyetlerin hukuk zemininde kullanılamıyor. Bu, Kahramanmaraş’ gelen ve kontrolden kaçan aracın, Pınarbaşı’na kadar gelmesi gerçeğinde görüyoruz. Eski klasik usullerle çalışılıyor. Olay olduktan sonra değil, olmadan önce önleyici tedbirlerinizi almanız gerekiyor. Bunun için bilgi bankanız olması gerekiyor. Nerede bunlar?

Güvenlik güçleri, arkasında siyasi bir destek göremiyor. Siyasetçi, PKK’ya ‘silahları bırakın BDP Milletvekili ‘gelin anlaşalım’ diyor. Bu durumda, güvenlik güçlerinin de, halkın da sahipsiz olması doğal. Ülkede güvenlik güçleri bu durumda ne kadar mücadele edecek? Yine de ediyor ve şehit oluyor.”

Güvenlik güçlerinin eli-kolu bağlandıkça, daha çokk şehitler vermeye devam ederiz…

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget