Fenerbahçe eski başkanlarından Ali Şen, önceki gün Ntvspor Radyo’da şike süreci ile ilgili şaşırtıcı açıklamalarda bulunmuş.
Cezaevindeki Aziz Yıldırım‘ın “Bu şike davası değil, Fenerbahçe’yi ele geçirme operasyonudur” iddiasına katılmadığını belirten Şen, şunları söylemiş:
“Bu davanın siyasi bir dava olduğuna asla katılmıyorum. Cemaat olarak Fethullah Gülen Hoca’ya atfen söyleniyor değil mi? Ben kulüp başkanıyken, Hoca’nın vermiş olduğu iftar davetlerine katılmıştım. Çok da güzel şeyler anlatmıştı. O cemaatin, neden Fenerbahçe Kulübü’nü ele geçirme çabaları olsun? Beni buna asla kimse inandıramaz.”
Futbolla hiç ilgilenmediğim için kimin hangi sahayı, hangi kaleyi ya da kulübü nasıl ele geçireceğini, kimin kime sinsice gol atmaya çalıştığını da pek bilmiyorum!..
Ancak kimilerinin bütün dünyası top ve filenin buluşması olunca; memleket idaresinde neler döndüğünü,toplum, siyaset ve ekonominin hangi çarkın dişlileri arasında ezildiğini de göremiyorlar!..
“Çarşı her şeye karşı” propagandasında ironik bir muhalif duruş görülse de; dünya ve ülke meselelerine ilgisizlik, futbolun bir afyon gibi kitleleri duyarsızlaştırdığı iddiasını da ne yazık ki haklı kılıyor...
Peki Ali Şen’in aklı ‘hava’da mı?.. Kendisini yakından hiç görmediğim için, hiç tanışmadığım için bilmiyorum...
Ancak kendi ifadesinden de öğreniyoruz ki, Şen’in aklı da gözü de kesinlikle ‘hava’daymış!..
Zindana atılan top ofsayt mı?..
SXC adlı bir yabancı şirketin Türkiye temsilcisi olan Ceylan Pirinççioğlu, düzenlediği basın toplantısında, Türkiye’den ve yurt dışından uzaya gitmeyi düşleyen kişi ve kurumlarla görüştüklerini söylemiş!..
Pirinççioğlu, roketle uzay yolculuğunun 2014 yılında başlayacağını, bu kapsamda müşterilere sunacakları iki uzay turizmi paketinden birinin, balonla uzay yolculuğu olduğunu da anlatmış!.. Pirinççioğlu aklı fikri havada olanlar için şu bilgileri de vermiş:
“Test uçuşları devam ediyor. Türkiye’den uzay yolculuğuna gitmek için bir platform kurulacak. 2 saat süren bu yolculukta, 36 kilometre yükseklikten seyredilecek. İniş de paraşütle.”
Pirinççioğlu, bir süre önce Türkiye’den ilk uzay yolcusunu tanıttıkları bu turun, ikinci yolcusunun da Ali Şen olduğunu açıklamış.
Ceylan Hanım’ın basın toplantısına katılan Ali Şen’in ilk sözleri bile, “aklı fikri topta” saptamasını haklı çıkarmış:
“Bu yaşa geldikten sonra en son heyecan olarak buna karar verdim. Dünyayı büyük bir tenis ya da futbol topu olarak göreceğiz.”
İnsanların “teknolojinin sunduğu olanakları takip etmesi” gerektiğini belirten Şen; “Ben uzaya bir de Fenerbahçe bayrağı götüreceğim” demiş.
Ali Şen keşke teknolojiyi takip ettiği kadar memleket meselelerine de ilgi duyabilseydi!..
En azından o zaman, Fethullahçıların bile itiraf ettiği “Hizmete sempati duyanlar her yerde” sözünü de çürütmeye çalışmazdı!..
Belki o zaman cezaevine düşmüş Aziz Yıldırım’a karamboldan gol atmaya da kalkışmazdı...
Eeee... insan dünyadayken bile uzaylı gibi dolaşırsa, ofsayta düşmekten ne yazık ki kurtulamıyor!..
Balyoz vahşetinin barbarları!..
Bu köşeyi takip edenler, yalnızca töre iddiasıyla gerçekleştirilen kadına yönelik şiddete değil, doğaya ve hayvanlara yönelik vahşete de sert tepki gösterdiğimizi bilirler...
Mersin’de seyyar satıcılara ait 3 atın, kimliği belirsiz kişilerce ahırda benzin dökülerek yakılmasından söz etmeyeceğim!.. Çünkü insanlık adına mide bulandırıcı!..
At sahiplerinden Hasan Kaya‘nın “Hiç kimseyle bir problemimiz yoktu. Atlardan ne istediler bilmiyoruz” şeklindeki isyanını da, yetkililerin duyarlılığına bırakıyoruz!.. Çünkü vahşetin dahası da var!.. İran Hayvan Hakları Koruma Derneği tarafından yayınlanan ve video dünya basınında büyük yankı uyandırırken, ben de en azından yarısını içim ezilerek, kahrolarak izlemeye çalıştım...
Ülkenin orta kesimindeki İsfahan eyaletine bağlı Semirom ilçesinde çekilen görüntüde, birkaç kişinin işkenceyle bir eşeği öldürdükleri görülüyor!.. Görüntüde bir kişi eşeği iple tutarken diğeri, hayvanın kafasına balyozla vuruyor!..
Balyozlu yaratık, ilk darbeyle yere yığılan hayvana acımasızca vurmaya devam ederken, görüntüleri cep telefonuyla kaydeden bir başka yaratığın da, keyiften kahkaha attığı duyuluyor!..
Videoda, canilerin bu dehşet verici vahşeti eğlenmek amacıyla yaptıkları görülüyor!.. Hani derler ya; “Eşeğin ölümü köpeğe ziyafet...” İşte öylesine bir keyif!..
Eşeğin dersi dünya döndükçe!..
Ben İran‘daki bu canilerin yaptığını “eşeklik” diye tanımlamak istemedim... Zaten bu doğru da olmazdı, çünkü hiçbir eşek böylesine bir vahşetin oyuncağı olamazdı...
O iki vahşi yaratık, bu canice eylemleri nedeniyle dünya döndükçe elbette lanetlenecekler!..
Ancak eşek üzerinden cehalete, aptallığa, barbarlığa, ihanete ve vahşete verilen ders insanoğlunun dilinden hiç düşmeyecek: O barbarlar için hep denilecek ki, “Tahsil cehaleti alır, eşeklik baki kalır!..”
O vahşiler için “Alçak eşek binmeye kolay, öksüz çocuk dövmeye kolay” denilecek!.. İnsan olduğunu zanneden o yaratıkları anlatırken, “Deve büyüktür amma beşini bir eşek yeder” diye ders verilecek!..
Hatta onlardan söz edilirken herkes “Eşeğe altın semer vursalar yine eşektir“ diye bağıracak!..
Belki bir gün başkaları da, insanlıktan çıkmış o barbarları “Eşek sudan gelinceye kadar“ dövecek!..
Yorum Gönder