Mangalın Arkadaşı - Ferhan Şensoy

Sütten çıkmış, bembeyaz kaşık Sami Hoştan çok güzel konuştu televizyonda, meydan
muharebesi kazanmış bir cengâver gibi;
-Suçum olsa hapiste olurdum. Niye dışardayım?
Düz mantık açıdan soru doğdu. Niye dışarda ki? O da niye dışarda olduğuna çok şaşırıyor
olmalı.
-Ama siz bir süre içerde kaldınız!
-Ama sonra çıktım.
diyor.
-Niye çıktınız?
denilemiyor.
Hoş bir adam Susurluk ve Ergenekon davalarında adı geçen Sami Hoştan. Çok hoş konuşuyor televizyonda, ona sorulan kişilerin hiçbirini tanımıyor! Hollanda’da, Almanya’da mafyamatik olarak, uyuşturucu nakliyesi konusunda sorgulanmış.
-Herkes beni mafya diye tanıyor, ben mafya değilim.
diyor.
-Peki, niye herkes sizi mafya diye tanıyor_
600 kilo eroin kaçakçılığında gündem geliyor adı, konuyla hiç ilgisi olmadığını açıklıyor, çok güzel sırıtarak, Brecht açısından çok başarılı bir epik oyunculuk içinde. Brechtengiz tiyatro matematiğiyle hepimiz anlıyoruz ki, tip yalan söylüyor. Her işin içinde, hiçbir şeyden haberi yok!
-Ortada dedikodudan başka bir şey yok!
diyerek gülümsüyor, eroinsel kaçakçılıktan zaman aşımıyla yırtmış tip.
Ömer Topal‘ın öldürülmesi konusunda hiçbir bilgisi olmadığını dile getiriyor, gayet mütebessim Sedat Bucak’ın çok yakın dostu hoş adam.
Pek hoş değil aslında tavrı, gülümsemesi bir cinayet işlemeye hazır birinin kötü oyuncu façası. Epik olduğu zart diye belli oluyor.
Bertolt Brecht onu tanısa hemen Berliner Ensemblo kadrosuna alırdı. Epik oyunculuk herkesin başarabileceği bir şey değildir.
Veli Küçük’le bir mangal partisi ve fakat kendisini hiç tanımıyormuş!
Hiç tanımadığın adamla ne mangalı, ne partisi? Sanırım her ikisi de mangalın arkadaşı, mangal onları tanıştırmayı unutmuş!

Ferhan Şensoy/AYDINLIK