Osmanlı Anayasası - Orhan Erinç


Meclis’te grubu bulunan partiler yeni anayasa konusundaki önerilerini başkanlığa sundular.
En özgün önerinin AKP tarafından yapıldığını belirtmek gerekiyor.
Öneri, yeni anayasayı yaparken yürürlükteki anayasayı yok saymak gibi kendine özgü bir hukuk anlayışıyla başlıyor.
Değiştirilemeyeceği, hatta değiştirilmesinin bile teklif edilemeyeceğianayasa kuralı yok sayılıyor.
Ardından Başkanlık Sistemigeliyor.
Başkana tanınan yetkilere bakınca sistemin Kuzey ve Güney Amerika ile Afrika’da uygulanan sistemlerden daha başat bir başkan yaratmak amacını taşıdığı görülüyor.
Oluşturulması amaçlanan anayasanın anlaşılmasını kolaylaştırmayı sağlamak için gelin tarihe dönelim.
***
Osmanlı’nın ilk anayasası 1876’da Kanuni Esasiadıyla düzenlenmiştir. Önce 8 Ağustos 1909’da, sonra da 15 Mayıs 1914 ile 19 Ocak 1914’te değiştirilmiştir. (Değişikliklerin son ikisinde yaşanan zıtlık hicri tarihten kaynaklanmaktadır. İlkinin değişiklik tarihi 2 Recep 1332, ikincininki 26 Rebiülevvel 1333’tür. 354 günlük ay yılı 365 günlük güneş yılında iki yılı birden içermektedir.)
1876 Anayasası’na göre Padişah hazretleri, hilafeti de temsil ettiği için İslam dininin koruyucusu ve bütün Osmanlı uyrukluların hükümdarı ve padişahıdır.
Padişah hazretleri mukaddes ve sorumsuzdur.
Osmanlı devletinin uyruğunda bulunan kişilerin hepsine herhangi din ve mezhepten olursa olsun ayrımsız Osmanlı tabir olunur.
Osmanlı uyrukluların devlet hizmetinde çalışabilmeleri için devletin resmi dili olan Türkçeyi bilmeleri şarttır.
***
Padişahın görev ve yetkileri de 1876 Anayasası’nın 7’nci maddesinde uzun uzadıya sayılmış durumda.
1909’daki değişiklikte padişah Meclis’i toplamama ve toplanana kadar da Bakanlar Kurulu’nun kabulü ve padişahın onayıyla geçici yasa (Kanunu Muvakkat) çıkarma yetkisi tanınmış.
19 Ocak 1914’teki değişiklikte ise padişaha yeni yetkiler verilmiş:
...Meclisin belirli bir zaman için tatili, otuz beşinci madde gereğince milletvekilleri kurulunun gerektiğinde fesh edilmesi ve genellikle uluslararası sözleşmelerin imzalanması padişahın mukaddes hukukundandır.
***
Gözümden kaçtıysa kusur benimdir. Kanunu Esasi’de kadılarla (hâkim) ilgili bir bölüme rastlamadım.
Ama o da, yine padişah iradesiyle yürürlüğe sokulan Mecelle’nin (Hâkimlik) Kara Kitabında şöyle yer alıyor:
Hâkim, halk arasında yaşanan dava ve çekişmeyi şeriat hükümlerine göre gidermek üzere padişah tarafından seçilen ve tayin edilen kişidir.
***
Aklınızın bir köşesinde bulunsun istedim.
Kaynak: Prof. Dr. Suna Kili / Osmanlı ve Türk Anayasaları / Boğaziçi Üniversitesi Mayıs 1980
Not: Günümüz Türkçesine çeviri benimdir. (O.E.)

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget