Derecelendirme Kuruluşu Fiç (Fitch) kredi notumuzu düşürdüğünde Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan “Fiç, yine fiçliğini yaptı!” demişti. Mesajı alıp, kendine gelen Fiç, bu kez “fiçlik” yerine, not artırımı yaptı!
Türkiye’yi yatırım yapılabilir ülkeler listesine aldı.
Hepimizi sevindiren bu haberi duyanlar, hemen İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’na (İMKB) daldı.
Ama Fiç bu!.. “Fiçlikten” tamamen vazgeçmesi mümkün mü?
Nitekim açıklamanın satır aralarında ciddi uyarılarda bulunmadan edemedi.
Örneğin Türkiye’nin Suriye ile sıcak çatışmaya girmesi durumunda ülke notunun düşürüleceğini ifade etti. Böylece hükümetin dış politika alanında sınırlarını çizmiş ve yol göstermiş oldu!
Üste kapalı biçimde sıcak paraya fazla bel bağlamayın mesajını da verdi.
* * *
Fiç‘in uyarılarını okurken, yaz aylarında yaptığımız bir geziyi hatırladım.Günübirlik yolculukla, bir Yunan adasına gitmiştik.
Akşam deniz kıyısı lokantalarının birinde yemeğimizi yerken, adanın Belediye Başkanı da masamıza konuk olmuş ve sohbet arasında ilginç bir iddiada bulunmuştu.
Başkan Türkiye’nin yeni İsviçre olduğunu, parayı bavula dolduranların, soluğu ülkemizde aldığını öne sürmüştü.
Bunu neye dayanarak iddia ettiğini sorduğumda da, “Buradan ve Atina’dan bavullarla gidenleri görerek!” demişti.
Ona göre ülkemize giren paraların kaynağının sorulmaması ve iyi kazanç sağlaması nedeniyle Türkiye, coğrafyamızın sıcak para cenneti haline gelmişti.
Başkan “Sıcak paraya dikkat edin! Ekonomiyi ısıtır, canlılık verir, ama uçup giderken de yakar bitirir!” demişti.
* * *
Fiç’in kredi notumuzu yükseltmesinin sevincini yaşarken, Cumhuriyet Gazetesi’nin “Rüşvetle Uçak Satışına Tutuklama” başlıklı haberi dikkatimi çekti.Barkın Şık’ın haberine göre, Türkiye’ye 3 milyar dolarlık taarruz helikopteri ve 220 milyon dolara 10 adet uçak satan İtalyan şirketinin başkan yardımcısı, rüşvetçilikten tutuklanmış. Türkiye yapacağı ödemenin tutarı değişmemesine karşın, maliyetteki artış nedeniyle uçak sayısını 8’e düşürmüş. Bunlardan 2’si, VIP uçak olacakmış. Tutuklanan İtalyan yöneticinin üç ayrı ülkede rüşvet vererek iş bağladığı öne sürülüyormuş. Türkiye’nin ATAK Taarruz Helikopteri ve Meltem 3 projeleri de bu kapsamda mercek altına alınmış. Rüşvete adı karışan şirketin Türkiye’de almaya çalıştığı en büyük ihale ise hükümet üyelerine hizmet edecek VIP helikopterlermiş…
Bu çarpıcı haberi okurken aklıma, Almanya‘da faaliyet gösteren bir Türk kamu bankasının, havayolu şirketlerinden birine verdiği 10 milyon Euroluk krediyle ilgili iddia geldi.
Bankanın kredi vermiş olmasında acayiplik yok da, veriliş biçiminde var!
İddiaya göre kredi, çok önemli bir siyasetçinin talimatıyla verilmiş!
Talimat gelince, her zaman alınan teminat istenmemiş.
Yani 10 milyon Euroluk kredinin teminatı, bu çok önemli siyasetçi olmuş!
Siyasetçi “Teminat benim! Benden iyi teminat olur mu?” demeye getirmiş.
Bankacılar şaşkınlık içinde…
Ne diyelim?
Fiç notumuzu yükseltti ya, teminat da neymiş!..
Yorum Gönder