Tutuklu milletvekilleri için yeni umut

4. Yargı Paketi, TBMM Adalet Komisyonu’nda oluşturulan alt komisyonda görüşülüyor. Tutuklu milletvekillerinin tahliyesini sağlayacak bir düzenleme içermeyen tasarının, genel kurulda verilecek önergelerle milletvekillerini kapsaması için çalışmalar yapılıyor. Bu konuda, muhalefet partisi milletvekillerinin, AKP yetkilileriyle sıkı temas içine girdikleri bildirildi. Gizli yürütülen temasların olumlu sonuç vereceği konusunda muhalefet partileri umutlu.

Mevcut tasarısının, bir ve şiddeti teşvik etmedikçe terör örgütü propagandasını suç olmaktan çıkarmak” dışında yeni bir şey getirmediği belirtildi. Muhalefetin “içi boş” olarak nitelediği tasarının, komisyonda ve genel kurulda içinin doldurulabileceği değerlendiriliyor. Uluslar arası toplantılarda hükümetin karşısına sürekli çıkartılan “tutuklu milletvekilleri” konusu da gündeme gelebilecek konuların başında bulunuyor.

“Reform” adı altında yapılan düzenlemelerin sorunu çözmediği için her seferinde “yeni paketler” açıldığına dikkat çeken CHP’nin hukukçu milletvekili Ali Rıza Öztürk, SÖZCÜ’nün sorusu üzerine, “Paket, paket getiriyorlar ama bir şey çözülmüyor. Pratikte takıldıkları her sorun için ayrı düzenleme yapmak istiyorlar. Tutuklamadan kaynaklanan sorunların özünde Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun 100. maddesinin 3. fıkrası var. Bu fıkra yürürlükten kaldırılmadıkça tutuklamaların önü alınamaz” dedi.

Tutukluluğa sınırlama
CHP’nin tasarının görüşülmesi sırasında tasarıda yer alması için çaba göstereceği hükümler şöyle:

- Tutukluluk süresi fazla. Şu anda tutuklama süreleri ağır cezalarda 5 yıla kadar, terörle mücadele ile davalarda ise 10 yıla kadar uzayabiliyor. Bu tutuklamanın amacına aykırı. Tutuklama süresi 3 yıl ile sınırlandırılmalı.

- Türk Ceza Kanunu’nun 220. maddesi uyarınca, örgüt yöneticileri, örgüt faaliyetleri içinde işlenen suçlardan da sorumlu tutuluyor. Bu durum ceza sorumluluğunun şahsiliği ilkesine aykırı. Bu konuda yeni düzenleme gerekiyor. Örgüt yöneticisi olmak, örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen bütün suçlardan dolayı sorumlu kabul edilmek için yeterli olmamalıdır. Örgüt yöneticisinin işlenen amaç suç açısından sorumlu tutulması gerektiğini düşünenler, bunu genelde, iştirak iradesi ve katkısının ispatının zorluğuna dayandırmaktadırlar. Ancak bu sorunu, sırf ispat zorluğu nedeniyle ceza hukukunun genel ilkelerine aykırı biçimde çözmemek gerekir.

- Terörün tanımı yeniden yapılmalı. Bu tanımın iyi yapılmamış olması sıkıntıların kaynağı olmaya devam ediyor. Bu konuda taraflar önerilerde bulunacak.

- Yasalardan çok hakim ve savcıların yasaları istedikleri gibi yorumlamalarından kaynaklanan sorunlar bulunuyor. Yasaları tam olarak uygulamayan hakim ve savcılar hakkında HSYK tarafından işlem yapılmalı.

- Tutuklamanın devamına karar verirken yalnız savcıdan değil, sanık avukatından da görüş alacak. Bu yerinde bir düzenlemedir. Ancak, duruşmada avukata söz verilmiyor. Duruşmada avukata söz verilmemesi, savunma görevini engelliyor.

- Bir hakim veya savcının yasa hükmüne uymamasını HSYK denetlemeli. Çok sayıda şikayet oluyor ama bunlara müfettiş gönderilmiyor. HSYK’nın istediklerine müfettiş gönderip, istediklerine göndermeme uygulamasına son verilmeli.

SÖZCÜ

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget