Gavurluk üzerine - Deniz Kavukçuoğlu

Dil Derneği’nin Türkçe Sözlüğünde Arapça “kâfir”den gelen “gâvur”un kabaca karşılığı, “Müslüman olmayan kimse, Hıristiyan” olarak veriliyor. Bir anlamı da “dinsiz kimse” olan bu sözcük ayrıca “merhametsiz, inatçı” karşılığında da kullanılıyor. Aynı sözlüğe göre “gâvurlaşmak”, dinsiz gibi davranmaya başlamak” demek, “gâvur olma durumu” ise “gâvurluk” sözcüğü ile tanımlanıyor.

Başbakan Recep Tayip Erdoğan’ın siyasi hayalleri arasında İzmir’in “gâvurluktan kurtarılması”nın da bulunduğu öğrenile beri bu sözcükler günlük konuşmalarımızda sıkça yer alır oldu. Doğal ki Başbakan’ın hayali en fazla İzmirlileri ilgilendiriyor. “Gâvurlukları”, cumhuriyet tarihinde ilk kez bir başbakan tarafından dile getirilen İzmirliler ilk şoku üzerlerinden attıktan sonra şimdi “Bayram yok, seyran yok, Başbakan bizi niye öptü?” sorusuna yanıt bulmaya çalışıyorlar.

İstanbul doğumlu olmama karşın anne babamın kökenleri itibariyle ben de bir İzmirliyim, dolayısıyla bu “gâvurluk” durumu beni de yakından ilgilendiriyor, çünkü dolaylı da olsa kurtarılacak “potansiyel gâvurlar” arasında ben de varım. İzmir’e, akrabalarıma telefon ettim, oldukça tedirgin olmuşlar. Özellikle de kurtarılma operasyonu sırasında başvurulacak müminleştirme yöntemlerini merak ediyorlar. Aklıma büyük dedemin babası Mumyakmaz Hacı Hüseyin Efendi’nin Tilkilik Çarşısı’nda yaptırdığı cami geldi. Bunu söyleyince bayağı rahatladılar. Gerektiğinde referans olarak başvuracaklar.

***

Başkalarını rahatlatıyor olsam bile kendim rahatlayamıyorum. Örneğin, bir süredir kebapçılara gidemediğimden kebap yiyemiyorum. Belki bu yaşamsal bir eksiklik değil, ama neden olsun, dilediğim yemeği neden yiyemeyeyim? Burada aydınlatıcı bir iki söz etmem gerektiğini düşünüyorum. Kebapçı mönülerini bilirsiniz, ilk sayfalarında salatalar yer alır, aralarında bir salata var ki görür görmez sinirlerim altüst oluyor. Evet, doğru tahmin ettiniz, Gâvur Dağı Salatası.

Hemen tarifini de vereyim: 2 adet domates, 1 adet kuru soğan, 4 diş sarımsak, 10 sap taze nane, 1 adet yeşil biber, 10 sap maydanoz, yarım limonun suyu, 1 tatlı kaşığı pul biber, 1 çorba kaşığı nar ekşisi, bir çay bardağı sızma zeytinyağı, 1 çay kaşığı kuru nane, 40 gr ceviz içi, 40 gr kavrulmuş fındık içi ve tuz. Domatesi, kuru soğanı, sarımsağı, taze naneyi, yeşil biberi ve maydanozu çok ince kıydıktan sonra karıştıracaksınız, sonra tuz, limon suyu, pul biber, nar ekşisi ve zeytinyağını ilave edip üstüne kırık ceviz ve kuru naneyi serperek servis yapacaksınız. Dilerseniz ceviz yerine fındık içini kullanabilirsiniz.

Malzemesinden de görüleceği gibi aslında çok lezzetli bir salata, fakat adı münasebetsiz mi münasebetsiz. Mönüde her karşıma çıktığında bana İzmirliliğimi çağrıştırıyor. Belki İzmir’i gâvurluktan kurtarma fikri de Başbakan’ın aklına ilk kez bir kebapçı dükkânında gelip sonradan bir hayale dönüşmüştür, bilemiyorum.

***

Bu lezzetli salataya adını veren 3.337 m yükseklikteki Gâvur Dağı, Güney Anadolu’daki Bolkar Dağlarının bir parçası. Ünlü halk ozanı Dadaloğlu, Gâvur Dağı üzerine bir de türkü yakmış. Ruhi Su’nun seslendirdiği türkü, “Yine tuttu Gâvur Dağı boranı/ Hançer vurup acarladı yaramı/ Sana derim Mıstık Paşa ereni/ İçindeki bunca beyler nic’oldu” diye sürüp gider.

Tüm bunlar iyi hoş da, Başbakan, hazır eli değmişken İzmir’inki gibi o dağın da, o salatanın da gâvurluklarına bir son vermeli, diyorum. Çünkü burası dini bütün insanların yaşadığı bir ülkedir ve hoşgörünün de bir sınırı olduğu akıldan çıkarılmamalıdır. Ben kendi hesabıma Gâvur Dağı’nın adının Mümin Dağı olarak değiştirilmesini öneriyorum. Gâvur Dağı salatasına gelince… “Mümin Dağı Salatası” denemeyeceğine göre Başbakanımız ona da uygun bir ad bulur elbet.

25.12.2005/Cumhuriyet

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget