Önce Fitch ardından Standart and Poor’s!
İkisi de ardı ardına Türk ekonomisi için alarm veriyor!
Onlar malum dünyanın en saygın kredi derecelendirme kuruluşları.
Standart and Poor’s iki gün önce Türkiye’nin pozitif olan görünümünü durağana çevirdi!
Peki, hangi gerekçeyle mi?
İşte açıklanan rapordan bir pasaj: “Dış talepteki yavaşlama ve kötüleşen dış ticaret, ekonomik dengeyi daha zor hale getirdi. Türkiye’nin yüksek dış borcu ve bütçenin dolaylı vergilere bağımlılığı nedeniyle riskler artı. Türkiye’nin dış finansman açığı çok yüksek ve bu sebeple şoklara açıktır.”
Yapılan açıklamada altı çizilmesi gereken bir başka husus: “Merkez Bankası rezervleri ve Türkiye’nin yabancı para gelirlerinin toplamı, dış yükümlülüklerinin üçte ikisine bile erişemiyor.”
Bitmedi bir başka dehşet tespit: “2011 ‘de Türkiye’nin cari açığı tüm dış gelirlerinin yüzde 40’ını aştı. Bu oran 2009’da yüzde 7 idi.”
Ve final satırları: “Enerji faturası 12 ayda 57 milyar doları aştı. Türkiye’nin ihracat pazarı olan Euro bölgesindeki kriz ve resesyon sebebi ile Türkiye Nisan ayı itibarı ile AB pazarlarındaki ihracatında yüzde 18’lik gerileme var. Türkiye’nin ticaret hadlerinde olumsuz seyirler var ki bütün bunlar şok habercisidir!”
Görüyorsunuz tespitler yoruma değil, verilere endeksli, dolayısı ile vahim tablo ortadadır.
Söylenen Türkiye’nin İspanya ile aynı akıbeti yaşayacağı yani yabancı sermaye girişi bittiği saat İspanya misali önce resesyona gireceği, akabinde de Yunanistan misali savrulacağıdır!
Kimse korkup dillendiremiyor ama bu kötü gidişatta Türkiye’nin izlediği yanlış Suriye ve Irak politikalarının payı var zira bavul ticareti dahil toplam kayıp abartısız olarak milyarca doları aşmış durumda!
Hiç temenni etmeyiz ama göreceksiniz bu saadet zincirinin kopması yakındır. Dileriz ekonomik buhran sürecine Kürt ayaklanması tesadüf ettirilmesin!
Okullarda süt ve psikolojik zehirlenme!
Zehirlenmeleri biliyoruz da, psikolojik olanını hiç duymadım!
Adı üstünde psikolojik hadiseler beyinle ilgili, peki AKP’nin dağıttığı bu süt beyne gidiyor da orada virüs mü bıraktı acaba ?
Bu değerlendirmeyi neden mi yapıyorum!
Bülent Arınç’ın okullarda dağıtılan sütlerle meydana gelen zehirlenme vak’alarından sonra yaptığı,”Bu psikolojik bir zehirlenmedir” beyanından ötürü!
Arınç Bey engin birikimleri ile bu zehirlenme olayını şöyle açıyor: “Bazı çocuklar ilk kez süt içtikleri için zehirlendiler.”
Özrü kabahatinden büyük ifadesi sanıyorum buraya uyar!
Bülent bay mazeret uydurayım derken güya fert başına 10 bin dolar milli gelire sahip olan bir ülkede hayatında bir kez olsun süt görmemiş çocukların bulunduğunu itiraf etmiş oluyor!
Sayın Arınç bütün bunlara ne gerek var?
Dağıtılan şu miktardaki sütten birkaç kolisi eskimiş ve bunun için derhal soruşturma yapılacak de ve geç!
Hayır, illa da bir bahane uydurma ve birilerini koruma var!
Sahi bu korunan şirket yani o sütleri okullara satışta aracılık eden kimdir?
Süt deyip geçmeyin milyonlarca öğrenciye dağıtılıyor ve devasa bir meblağ tutuyor!
CHP ile MHP bu konuyu Meclis’e niye taşımaz?
Milli eğitimde her mevsim, ayrı bir sistem!
Bu kadarına pes!
Milli Eğitim’de neredeyse her mevsim ayrı bir sistem uygulanıyor!
Bırakın geçmiş hükümetleri AKP iktidara geleli beri tam 8 kez sistem değişikliğine gidildi!
Değil göreve yeni gelen bakan, aynı bakan bile her sene öyle olmaz, böyle olsun diye sistemi ters yüz ediyor!
Hiç abartmıyorum Milli Eğitim Bakanlığı tabir yerinde ise yaz-boz tahtası!
Ve heyhaaat bu duruma Başbakan hiç mi hiç tınmıyor ve ne yapıyorsun arkadaş demiyor!
Bir yıl SBS, ertesi yıl OBS, olmadı, CBS, yok o değil KBS!
Son olarak okula başlama yaşını 5’e indirip liselilere evlenme iznini verdiler!
En komiği de birkaç gün önce yaşandı:
Başbakan Erdoğan Üniversite sınavları kalkacak derken, Milli Eğitim Bakanı onu yalanlıyor ve üniversiteye giriş için bir sınav yetmez üç olmalı diyor!
Ne diyelim pes ki pes!
Yorum Gönder