Komşuda pişen bize de düşen özgürlük - Ahmet Tan

Basın özgürlüğünün dini imanı olmaz.
“Yaşasın Amerikan Basın Özgürlüğü!”..
Dostta pişer bize de düşer...
“Yanlış Amerikan İstihbaratı”nın doğrusunu...
Onlar sayesinde öğrendik.
Ölen 34 yurttaşımızla ilgili acı gerçeğe ulaştık.
Şimdi Sayın Şırnak Savcısı, adli soruşturmayı kime açacak?
ABD Ankara Büyükelçisi Ricciardone, “Bu konu ile ben ilgilenmiyorum!” dedi.
Doğru söyledi!
Bu konu 2 ülkenin biri hakiki, öteki fiili iki başkanı arasında bir konu!
34 yurttaşımızın mezara gittiği ile kalan, diplomatik ve idari bir konu.
Bu yüzden...
Soruşturma emrini Dışişleri Bakanı da verebilir, Başbakan da...
Ama verirlerse ayıp.
Çünkü iki ülke arasında ayrı gayrı yoktur.
İki ülke arasındaki bazı konular artık “millilik” vasfı kazanmıştır.
Yurttaşlarımızın canı da, malı da, toprakları da Amerikalılara emanettir.
Malatya Kürecik’teki üsse ziyaret iznini bizim Dışişleri’nin havalesiyle Amerikalılar veriyor.
Özetle...
Birlikte, Ortadoğu’ya ve dünyaya “dostluk nasıl olurmuş” örneği sunuyoruz...
***
El eli yıkar el de yüzü.
Başkanlığını eski ABD Dışişleri Bakanı Madeleine Albright’ı yaptığı “Counsil on Foreign Relation” adlı kuruluş “Türkiye, şimdiye kadar olmadığı kadar demokratik ve müreffeh durumda” diye rapor yayımlıyor.
Al üssü yaz raporu!
Dostluk böyle olur!..
Gerçi bu “demokrasi ve refahtan” 34 Uludereli yurttaşımız istifade edemedi.
Bu kadar kusur özel yetkili kadı kızında da olur!

Nevrin Kaç Devir?
Kadın öldürmek bir tür salgın.
Özellikle de eski kocaların eşlerini öldürmesi.
Boşanmak, ayrılmak bile kurtuluş değil.
Adam kadını sokakta, evinde...
Adliyede, artık nerede eline geçirirse...
Üzerine mermi yağdırıyor...
27 yerinden bıçaklıyor...
Hepsinin savunması ortak...
Aşağıladı...
Küfretti...
Nevrim döndü...
Gerisini hatırlamıyorum!!
***
Haklılar...
Başbakan da açıkladı zaten...
Küfretmek erkeklere mahsus bir imtiyaz...
Kadının küfretmesi...
Başbakanların bile...
“Nevrinin dönmesi”ne yol açar.
Sonrası...
Sokağa hayata yansır...
Biber gazı... tekme... tokat.. cop...
***
Yeni anayasaya lütfen bir kısa madde:
“Nevri döndürmediği sürece, kadın erkek eşittir!”
Akıl Sütü
Az kalsın, “Süt Savaşı” çıkıyordu.
Başbakan yine de ağzını çok bozmadı:
Muhalefet için çok şükür sadece “Sütü bozuk!” falan demedi.
Bu da bir tür test!
Ama “Okul sütü - Akıl küpü” uygulaması yüzünden...
Binlerce çocuk hastanelik oldu.
Veliler bastırdı:
“Sütü önce, öğretmenler içsin!”..
Öneri çok makuldü.
Eğitim zaten örnek olmak demekti.
Öğretmen süt içecek...
Öğrenciler de onu izleyeceklerdi.
Veliler biraz rahatladılar...
Ama ertesi gün bakanlıktan yalanlama geldi:
“Öğretmen kesinlikle okul sütü içmeyecek!”
Birkaç nedeni olabilir:
Ya paraya ziyandı.
Ya sağlığa...
Ya da akla!..
Malum “okul sütü akıl küpü!”
Sütten etkilenip akıllanırlarsa...
Çocuklara akıllı uslu şeyler öğretirlerse...
“Bu 3+3 de yetti artık!” diye...
Nevirleri atmaya kalkarsa...
Kadın araştırması
İktidarımız, kadınların hal ve gidişiyle çok ilgili.
Ağız dolusu küfür edebilen stat dolusu kadın konusu...
Haklı olarak Başbakanımızın baş endişe konusu...
Bu kadınları acaba kendileri gibi küfürcü anneler mi yetiştirdi?
Yoksa küfür ettiği için ağızlarına biber sürülmemiş çok hoşgörülü anneler mi yetiştirmiş?
(Polisin küfürcü kadınlara biber gazı sıkması, geç de olsa bir terbiye yöntemi sayılabilir!)
Çok şükür, Aileden ve Kadından Sorumlu Bakanlığımız var.
Başbakan’ın nevrini döndüren bu, ağız dolusu / stat dolusu küfür hadisesi konusunda bir araştırma yaptırsa...
Bunların son seçimde AKP’ye oy vermedikleri saptansa da Başbakan’ın endişesi giderilse.
Bir de eli Kadından Sorumlu Bakanlığımız, eli değmişken...
“Son 10 yılda devletçe vesika verilmiş hayat kadını sayısı kaçtır?”
Bunu açıklasa...
Umalım ki bu rakam AKP’ye oy verenlerin de nevirlerini döndürmesin!

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget