Sürçmeler - Mümtaz Soysal

ÇOĞU zaman dil ya da ayak için söyleriz ama sinirbilimcilerle ruhbilimcilerin merak edip bilim diliyle Latince “lapsus calami” denen kalem sürçmesi de var: Yazarak bir şey demek isterken bir bakarsınız başka bir şey yazmışsınızdır. Bütün “lapsus”ler gibi bu sürçmenin de gerisinde ne var diye çözümlemek öğretici olmaz mı?
Geçen gün, bu köşenin yazısı İstanbul Şehir Tiyatroları konusunda Sayın Başbakan’ın söyledikleri üzerineydi.Yürütmenin “özelleştiririm sizi haa!” gibi bir şey söylemiş, yazı ise “kamulaştırmak”tan dem vurmuştu. İlginç değil mi? Yazarın kaleminden, daha doğrusu klavyeye basan parmaklarından niçin böyle bir sözcük çıkmıştı?
Olsa olsa, Sayın Başbakan’ın “ünlemli” üslubundan kaynaklanan bir izlenim yaratılmıştı herhalde. Hükümetin başı aslında bir yerel yönetiminin kurumu olan Şehir Tiyatrosu’ndan söz ederken sanki bir yerel yönetim malına el koyup satışa çıkarır bir edayla konuşmuştu: Önce kamulaştırıp devletin ya da somut ve yanlış ama ona yakışır bir ifadeyle, hükümetin malı yaparak sonra özelleştirme alışkanlığına yakışır biçimde ahbaplara satacakmış gibi.
Kuralsızlık kuralına uyup işin hukuk yanını pek düşünmeden.
Kim bilir, belki de bir “halk çocuğu” olarak içindeki ince tellerden biri sosyalistçe titremiş,“devlet sanata da kanat germeli, özerkçe, şunun bunun kesesine muhtaç olmadan kamu parasıyla ve sınırsız bir özgürlükle gelişmesini sağlamalı” anlamına gelecek bir şeyler söylemeye itmişti onu. Antik uygarlıkların yöneticileri öyle düşünmemişler miydi? Yazarın parmakları herhalde böyle bir “lapsus” etkisiyle Başbakanı öyle tercüme etmiş olmalıydı o sırada.
Kuruluş döneminin olanca iyi niyetiyle işe koyulan Cumhuriyet de sanatçılara cart-curt etmek, insanı sömürmek, yabanlığa alet etmek için kurmamıştı devlet tiyatrolarını, operayı, baleyi ve benzerlerini. Mustafa Kemal, manevi mirasındaki bilim ve aklın yanına onları hep işlek tutacak özerk sanatları da eklemeyi amaçlamıştı herhalde.
İsterseniz sinirbilimcilere sorun, henüz büyük bölümü işlemeden duran insan beyninin yüz binlerce kilometrelik iç iletişim bağlarını yaratıcılık için seferber edecek tek çare sanatların geliştirilmesidir.

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget