Anlaşıldı, 2013 ana gündemimiz tamamen “Kürdistan” olacak.
52 yıl önce 3 Ocak 1961’de Ankara’da, bağımsız bir Kürt devleti kurmak istemekle suçlanan 49 kişinin yargılanmasına başlanmıştı.
Bugün tv’ler, hatta Ankara bağımsız “Kürdistan” isteyenlerden geçilmezken, neredeyse karşı çıkanlar yargılanıp, hapse konuyor.
2012’nin son haftasında bölgeyi çok iyi bilen, Oxford ve
Beyrut Amerikan Üniversitesi mezunu gazeteci David Hirst Lübnan Daily
Star gazetesinde şu iddiayı gündeme getirdi:
"Erdoğan’ın Barzani’ye, bir Irak askeri saldırısı durumunda, öngördüğü devleti koruma sözü verdiği söyleniyor."
Bu iddia karşısında Ertuğrul Özkök bile hayrete düşüp, Hürriyet’teki köşesinde şunları sordu:
Başbakan Erdoğan, Kuzey Irak yönetimine, Türkiye’yi savaşa sokabilecek böyle bir sözü vermiş midir?
Vermişse, bu sözü hangi yetkiye dayanarak vermiştir?
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden geçen tezkere, Irak devletine karşı savaş açma ve asker gönderme yetkisini veriyor mu?
Meclis’te milletvekillerinin yazılı sorularını bile cevaplandırmayanlar, Özkök’e mi cevap verecekti? Nitekim veren olmadı.
Aynı günlerde Milliyet’ten Güneri Civaoğlu İngiltere’nin eski Ankara Büyükelçisi Peter Westmacott’tan söz etti. “Eski” denmesine bakmayın, AKP iktidara geldiğinde Büyükelçi olan Westmacott, görevini 2006’ya kadar sürdürdü. Özetle, “en kritik dönemde çalıştı” denebilir. Görevi bitse de Türkiye ile ilgisini hiç kesmedi, sık sık geldi. Hatta Ege sahillerinde bir yazlık aldığı söylendi.
Westmacott’u biraz daha tanıyalım. Diplomasi hayatı
1972’de Dışişleri ve Commonwealth Bakanlığı'nda başlıyor. İlk yurtdışı
görevinde 1974’te ikinci sekreter olarak Tahran’a gidiyor. 1978’e, yani
Humeyni devriminden 1 sene öncesine kadar burada kalıyor. Ardından
AB-Brüksel ve Paris’te diplomatlık yapıyor. Ankara’ya ilk kez 1987’de
Baş Kançılarya olarak geliyor. Türkiye’den sonra Washington
konsolosluğu, İngiltere Dışişleri Bakanlığı’nda görev ve 2002’de yeniden
Ankara’ya Büyükelçi olarak dönüş.
Ancak en önemli özelliği adeta “baba”dan misyonlu olması. Baba Westmacott, 1. Dünya Savaşından sonra Ortadoğu haritasını cetvelle çizen ekipten.
İşte Güneri Civaoğlu baba Westmacott’un bu özelliğini hatırlattıktan sonra oğul Westmacott’un bugün, “Artık
babamın bir zamanlar cetvelle çizdiği Ortadoğu haritasındaki sınırların
dağılması, silinmesi, yeniden çizilmesi süreci başlamıştır” dediğini aktardı. Westmacott şunları da söylemiş:
“ Yeni sınırlar aynı mezhep, aynı etnisiteden olanların yaşam coğrafyalarına çerçeve olacak.
Farklı inançların, mezheplerin, etnisitelerin aynı sınırlarda
yer aldıkları cetvelle çizilmiş devletler geçerliliğini yitirmekte.”
İngiliz Westmacott’un çok az bilinen bir özelliği daha
var. İngiliz Kraliçesi’nin Şövalyelik ünvanı verdiği birisi. Ne zaman;
2003’te, yani Ankara Büyükelçisi iken.
Kraliçe Elizabeth, 5 yıl sonra 2008’de de Cumhurbaşkanı Gül’e “Büyük Şövalye” nişanı taktı.
Bugünün canlı-kanlı, “Barzani’yi söz verildi mi?.. Verilen söz ne?.. Sınırlar yeniden mi çiziliyor?... Kim, ne sıfatla sözler verdi?..” vs. tartışmaları arasında aklıma 10 yıl öncesinden bir buluşma geldi. Buluşanlar, birkaç yıl sonrasının “müstakbel şövalyeleri” Westmacott ve Gül’dür.
AKP’nin açık farkla iktidara geleceği, Erdoğan’ın yasaklı
olması sebebiyle Gül’ün Başbakanlık koltuğuna oturacağı 2 Kasım
seçimlerine 6 gün kala AKP Genel Merkezi’nde gerçekleşen görüşmenin
detaylarını 29 Ekim 2002 tarihli Hürriyet Gazetesi’nden, Turan Yılmaz’ın
haberinden okuyalım:
"AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan'a: 'Başbakanınızın
adını kulağıma fısıldamazsanız bu gece uyuyamam.' diyen İngiltere
Büyükelçisi Peter Westmacott, dün AKP Genel Merkezi'ne sürpriz bir
ziyaret yaparak, Genel Başkan Yardımcısı Abdullah Gül ile görüştü.
Westmacott, AKP'nin Başbakan adayları arasında adı
öne çıkan Gül ile bir saati aşkın süren görüşmesinde, AKP iktidarının AB
süreci ve Kuzey Irak operasyonu başta olmak üzere dış politika ile
ekonomiye ilişkin yaklaşımlarını sordu..."
Biz hiçbir şey sormayıp, “Kuzey Irak operasyonu”cümlesinin altını çizmekle yetinelim!..
Silivri, Hasdal, Hadımköy ve Maltepe’ye kucak dolusu sevgiler...
Müyesser YILDIZ
2 Ocak 2012
Yorum Gönder