Yandaş medyada bir haber:
“Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) bir soruşturma başlattı. Soruşturma sonucunda gerekli görülürse Uğur Dündar hakkında suç duyurusunda bulunulacak!..''
Peki suçum neymiş?
İşlediğim büyük suçu hemen anlatayım:
Hiç unutmuyorum 2005 yılı Eylül ayı başlarında bir gündü...
Arena ekibinden deneyimli soruşturmacı gazeteci Hatice Demircan, heyecanla odama gelip “Abi bomba gibi bir haber yakaladık!'' dedi.
Hatice, batık Egebank'ı hortumlamaktan yargılanan Murat Demirel'in TMSF'den sakladığı çok önemli belgelere ulaşmıştı. Demirel'in Bulgaristan'da kendisine verilmek üzere bir adamına teslim ettiği belgeler arasında neler yoktu ki! Kara para cenneti Cayman Adalarında açılmış gizli bir banka hesabının cüzdanı, adına çıkarılmış Belize pasaportu ve yurtdışında kurduğu şirketlere ait banka dekontları... Bunlar arasında en dikkat çekici olanı, balmumu mühürlü ve kurdelalı hesap cüzdanıydı... Güneş yüzü görmemiş cüzdana bakarken aklımıza ''Acaba bu hesapta ne kadar para var?'' sorusu takılmıştı.
Devletin varlığından haberdar olmadığı bu belgeleri, kurumlardan çok bize güvendikleri için Arena Programı ekibine getiren kişilerin tek istekleri, hesapta çok para bulunduğu takdirde, kendilerine parasal bir ödülün verilmesiydi.
Belgeleri de yanımıza alıp, doğruca TMSF'ye gittik. O dönemde Ahmet Ertürk ve ekibi görevdeydi. Sarı zarfı kamera önünde açarak içindekileri tek tek yetkililere teslim ettik. İhbarı yapan kişilerle TMSF'ciler arasında imzalanan ''parasal ödül sözleşmesinin'' de tanıkları olduk.
Kurumun uzmanları hemen, belgelerin şifrelerini çözmeye başladılar...
Aradan 6 ay bile geçmeden, TMSF'den müjdeli haber geldi. Hukuki takip sonucunda Cayman Adaları'ndaki hesapta 30 milyon dolar olduğu belirlenmiş, Londra'daki mahkeme de, paranın dondurulmasına karar vermişti.
Sevindirici haberi kamuoyuna duyurmak üzere Arena kameralarının önüne geçen Başkan Ahmet Ertürk “Mücadele burada bitmeyecek... Tüyü bitmemiş yetim hakkı bulunan 30 milyon doları mutlaka Türkiye'ye getirip, Hazine'ye teslim edeceğiz!'' diyordu.
Nitekim bir süre sonra Londra'daki mahkemeden paranın Türkiye'ye iade edilmesi doğrultusunda karar çıktı... Bu arada TMSF, hortumcularla yapılan mücadeleye verdiğim destek nedeniyle şahsıma Ahmet Ertürk imzalı bir teşekkür belgesi sundu.
Haberimiz sonuç getirmiş, hortumcunun kaçırdığı 30 milyon doların ülkeye iadesini sağlamıştık.
Arena ekibi için bundan daha büyük mutluluk olabilir miydi?
Sonra devran değişti, Ahmet Ertürk istifa edip Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e başdanışman oldu. Ekibi tasfiye edildi, yeni bir kadro işbaşı yaptı. Eskiler hakkında soruşturmalar, davalar açıldı.
“İyi Uykular Sayın Seyirciler'' adlı son kitabımı hazırlarken, ajanslar şöyle bir haber geçtiler:
“Batık Egebank'ın sahibi Murat Demirel''in, Cayman Adalarındaki gizli hesabına 24 milyon dolar kaçırdığını tespit eden TMSF, Londra'da açtığı davayı kazandı... Para geçen hafta Türkiye'ye iade edilerek hazineye kaydedildi...''
Bize 30 milyon dolar olduğu söylenen meblağ, 24 milyon dolara inmişti. Acaba neden?
Şaşkınlığım giderek artıyordu.
Çünkü 1 Mart 2012 tarihli Star gazetesinde ''TMSF Başkanı Şakir Ercan Gül'ün görev süresinin son gününde Murat Demirel'in 28 Şubat zulasını patlatarak, yurt dışına kaçırdığı 22 milyon doları Türkiye'ye getirdiği...'' yazılıyordu.
Meblağ önce 24 milyona, sonra da 22 milyon dolara inmişti!..
Peki aradaki 8 milyon dolara ne olmuştu? Haberde bu soruya cevap niteliğinde bir açıklama yoktu.
Kitabımda bu süreci yazarken hiç kimseyi itham etmemiş, en ufak bir yolsuzluk imasında bulunmamış, sadece toplumun bilgilenme hakkı doğrultusunda sorular yöneltmiştim.
Yine hiçbir imada bulunmadan soruyorum: Aradaki 8 milyon dolarlık fark nereden kaynaklandı?
Kur hesabından mı!
Daha da vahimi, aldığım son duyum: Buna göre, haberlerde Hazine'ye gelir kaydedildiği belirtilen 22 milyon doların TÜRKİYE'YE GETİRİLMEDİĞİ iddia ediliyor. Bu iddia doğru mu? Doğruysa neden getirilmedi?
Sorulara cevap vermek yerine, yandaş medyaya hakkımda suç duyurusu yapılacağı haberinin servis edilmesi, “korkutarak susturmayı!'' mı amaçlıyor?
Sizin ileri demokrasi dediğiniz bu mu?
Yorum Gönder