Bu Davalar Gizli mi?

Yıllara yayılan davalar, soruşturmalar, bir biçimde açılmış davalara bağlanarak süreç boyunca devam eden tutuklamalar...
Türkiye yıllardır Ergenekon, Balyoz, Andıç gibi davaları tartışıyor.
Bu davaların çoğu ile ilgili soruşturma süreçleri bile gazetelere yansıdı.
Hatta delil mi, değil mi belli olmayan belgeler bile önce gazetelerde yayımlandı.
Davalara konu olan kişilerle ilgili her türlü suçlama gazetelerde, televizyonlarda yapıldı. Onlar da kendilerini savunabildikleri ölçüde savunmaya çalıştı.
Bu davalarla ilgili pek çok kitap yazıldı.
Pek çok internet sitesi kuruldu.
Deliller bu sitelerde, kitaplarda, gazete ve televizyonlarda açıklıkla, ayrıntılarıyla ele alındı, tartışıldı.
Hâlâ da bu süreç devam ediyor.
Bununla da kalmıyor, pek çok insanın kafasında bu davalarla ilgili çok değişik komplo teorileri ve nereden duyulduğu belli olmayan dedikodular, şaibeler var.
***
Ama belki bunların hepsinden önemli olan da, bu davalarla başlayan sürecin, yargıya, hukuk devletine olan güveni açık biçimde tartışılır hale getirmiş olması.
Bu tartışma yalnızca burada, taraflar arasında geçmiyor.
Uluslararası kamuoyunda, medyada, uluslararası hukuk kuruluşlarında da devam ediyor.
Çünkü zaten insan hakları ihlalleri açısından Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi sicili en bozuk ülkelerden biriyiz.
Bu konuda kamuoyu da ikiye bölünmüş ve kafası karışmış durumda.
Bu davalara, bırakın medyayı, Başbakan’dan muhalefet liderlerine kadar bütün parlamento da katılıyor ve tartışma orada da sürüyor.
Davalar, ülkenin en önemli güvenlik kurumlarından, üniversiteye, sendikalara, hukukçulara, yazarlara, gazetecilere, sivil toplum kuruluşu temsilcilerine dek uzanıyor.
Davalara konu olan isimler kamuoyunda daha önce bu türden herhangi bir faaliyetiyle tanınmış isimler değil. Aksine çoğu, kamuoyunda, katılsanız da katılmasanız da, düşüncelerini açıkça dile getiren ve arkasında duran saygın isimler olarak görülüyor.
***
Bu davalarda, ordunun da içinde bulunduğu pek çok isim, ülkenin yakın geçmişini yönlendirmek üzere bir terör örgütü kurmakla ve kaos ortamı yaratmakla suçlanıyor.
Davalarla ilgili kamuoyuna yansıyan haberler üzerine davalar açılmış olsa da böylesine büyük davaların gizlice sürdürülmesi hiçbir ülkede mümkün olamadığı gibi bizde de olmuyor.
O halde, merak ettiğim konu şu: Bu davalara neden yayın izni verilmiyor?
Sonuçta dava konusu olan kişilerin avukatları veya savunucularıyla, savcıların ve hâkimlerin savunucuları televizyonlarda ellerinde iddianameler ve delil klasörleriyle her şeyi konuşabildiğine göre neden biz gerçek tarafları mahkeme salonunda izleyemiyoruz?
Böylece bir ülkenin kaderini belirleyeceği ileri sürülen, bir kısım insana göre temiz toplum için şart olan, başkalarına göreyse tamamen düzmece olan bu davalar hakkında herkes daha doğru bir fikir sahibi olmaz mı?
Yorum Gönder