Erdoğan ve BDP lideri Demirtaş’ın karşılıklı demeçleri gösteriyor ki...
“PKK’ya silah bıraktırıyoruz” sloganı ile başlatılan İmralı açılımı yarı yarıya şekillenmiştir.
İktidar, Apo’nun koşullarını iyileştirecek, KCK’lileri affedecek, anadilde eğitim ve özerklik yolunda adım atacak...
Karşılığında BDP, AKP’nin başkanlık sistemini destekleyecektir...
Anayasa’dan “Türk” sıfatını çıkartmak konusunda iki parti anlaşma halindedir.
PKK gidecek, terör bitecek lafları da havadadır. Halkı narkozlamak için ortaya atılmıştır. PKK bugün gider gibi yapar yarın döner... Aldığı tavizleri cebine koyar yarın yenilerini ister. PKK tasfiye olmadan atılan her adım karşı tarafca taviz sayılır, yenileri istenir.
Bir dostumuz diyordu ki dün:
- Ben en çok Türk adını değiştirme girişimlerine milletin bu kadar sessiz kalmasını yadırgıyorum...
Diğeri şu yorumu yaptı:
- Millet terörle, ev baskınlarıyla, telefon dinlemeleriyle, yargıdaki hukuksuzluklarla, hapis korkusuyla şoka uğratıldı... Ulusal reflekslerini yitirdi. Yaratılan tartışmaların amacı da zaten buydu.
Yılmaz Güney
Prof. Şehmuz Güzel’in ilk baskısı 1994’te yapılan “İnsan Yılmaz Güney” kitabı Kaynak Yayınevi’nce yeniden basıldı.
Kitap Yılmaz Güney’e yol arkadaşlığı yapmış ünlü-ünsüz kişilerin tanıklığından oluşuyor. İkinci eşi Nebahat Çehre, O’nu anlatıyor:
“Yılmaz, Adana’da sinemalara film taşıyan bir çocukken izlediği filmlerden sonra notlar tuttuğunu anlatırdı. Ne bileyim, Ayhan Işık’ın şu filminde seyirci şu sahnelerde alkışladı. Seyircinin tepkisini, çocuk yaşında tespit eden biri elbette büyük sinemacı olacaktı...”
Hapishanelerden eşi Fatoş Güney’e 178 mektup yazmış. Birinde diyor ki:
“Asıl hapishane insanın kafasında yarattığı hapishanedir. Hayatı sınırlayan hapishane odur ki, ilk fırsatta yıkılmalıdır... Hapis olan benim fiziğim, kafam hapis değil onu kimse durduramaz...”
Yol filmi Fransa’da büyük gişe yapar. Duvar beklenen etkiyi göstermez. Yılmaz para sıkıntısı çeker. Ama her dara düşen onun kapısını çalar. Yılmaz borca da batsa kimseyi eli boş çevirmez. Dostu Bekir Yunus ona bu bonkörlüğün sebebini sorduğunda:
- Biz onlara parasız olduğumuzu anlatamayız, der...
Yılmaz Güney’in sineması da, bilinci de, gönlü de zengindi... Ama ah o tabanca merakı...
İnsan dünyaya
bir defa gelir.
Adam gibi yaşarsa bir defa
gelmek yeterlidir.
Joe E. Lewis
Picasso
Öykü, ünlü ressam Picasso’ya atfedilir...
Bir sergide Picasso’nun balık resimlerine uzun uzun bakan bir izleyici:
- Fakat üstad, demiş bunlar pek balığa benzemiyor...
Picasso’nun yanıtı:
- Onlar balık değil resim...
İnsanların balık ile balık resmi arasındaki farkı anlamaları için hayli eğitimden geçmesi gerekir.
Karikatür de öyle bir şey... Anlamak için çizgi sanatına aşina olmak, onu içselleştirmek gerekiyor.
AKP’li Burhan Kuzu, “Parlamenter sistem beş para etmez” demiş. Kabahat sistemde mi parlamenterlerde mi?
Fahrettin Fidan
Saygun
E. Org. Ergin Saygun hakkında tahliye kararı ameliyata alınmasından saatler önce... Sabaha karşı 01.00’de çıkmış. Hakimlerden biri çağrılınca apar topar gelmiş, heyet toplanmış ve hepimizi sevindiren karar çıkmış. Soru:
Gecenin o saatinde hakimi evinden getirterek heyeti toplatabilecek güç nasıl bir güçtür ve acaba hangi güçtür?haberguncel.blogspot.com
Yargıçlar üzerinde bu güce sahip merkezler varken olumsuz kararların da yine o merkezlerce verildiğini düşünmek yersiz olur mu?
Telef
Üsküdar Belediye Başkanı, Çamlıca Camisi’ne cemaati götürmek için Mecidiyeköy’den Çamlıca’ya teleferik yapılacağını açıkladı. İyi fikir...
Avrupa’nın en büyük teleferiği Fransa’daki “Vanoise Express” tir. 2003 yılında açılan 2 kilometrelik hat bir saatte 2 bin kişi taşıyabiliyor. 35 milyon liraya malmuştur. Bizimki en az 50 milyon yer... Haftada bir cuma günleri camiye cemaat taşımak için 50 milyon yatırım.. Yakışır!
Yorum Gönder