Öyle Olsa Ne Yazar Sayın Bekir Bozdağ? - Ali Sirmen

Öyle Olsa Ne Yazar Sayın Bekir Bozdağ?
...Çağdaş Hukukçular Derneği avukatlarının DHKP-C üyesi olduklarına dair toplanan tanıklık belgelerinin gerçekliğine inanmıyorum...
Çünkü DHKP-C adlı terör örgütünün herhangi bir istihbarat örgütünün icadı, beslemesi tetikçisi olmadığına inanmıyorum.
Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğun ‘terör örgütü kurup yönetmek’, eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı ‘Devrimci Karargâh terör örgütüne yardım etmek’ suçlamasıyla yargılayan bu ülkede, ben devletin ileri sürdüğü hiçbir suç gerekçesi, kimliği ve kanıtına inanmıyorum artık.
Pazar günü Mine Kırıkkanat’ın bu satırlarını okuyunca çok sevindim. Daha iki gün önce, ABD Büyükelçiliği’nin bombalanması olayı konusunda, ne düşündüğümü soran eşime provokasyon olasılığından söz etmiştim, Mine’nin kuşkusu beni doğruluyordu.
Ardından Bekir Bozdağ’ın açıklaması geldi.
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ Yozgat’ın Sorgun ilçesinde bir taksi durağını ziyaretinde Ankara’daki ABD Büyükelçiliği’ne yapılan bombalı saldırıyla ilgili açıklamasında bakın ne demiş:
- Parlamentoda olsun, başka yerlerde olsun DHKP-C terör örgütüne yönelik soruşturmaları kınayanlara olaya bakıp bir kez daha düşünmelerini tavsiye ediyorum.
***
Bekir Bozdağ’ın bu açıklaması, bombalama olayına kuşkuyla bakanları haklı çıkarmıştır. Bir an için komplo teorilerini bir yana bıraksak bile olayı, iktidarın kendini haklı çıkarmak için kullanması dahi düşündürücü.
Tabii ki Bekir Bozdağ’ın açıklamaları, ÇHD avukat bürolarının basılış şekilleri, savunmanların sorgularındaki soruları ve gözaltı uygulamalarını haklı çıkarmıyor.
Bombalama olayının saçmalığını, her türlü provokasyon olasılığını bir yana bırakalım ve kabul edelim ki DHKP-C örgütü gözü dönmüş bir terör örgütüdür.
Bu durumun kabulü, onları da savunan avukatların bürolarının çelik kapıları kesilerek, duvarları delinerek, gece yarısı basılmasını haklı göstermez.
Çünkü, Birleşmiş Milletler’in Aralık 1999’da kabul ettiği Avukatın Rolüne İlişkin Temel İlkeler Bildirgesinde de belirtildiği gibi “Avukatlar müvekilleriyle veya müvekkilleriyle ilgili davalarla özdeştirilemezler”.
Yani, DHKP-C’nin eli kanlı bir terör örgütü olması avukatları için de aynı şeyin söylenmesini haklı kılmaz.
Eski İstanbul Barosu Başkanı, ceza avukatı Turgut Kazan, Çağdaş Hukukçular Derneği Başkanı ve üyeleriyle ilgili olarak yürütülen soruşturma sırasında yapılanları eleştiren 22.01.2013 tarihli Avukatlara Yapılanlar Savunma Hakkına Baskıdır ve Bütün Uluslararası Belgelere Aykırıdırbaşlıklı açıklamasında, adil yargının onsuz olmazı avukatların özgürlükleri ve güvenceleriyle ilgili üç temel metinden söz ediyor.
***
Bu metinlerin ilkini yukarıda belirttik, ikincisi 25.10.2000 tarihli Avukatlık Mesleğinin Özgürce Yapılmasına İlişkin Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesinin Tavsiye Kararıdır. Nihayet üçüncü belge de 27.10.2002 tarihli Avukatlar Birliğinin 21. Yüzyılda Avukatlar Meslek Kurallarına Dair TURİN İlkeleridir.
Bütün bu metinler avukatların, yani savunmanların özgürlüğünün ve güvencelerinin adil yargının onsuz olmazları olduğunu söyler.
Bu yüzdendir ki avukatların bürolarının, evlerinin aranmasında, sorgulanmalarında, bunların savcı ve baro başkanının görevlendirdiği bir avukat olmadan yapılamayacağı gibi bazı kurallar getirilmiştir.
Oysa Çağdaş Hukukçular Derneği Başkanı ve üyesi avukatların bürolarının aranması ve sorgulanmalarında bu hususlara riayet edilmemiştir ve bu durum da bütün uluslararası belgelere aykırıdır. Sayın Bekir Bozdağ işte bunu anlamıyor.
Anlamasını kolaylaştırmak üzere bir daha söyleyelim:
- Sayın Bozdağ; Çağdaş Hukukçular’la ilgili olarak soruşturma yapılması değil, (herkes soruşturabilir) bu soruşturmanın usulüne aykırı yapılması eleştiriliyor.
DHKP-C’nin terör örgütü olması, eleştirileri mesnetsiz kılmaz.

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget