Bombacı - İnci Aral

Çocukluğunu küçücük, kutu gibi bir odada geçirdi. Elişi ahşap kutular yapmayı seviyor, güzel ve incelikli nesneler üretiyordu. Yeniyetmelik çağında sınıfının inek öğrencisi ve parlak bir matematik dehasıydı. Shakespeare, Viktor Hugo ve Conrad ciltleriyle çevrili yaşarken kutu ve bomba yapma işini bir arada getirdi. Bombalarda plastik olmayan basit malzemeler kullanıyor, üzerine hayallerini boca ediyordu. İlk bombasını bir roman cildi içinde patlattı. Çöp ve posta kutularını havaya uçurduğu deneylerden sonra insanları öldüren bombalara girişti. Onları zımparalayıp parmak izlerini siliyordu. İzini sürmek imkânsızdı.
***
18 yıl boyunca gönderdiği bombalı paketlerle 3 kişinin ölümüne, 23 kişinin yaralanmasına yol açan, manifestosunu -bomba tehdidiyle- Washington Post’ta yayımlatarak ABD ve uluslararası kamuoyunda yankılar uyandıran Theodore Kaczynski, 1996 Nisanı’nda yakalandı. Kimliği saptanamadığı sürede FBI ve medya tarafından Unabomber adıyla anılmış zanlı, Harvard Üniversitesi’ni bitirmiş, 54 yaşında bir matematik profesörüydü. On yıl öğretim üyesi olarak çalıştıktan sonra ortadan kaybolup kendi inşa ettiği, elektriksiz bir dağ kulübesine çekilmişti. Bombalı paketlerini gönderdiği yerler ise bilimsel araştırma ve deney laboratuvarları, insan doğa ve hayvanların tahribatına yol açan teknoloji merkezleri, orman ve kereste endüstrisi gibi hedeflerdi.
Sekiz gazete sayfasını dolduran manifestosunda, sanayi toplumunun insanlığı yok oluşa sürüklediğini, teknoloji saatini geriye döndürerek insan irade ve kontrolünden bağımsız doğal yaşama geri dönülmesi gerektiğini ileri sürüyordu. Amacı insan öldürmek değil, toplumu sözleriyle etkileyip uyarmaktı. Bunu yazılarıyla yapmak yerine şiddete başvurmuştu ama çaresi yoktu: “Yazdıklarımı bir yayıncıya gönderseydim kabul edilmez, yayımlansa bile fazla okura ulaşmazdı. Çünkü medyadaki eğlence programlarını izlemek ciddi bir makale okumaktan daha zevklidir.” Ancak uyguladığı şiddet, eleştirdiği kültürün dikkatini çekince insanlar yazılarını ciddiye alıp kitleler halinde okumaya koyulmuşlardı. Teknoloji odaklı uygarlığın insanlığın kültürel gelişimini çok olumsuz etkilediğine inanan Unabomber, ciddi yazarların insani kültürü canlandırmasının en kolay yolunun medyatik cinayetler işlemekten geçtiği görüşünde haklıydı!
***
Kaczysky’nin tezleri medya çenebazları ve bazı çevrelerce alaya alındı. Öngördüğü değişimin sonuçlarını hayal edemeyecek bir meczup olmakla suçlandı. Güzel konuşması, duruşmalarda donanımlı, üstün zekâlı, zarif biri olarak göz doldurması kendisine verilecek cezada kararsızlık doğurunca kamuoyuna başvuruldu. Sonuç idam edilmemesi yönünde oldu. Ömür boyu hapis cezasını çekerken manifestosu dünyanın her yerinde yayımlandı, makaleleri ise dergilerde yer alıyor.
***
Kaczyski’nin ütopyası, teknolojinin insanlardan aldığı özgürlük, özerklik ve mutluluğun yeniden kazanılması arzusuna dönüktür. “Hastayız, çünkü dünyayla ilişkimizi yapılandıran teknolojik sistemin tasarlanmış ürünleriyiz” diyordu. Ona göre bu insan, “Sıkıntı, özdeğer yitimi, aşağılık duygusu, kaybetmişlik hissi, depresyon, düşmanlık, suçluluk, yeme-içme bozukluğu, eş ya da çocuk tacizi gibi…” sorunlar yüzünden çıldırmanın eşiğindedir. Teknolojik gelişmenin yararları vardır ama giderek artan bir biçimde bağımlılığa sürüklendiğimiz, sistemin köleleri haline geldiğimiz de ortadadır. Örneğin TV, valium’un (antidepresan) elektronik versiyonudur.
Bombacının, “Kitle medyasının eğlenceler seline kapılan ve şiddet içeren imajlarla boğulan” insanlığın uyuşukluktan nasıl kurtulacağı, nasıl yeni başlangıçlar yapılabileceği sorusuna cevabı net değil. Çünkü o yaşanabilir bir dünyaya şiddetle kutsanmış bir hayal gücüyle kanat açtı. Yine de soruları önemli ve geçerliliğini fazlasıyla korumakta.

İnci Aral/Cumhuriyet

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget