Farksız! - Cüneyt Arcayürek

Yeni anayasa tartışmaları son genel seçimlerden önce başladı.
Partiler özgürlükçü, insan haklarına saygılı yeni bir anayasa özlemini dillerinden düşürmediler.
AKP, CHP ve MHP, yürürlükteki 1961 Anayasası’nın ilk üç maddesinin yeni anayasada yerini korumasında anlaşmış görünüyorlar(dı).
İlerleyen günlerde önce 2. maddedeki… “Atatürk’e bağlı milliyetçilik” partileri rahatsız etmeye başladı.
Yeni anayasada ilk üç maddeyi muhafaza edeceklerdi elbette; ama ufak tefek yeni düzenlemelerle.
“Tabii tabii, cumhuriyetimizin kurucusu elbette gönlümüzde” gibi laflar geveleyerek… dolaylı dolaysız ifadelerle… Atatürk adını 2. maddeden ihraç edeceklerini duyumsattılar.
Kafalar madde 3’e takıldı! “Türkiye devleti, ülkesi ve ‘milletiyle’ bölünmez bir bütündür” ne demek?
Millet deyince Türk milleti akla geliyor. Olmazzz! “Millet” sözcüğü rahatsız ediyor Kürtleri, Çerkesleri, Lazları, Arap kökenli vatandaşları.
Ya ne diyeceğiz mirim? Hop, kolayını buldular, tepe tepe kullanıyorlar.
Liderler, lider yamakları: Türk milleti yerine, gelsin Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı!
Millet de milliyetçilik de çöp sepetine!
***
Etnik grupları; öncelikle Kürtleri, Çerkesi, Lazı, Çeçeni, Arap kökenlileri oy bazında tava getirmek, oy yüzdesini biraz olsun yukarı çekmek için yeni anayasa, seçim ve siyasal partiler yasası mükemmel birer araç!
Hamle üstüne hamle yapıyor CHP. Adı önüne koyduğu “yeni” sıfatına layık bir parti olduğunu kanıtlama çabasında...
İlk hamlede, seçim sistemindeki yüzde 10 barajını yüzde 5’e indirmeyi önerdi.
Bir iki gün önce de ikinci hamleyi gerçekleştirdi...
Siyasi Partiler Yasası’ndaki “partilerin her türlü çalışmalarında ...kongrelerinde, açık veya kapalı toplantı ve mitinglerinde ‘Türkçeden başka dil veya yazı kullanamazlar’ ifadesini kaldıran” yasa önerisini Meclis’e sundu.
Sevgili kimi meslektaşlarımız “Yasayı Barış ve Demokrasi (Kürt) Partisi yerine CHP’nin önermesini” hayretle karşılıyor ve…
…yasalaşırsa öneri, artık Kürtçe mitingler, toplantılar yapılabileceğinin altını çiziyorlar.
Oysa liderler, örneğin bir röportajda eşinin Kürtçeyi pek iyi bilmediğini, dört yaşına kadar Türkçe konuşmadığını açıklayan, elbette Kürtçeyi iyi bilen eşi Selvi Hanım’ın yardımıyla CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu; Güneydoğu ve Doğu illerindeki mitinglerde halka Kürtçe seslenebilecek.
RTE de mitinglerde kimi illerde belki Kürtçe tercümanla, kimilerinde Arap kökenli Emine Hanım’ın yardımıyla Arapça konuşacak.
Yeni CHP’ye yaraşıyor, yakışıyor bu öneri!
Partinin bu davranışına karşı çıkmak, abesle iştigal etmek!
Demokrasi pekişecek, demokrasi… Parti “Eskiye rağbet olsa bit pazarına nur yağar” atasözünü rehber edindi; yola çıktı bir kez.
Yasa önerisi; bölgesine göre, bölgede geçerli dille konuşarak o bölgeyi ve halkını fethetmeyi temel hedef alıyor.
İktidara koşan bir partinin bu hedefi, bu amacı yadsınabilir, eleştirilebilir mi?
Kimin haddine!
***
Eleştirilemez!
Bu memlekette parti genel başkanlığı koltuğuna oturanlar eleştirilmekten ne hikmetse haz etmiyor.
Göreve geldikleri ilk aylar olumlu olumsuz eleştirilere ılımlı, olumlu bakıyorlar ve lakin, bir süre sonra değişiyorlar.
Kılıçdaroğlu, ne yazık ki istisna değil.
Cumhuriyet’te Kılıçdaroğlu’nu zaman zaman eleştiren yazılar çıkıyor. Örneğin Ankara’dan Prof. Mümtaz Soysal, Işık Kansu ve ben…
Geçenlerde Cumhuriyet’in 88. kuruluş yılı kutlandı Ankara Anadolu Gösteri Kongre Merkezi’nde. Cumhuriyet okurları, sevenleri bir araya geldi. Kalabalık.
Kılıçdaroğlu konuştu ve:
“Beni eleştiren yazılar çıkıyor ama… ben yine her sabah Cumhuriyet’i okuyorum” dedi.
Okurlara bizleri “şikâyet” etti.
Şimdi lütfen söyler misiniz? Basındaki bir elin beş parmağı sayıda kendini eleştirenlere demediğini, yapmadığını bırakmayan RTE ile…
…eleştiriyorlar diye Cumhuriyet yazarlarını, üstelik gazetenin yıldönümünde, okurlarına, şimdilik elindeki tek silahı kullanarak…
...“şikâyet” eden Kılıçdaroğlu arasında anlam ve davranış açısından ne fark var?

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget