8 şehit! - Necati Doğru

En son; PKK sorunu yoktur “Önderinin kabul edilmesi sorunu vardır” noktasına gelmişlerdi.
Terör dedik çözemedik.
Terör demeyelim.
İsyandır!
İsyan diyelim.
Önderine de terörist demeyelim.
İsyan lideri diyelim.

İsyan, isyan lideri ile görüşerek durdurulabilir diyorlardı. Öyle yaptılar.  MİT, Genel Kurmay, Başbakanlığın önde gelen isimleri adaya gidişlerini, görüşmelerini, konuşmalarını hızlandırdılar. Öbür yandan TESEV adlı bir sivil toplum kuruluşu da; “Genel Kurmay Başkanı, biz askeri olarak PKK ile baş edemeyiz diyor” diyen raporu bir ünlü gazeteciye yazdırdı. Başbakan’ın “ağabey” dediği başka bir ünlü gazeteci de Kandil’e gitti;  PKK’nın komutanı Karayılan’ın TESEV raporunda yazılanları doğrulayan konuşmalarını yayınladı.
Terör işe yaramıştı.
Hedefe varılmıştı.
İşte ordu yenilmiş ilan ediliyor. Öcalan da kendisiyle barış için konuşulması gereken isyan lideri kabul ediliyordu. Şimdi “Bıçak kemiğe dayandı” diyen Başbakan da bu noktaya gelinmesine göz yuman ve hatta “Analar ağlamasın” açılımı ile de omuz veren siyasi kişilik oldu.

Xxx

Terör işe yaramıştı.
Demir tava gelmişti.
Yine de durmadılar.
Kanlı pusulara devam ettiler.
Mayın döşemeyi sürdürdüler.
ABD’nin kontrolündeki Kuzey Irak’ta Kandil dağını merkez üs edinerek silaha sarılmış olanlar dün gece yarısı sahur vakti 8 askeri daha şehit ettiler. Önceki gün şehit olanlardan Onbaşı Onur Karakuş, ölmeden birkaç saat önce fecebook’taki sayfasına; “Burası ne cennet ne harikalar dünyası. Burası insanların sustuğu, mermilerin konuştuğu, güllerin yerine barutun koktuğu, ırmakların yerine kanların aktığı, kuşların uçmaya , kurtların yaşamaya korktuğu Gabar dağlarının tam ortası.  Şırnak Beytüşşebap’tır burası. Batıda şafak sayanların değil tezkereye bir gün kala şehit olanların yeri” diye yazmıştı.
Mermiler konuşuyordu.
O mermileri konuşturup Onbaşı Onur’ları şehit edenler, silahlarını bırakıp teslim olmadan Habur’a seyyar mahkeme götürüp analar ağlamasın” açılımına geçmenin bedeli çok ağır oluyordu. Aynı ordu 2000 yılında terör örgütünü askeri olarak sıfırlayıp bitirmişti. Bugün TESEV raporunda; ismi, zamanı, yeri verilmeden bir genel kurmay başkanının şimdiki başbakana “Biz askeri olarak PKK ile baş edemeyiz” dediği propagandası yazılıyordu.
Terör amacına böyle ulaştı.
Terör dedik çözemedik.
Terör demeyelim dediler.
Raporunu bile yazdılar.

Xxx

Sonunda Başbakan, Onbaşı Onur Karakuş’un ölmeden 1 saat önce yazıya döktüğü gerçeğin farkına vardı. Terör demeye başladı. Geçen ramazanda “analar ağlamasın” diyordu, bu ramazanda “bıçak kemiğe dayandı” diyor. Ramazandan sonra bilesiniz ki, bu ülkede “barışın miladı” çok farklı olacak diye ekliyor.
Ramazandan sonra ne olacak?
Kandil’e girilecek.
PKK silah bırakacak.
BDP milletvekilleri Meclis’e gelecekler. Kürt ile Türk’ün bu topraklarda ebediyen ayrılmayacağı “kardeşlik ve beraberlik”  nasıl yeniden kurulur sorsunu konuşmaya başlayacaklar.
12 gün kaldı.
Ramazan bitiyor.

 KUTU
(uyan borusu)

Köylü uyanıyor!

Vali’nin söylediği söz de yenilir yutulur değil. Halka büyük hakaret. Vali, “saati köylülere geri verirsem çalarlar” demiş. Kim çalacak? Köylü kendi saatini mi çalacak? Burdur’un Günalan köylüleri, camideki antika saati alıp geri göndermeyen Vali Süleyman Tapsız’a karşı giriştikleri “saatimizi geri verin” mücadelesi sağlıktır. Bu halk hırsızı anlayınca uyanıyor.

Necati Doğru

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget