İnsan bazı yazıları yazmak için kendisini borçlu hissediyor. Mesela bizim Fenerbahçeli futbolcuEmre Belözoğlu’na hissettiğimiz gibi...
Emre Belözoğlu çocuklukla delikanlılık arasındaGalatasaray’da parladı, zaman zaman hırçın, aşırı davranışları olan bir Galatasaraylıydı, bazı benzerleri gibi...
* * *
Bizim Fenerbahçeli olduğumuzu bilmeyen yok!
Emre Belözoğlu’nun futboluna diyecek yoktu ama, sokaktaki davranışları bize göre aykırıydı. Genç yaşında yurtdışına transfer oldu,İngiltere’de de oynadı, dönüşte Fenerbahçeli oldu.
* * *
Hoşlandık desek yalan olur...
Bu defa Galatasaray’da yaptıklarını Fenerbahçe’de de yapıyor, hırçın, kızgın ve sataşan...
Ama kırk yıllık Galatasaraylı, şimdi Fatih Terim’in yardımcılığını yapan Hasan Şaş ağzından kaçırıncaya kadar...
Bir televizyon söyleşisinde, eski takım arkadaşı Emre’nin “aslen” Fenerbahçeli olduğunu ağzından kaçırınca ya da bile bile söyleyince şaşırdık, Emre aslen Fenerbahçelidir, evet, doğruymuş, Fenerbahçeliymiş.
* * *
Ama yeni takımında da rahat durmuyor, hırçın...
Bir ay kadar önce Trabzon maçında, Afrikalı oyuncu Zokora maçtan sonra Emre’yi kamuoyuna şikâyet etti.
“Bana pis zenci, dedi.”
Emre’nin İngiltere’de kesinleşmemiş böyle bir sabıkası da vardı; ırkçılığa karşı olup, “Ayıptır!” diye sıraya girenlerden biri de bizdik. Emre’ye futbolun kuralları içinde iki kez ceza verildi.
Ceza son Trabzon maçında bitti.
* * *
İki takımın futbolcuları ellerini sıkarak birbirlerine iyi şanslar dilerken, Emre elini uzattı, hayır, Afrikalı futbolcu elini vermedi.
Ayıptı, Emre’nin “Pis zenci!” demesi kadar ayıptı.
Maç başladı, takdir-i ilahi, Emre üçüncü dakikada Fenerbahçe’nin ilk golünü atınca, arkadaşlarının altında ezilirken, herhalde toprağı öpüyor, “Allah’ım sen ne büyüksün!” diyordu...
* * *
Ama Fildişi Sahili’nin bembeyaz dişli çocuğu intikamını almayı kafasına koymuştu, Emre’ye öyle bir daldı ki, Erman Toroğlu “Öldürmeye tam teşebbüs!” diyordu. Hatta öldürmese bile “Hadım da bırakabilirdi!”... Bu Erman Toroğlu’nun yorumu...
Evet, Emre Belözoğlu’na borçluyduk, borcumuzu ödedik.
Şunu da söyleyelim ki, kendisini dinledikçe, “Bu Emre mi futbol oynarken abuk sabuk işlerin ortasında olan?” diyorsunuz.
Yorum Gönder