Kılıçdaroğlu’ndan İstanbul Mesajı
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı adaylığında ve daha sonra genel başkanlığa geliş sürecinde sağ kolu olan Gürsel Tekin hafta içinde parti yönetiminden istifa etti. Yaklaşık iki yıllık Kılıçdaroğlu yönetimlerinde, önce en etkili koltuklar olan “genel sekreterlik” ve “teşkilattan sorumlu genel başkan yardımcılığı” görevlerini alan Tekin, son MYK’de ise “basınla ilişkilerden sorumlu genel başkan yardımcılığı” görevine getirilmişti. Parti yönetimindeki etkinliği zaman içinde azalan bir grafik gösteren Tekin, kalesi olarak bilinen İstanbul’da da benzer bir sonuçla karşılaşmamak için il başkanlığı seçimleri öncesindeki son düzlükte, parti yönetiminden ayrılmayı tercih etti.
Hedef İstanbul Belediyesi
CHP kulislerindeki genel kanaat, Tekin’in istifa kararının ardında öncelikle İstanbul İl Başkanlığı seçiminde belirleyici olup ardından da 2014 seçimlerinde CHP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı olma stratejisinin yattığı yönünde. Temmuz ayındaki kurultayda Kılıçdaroğlu’na karşı lider adayı çıkmasını bekleyenler de var; ancak Tekin’in açıklamaları şimdilik bu beklentileri doğrulamıyor.
Tekin’in stratejisi açısından gelecek pazar yapılacak il başkanlığı seçimi kritik öneme sahip. Yarışacak iki aday, şu anki İl Başkanı Oğuz Kaan Salıcı ile partinin eski İstanbul İl Başkanı Ali Özcan. Kulislerde Kılıçdaroğlu ve yönetimin Salıcı’yı desteklediği, buna karşılık da Tekin ve diğer Kılıçdaroğlu karşıtlarının Özcan etrafında toplanacağı iddiası yaygın.
‘Hiçbiri benim adayım değil’
Bu iddiaları Tekin’in istifasının ardından CHP liderine sorma imkânı bulduk. Değerlendirmesi şöyle:
“Gazeteniz aracılığıyla bir kez daha açıkça ifade etmek isterim. İstanbul’da hiçbir adayın arkasında değilim. Benim adımın, taraflardan herhangi birisi tarafından kullanılmasına da karşıyım. Bu doğru da değil, etik de değil. Geçen hafta 45 ilçe başkanını topladım. Bunları aynen kendilerine de söyledim. ‘İstanbul’da CHP’yi kim birinci yapacaksa, anakent belediyesini kim bize kazandıracaksa, kimin ekibine daha çok güveniyorsanız oylarınızı o adaya verin’ dedim. Ben bir adayı destekleyecek olsam, seçimi niye yapayım?”
Baş başa görüşmede ne oldu
Kılıçdaroğlu, istifası öncesinde baş başa yaptığı son görüşmede Tekin’e de bu mesajı aktarmış:
“İstanbul’da yanımda bulunan parti yöneticileri şahittir sözlerime. Hatta o toplantıda Gürsel Bey yoktu, Erzurum’daydı. İstifa ettiği sabah odamda yaptığımız ikili görüşmede bu mesajım konusunda kendisini bilgilendirdim. İstifa edeceğine dair en ufak bir bilgim de yoktu. Ben sözlerimi bitirince ‘Ben biraz dinlenmek için izin istiyorum’ diyerek cebinden istifa mektubunu çıkardı. Kabul etmeyeceğimi, MYK toplatısına beklediğimi söyledim. Ancak öğleden sonra basına açıklamıştı istifasını. O görüşmede basında iddia edildiği gibi hiçbir parti meselesi ve parti yönetimindeki isimleri tartışmadık.”
Yüzleştirme formülü tutmadı
Kılıçdaroğlu’nun sözleri, perşembe sabahı istifa öncesi yapılan son görüşmede Tekin’in parti yönetimindeki Erdoğan Toprak, Nihat Matkap ve Aydın Ayaydın gibi isimlere ilişkin “çete” suçlamasında bulunduğu haberlerini teyit etmiyor. Ancak sayılan isimlerle Tekin arasında, odağında “İstanbul CHP örgüt yapılanmasının” bulunduğu bir görüş ayrılığının varlığı da uzun süredir herkesin malumuydu. Kulislerdeki bilgilere göre Kılıçdaroğlu, kendisine Toprak, Matkap ve Ayaydın’ın İstanbul ilçe teşkilatlarına ilişkin tasarruflarını şikâyet eden Tekin’e, bu isimlerle yüzleştirmeyi dahi teklif etti. Ancak bu teklif kabul görmeyince partinin tepesindeki çatlak Tekin’in kopuşuyla.
***
İlk bakışta Tekin’in, istifa kararıyla, yönetim tarafından belirlenecek İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı adaylığını zora soktuğu söylenebilir. Ancak unutulmamalıdır ki, Tekin CHP içinde halkla en iyi diyalog kurabilen isimlerin başında gelmekte. Bu yeteneğinin, hedeflediği noktalara ulaşmasına yetip yetmeyeceğinin ilk sınav yeri ise İstanbul İl Başkanlığı seçimleri olacak
Yorum Gönder