Milli Eğitim Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ve Gıda Tarım, Hayvancılık Bakanlığı’nın düzenlediği ilköğretim okullarında süt dağıtma kampanyasının daha ilk gününde onlarca farklı ilde, binden fazla çocuğumuz zehirlendi!
Okurlar büyük bir iyi niyetle soruyor:
“Sorumlular cezalandırılmayacak mı?”
İşte bu yazı onlara yanıt niteliğindedir!
***
Tarih: 5 Mayıs 2008: Tam 48 öğrenci, Kahramanmaraş’ta merkeze bağlı Karacasu Beldesi’nde okulda içtikleri sudan zehirlendi, hastanelik oldu.
Tarih 26 Ağustos 2008: Nusaybin’de 2 kişi içtikleri meyve suyundan zehirlendi. Zehirlenmeye, meyve suyu kutusunda bulunan bir “cismin” neden olduğu belirlendi.
Tarih 19 Şubat 2009: Ordu’nun Ünye İlçesi Devlet Hastanesi ana binası ile ek binalarında dağıtılan yemeklerden 40 hasta zehirlendi.
Tarih 19 Şubat 2009: Osmaniye’nin Yarpuz Köyü’nde 1’i çocuk, 10 kişi yedikleri peynirli börekten zehirlendi.
Tarih 19 Mayıs 2009: Manisa’nın Salihli İlçesi’nde, 3 farklı düğün organizasyonunda, aynı işletmede üretilen pastadan yedikleri öğrenilen yaklaşık 200 kişi zehirlendi.
Tarih 29 Ekim 2010: Sakarya Yenikent Devlet Hastanesi’nde servis edilen köfteyi yiyen 234 kişi zehirlendi.
Tarih 17 Temmuz 2010: Balıkesir’in Sındırgı İlçesi’nde, 75 kişi bir pastaneden aldıkları dondurmayı yedikten sonra zehirlendi.
Tarih: 20 Şubat 2011: Geyve’de trafik kazasında ölen liseli genç için okutulan mevlitte ikram edilen tavuklu pilavı yiyen 130 kişi zehirlendi.
Tarih 7 Ağustos 2011: Malatya’da çoğu çocuk 350 kişi içme suyundaki virüsten rahatsızlandı ve yüksek ateşle hastaneye kaldırıldı.
***
Bu örneklerden, daha on binlerce verebilirim...
Bugüne kadar ihmalden, pislikten, aşırı kâr hırsından, cahillikten on binlerce toplu zehirlenme olayı yaşandı...
Aralarında askerlerimizin, öğrencilerimizin, hastalarımızın bulunduğu yüzlerce yurttaşımız öldü, yüz binlercesi rahatsızlandı.
Araştırın bakalım; bu zehirlenmelere, hastalanmalara neden olan “sorumlulardan” bir kişi olsun cezalandırıldı mı?
Son kullanma tarihi çoktan dolan eti, sütü, et ve süt ürünlerini, balığı, tavuğu “topluca kakalayan” binlerce kalleşten, sahtekârdan bir kişi ceza aldı mı?
***
Amerika’da bir hamburger yersiniz, dişiniz kırılır...
Gider dava açarsınız...
Zavallı hamburgerci size ödediği milyonlarca liralık tazminatla kurtulamaz; bir de iflas eder...
Çünkü medyada sayfa sayfa teşhir edilir.
Bizde ise; sorumlular özür bile dilemez...
Bozuk süt dağıtırlar, çocuklarımızı zehirlerler; “vali” olmuş aklı başında bildiğiniz bir adam çıkar, “Psikolojiktir, psikolojik” der!
Bir diğeri, “Canım birkaç yüz çocuk zehirlenmiş alt tarafı... Bizde bunlardan 200 bin tane daha var” diye demeç verir...
***
Ah benim saf, temiz, iyi niyetli, “adam gibi adam” okurum:
Hani ısrarla soruyorsun ya, “Sorumlular hesap verecek mi?” diye...
Yanıtım sana:
Tabii, tabii!
*****
ÜYELİK!
MKE Kayaş Kapsül Fabrikası işçilerinin tümü AKP’ye üye olmuş ama bundan haberleri bile olmamış!
CHP Ankara Milletvekili İzzet Çetin’in, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın internet sitesinde yaptığı araştırma sonucu ortaya çıkmış işçilerin üye yapıldığı...
Peki; nasıl olmuş bu?
Birileri, işçilerin özlük dosyalarındaki bilgileri almış, AKP Çankaya ilçe örgütüne götürmüş... Onlar da üye yapmış!
Bu haberi okuyunca hiç şaşırmadım. Çünkü son aylarda bu şekilde yüzlerce şikâyet aldım ama araştırma olanağım olmadığı için yazmadım.
Oy hırsızlığı yıllardır konuşulur ama “habersiz parti üyeliğine” ilk kez tanık oluyoruz...
İleri demokrasi bu olsa gerek!
*****
Günün Sorusu
Ülke yangın yeri... AKP, her gün yeni bir sürprizle “şaşırtmaya” devam ediyor. Görevi iktidarın yanlışları konusunda kamuoyunu harekete geçirmek olan ana muhalefet partisi ise örgüt seçimlerinde “Alevi-Sünni” kamplaşmasıyla uğraşıyor... Partinin “ikinci adam”ı Gürsel Tekin, dün tüm görevlerinden istifa etti, sırada başkalarının da olduğu söyleniyor... Sorum Kemal Kılıçdaroğlu’na:
Partinizi yönetemediğinizi görmüyor musunuz?
*****
Biz bu kadar haini nerede ve ne zaman yetiştirdik?
Meclis Başkanlığı yeni anayasa yapmak için başta üniversiteler olmak üzere sivil toplum örgütlerinden “öneri” istedi...
Bu iktidarın doğru dürüst bir anayasa yapacağına inanmayan üniversiteler ve kuruluşlar, öneri sunmak bir yana daveti ciddiye bile almadı.
Kim ciddiye aldı biliyor musunuz?
Önerilerinin iktidardakilerin işlerini kolaylaştıracağını düşünen dinciler ve ayrılıkçılar...
Gelen önerilere bakın, ne demek istediğimi anlarsınız:
Nerede laiklik, cumhuriyet ve Atatürk karşıtı dinci ve bölücü örgüt var; hepsi kâğıda kaleme sarılıp döktürmüş:
“Anayasa’nın değiştirilemez ilk üç maddesi kaldırılsın...”
“Laiklik ilkesi çıkarılsın...”
“Türk sözü geçmesin...”
“Ankara, başkent olmaktan çıkarılsın...”
“Üniter devlet modelinden vazgeçilsin...”
“Şeriat hukukuna geçilsin...”
Okumuşsunuzdur, “Türk Bayrağı değiştirilsin” diyen bile çıktı...
***
Bu önerileri okurken tansiyonum yükseliyor, gözüm kararıyor, yerimde duramaz hale geliyorum!
Ve gerçekten çok merak ediyorum:
Bu cumhuriyet, bu kadar yobazı, bölücüyü hangi ara, nerede yetiştirdi?
Eğer bunlar da bizimle aynı okullarda okuduysa, aynı öğretmenler tarafından yetiştirildilerse; hangi karanlık güçlerin ellerine düştüler de bu kadar hainleşebildiler?
Bu soruların yanıtını bileniniz varsa, ne olur bana da söylesin!
Yorum Gönder