Komşuları Nasreddin
Hoca’yı yol ortasında aranırken görünce,
sormuşlar:
- Hayrola Hocam, ne arıyorsunuz?
“Anahtarımı kaybettim de...”
- Nerede kaybetmiştiniz?
“Samanlıkta...”
- Niye yolun ortasında arıyorsunuz?
“Burası daha aydınlık da ondan...”
Türkiye’nin sorunlarını CHP üzerinden
tartışmak Nasreddin Hoca’nın bu fıkrasına
benziyor.
CHP’nin ömrünü doldurduğunu, bittiğini,
1930-40’lı yıllarda kaldığını,
Türkiye’nin sorunlarına çare bulamayacağını, iktidara
gelmesinin olanaksız olduğunu, hükümetin hiçbir icraatını engelleyemeyeceğini,
bu bağlamda muhalefet görevini dahi yapamadığını söyleyenler,
CHP’ye yönelik en küçük tartışmada şunları
sıralıyorlar:
- İşte CHP kafası.
- CHP çözüme yine engel.
- Bu CHP’yle her şey çok zor.
- CHP yine kendini kurşunladı.
- Açılıma CHP darbesi:
***
Konunun bu yanına ilişkin söylenecek çok şey var ama, çelişkiyi
anımsatıp devam edelim.
Türkiye’de iktidarı destekleme yöntemlerinden
biri şu:
Muhalefeti eleştiri ötesinde yıpratmak, iktidarın seçeneksizliğini
pekiştirmek.
Hükümetin ve medyasının bu konudaki başarısını kutlamak gerek. Akla
gelen-gelmeyen her türlü yöntemi kullanıyorlar.
CHP’nin eleştirilmesi elbette doğaldır ama
ağırlıklı olarak yapılan eleştiri değil, saldırı.
Türkiye’nin başta iç barış olmak üzere en
önemli sorunlarının CHP üzerinden tartışılmasının bir nedeni de şu:
CHP’yi sosyal laboratuvar olarak kullanıp,
iktidarın atacağı bir adımın siyasette ve toplumda ne tür dalgalanmalara neden
olacağını ölçmek.
Bu ölçülerden çıkan sonuca göre, iktidar atacağı adımdan vazgeçebiliyor
ya da yön değişikliği yapıyor.
Hatta şöyle bir anlayış da hâkim:
Önce CHP’yi çözelim, sonra sorunları
çözeriz!
Ancak ocak ayının son haftasındaki tartışmada şöyle bir tablo ortaya
çıktı:
Siyaset ve medya CHP’yi bölme haberlerinde
bölündü!
Kimi yayın organlarına göre
“yenilikçiler” hazırlıklarını
tamamlamış, “ulusalcıları”
tasfiye ediyordu. Kimine göre de tersi söz konusuydu. Her haberin
seçenekli senaryoları bile vardı.
En çok Yeni Şafak’taki haberleri okurken
gözlerim yaşardı. CHP’nin kurtulması, krizden çıkması
için yapılması gerekenleri ayrıntılarıyla sıralıyorlardı.
***
Sosyal demokrat partiler dünyada geleneksel olarak
“kanatlıdır”. Kimi ülkelerde
“sol kanat”, “sağ
kanat” olarak adlandırılır.
CHP’nin de içinde değişik düşüncelerin
olması, hatta bunların bir “kanat” eğilimine
ulaşması olağandır.
Kanat benzetmesinden devam edersek, tek kanatlı kuş, uçmaz. Kanatlar
arasında ortak paydaların olması, kanatların ana gövdeye bağlı hareket etmesi
gerekir.
7 Aralık’ta
Silivri’ye 16 CHP milletvekili arkadaş ziyaretimize
geldi. Aralarında güncel tartışmaların farklı taraflarında olanlar da vardı. Bir
saatlik görüşmede hep birlikte her şeyi konuşabileceğimizi hissettim. İktidar
hedefine yönelip iyi bir gelecek kurabileceğimizi hissettim. Yazı aramızda, bu
mücadelenin bir ucundan tutabileceğim günleri sabırsızlıkla
bekliyorum.
Her türlü saldırıya, bu saldırılar karşısındaki dalgalanmalara karşın,
iktidarın başlıca seçeneği CHP’dir. Artık seçimler
dönemine girdik. AKP yerel seçimleri Eskişehir ve Antalya belediyelerine yönelik
operasyonlarla başlattı.
CHP’nin önünde bütün bu saldırıları
göğüslemek, ilk kurultayının Sivas Kongresi olduğunu unutmadan çağın bütün
değerlerini içine katmak, bünyesini bu zeminde netleştirmek, iktidar hedefine
yönelmektir.
Artık ana muhalefet kabuğunu çatlatmalıyız.
Tek yol iktidar.
Ötesi bize dar.
Yorum Gönder