RTE’nin yargı bağımsızlığını yasal düzenlemelerle askıya aldığı, yargıçların, savcıların mesleksel güvencelerinin Başbakan’ın iki dudağı arasından çıkacak bir söze bağlandığı bir
dönemde, Yargıtay Başkanı Ali Alkan, adalet yılını açan konuşmasında iktidara, muhalefete, yargıçlara mesajlar verdi.
Haberlere göre, (Beytüşşebap’ta 10 şehit verdiğimiz gecenin sabahı) Orgeneral Necdet Özel; “uzun yıllardan sonra adli yıl açılış törenine katılan ilk Genelkurmay Başkanı oldu.”
Ordumuzun Özel dönemiyle özel biçimde demokratlaştığını öven yorumların henüz yazılmadığı bir sırada Vatan gazetesinin internet sayfasında tören haberinin hemen altında kimi vatandaşlardan gelen pek çok yorum dikkat çekiciydi.
Örneğin Gürbüz Yörük yorumunda, bir ilke imza atan Org. Özel’e şöyle sesleniyor: “Yakışmadı komutanım. Atatürk ve arkadaşları Kurtuluş Savaşı’nı Ankara’da bilmem ne açılışlarına katılarak kazanmadılar. Kocatepe’de bizzat savaşarak kazandılar. Derhal karargâhınızı savaşın olduğu bölgeye, yani Şemdinli’ye taşımanız gerekiyor. Tabii başkomutan izin verirse…”
Ulviye Kaya: “Özel Paşa, paşa paşa otururken Mehmetçikler şehit oluyor, kimin umurunda? Bırakın yargı yapsın törenini. Askerin şov alanı değildir adli yıl açılışları.”
***
Yargıtay Başkanı Alkan, konuşmasının bir yerinde adını kullanmadan yargıdan elini çekmeyen Başbakan’a diyor ki: “Erkler ayrılığı sisteminin temel özelliği devletin mutlak hükümranlık gücünün bir kimsede (RTE’de), bir zümrede (AKP’de), bir erkte (hükümette) toplanmasına izin vermemesidir.”
Bu sözleri duymazlıktan gelen RTE, o sırada önündeki kâğıtları karıştırıyordu.
Başkan Alkan; tabii yine ad vermeden, Silivri yargıçlarını haklı olarak Başbakan’ın etkisinde ama adalet dağıtmayan kişiler diye tanımlayan Kılıçdaroğlu’na: “…özellikle siyasi kimlik taşıyan kurum temsilcilerinin yargıya ve yargıçlara yönelik; hakarete ve aşağılamaya varan kabul edilemez ifade ve açıklamaları karşısında yargı kurumlarının sessiz kalması, bu açıklamaların haklılığını kabullenmesinden değil, ortaya çıkacak polemiklerin yargının saygınlığı ile bağdaşmayacağı düşüncesinden kaynaklanmaktadır” dedi.
“Atom Karınca” adıyla yazılan yorum şöyle: “Sn. Kılıçdaroğlu seni ve kimseyi dinlemeyenlerin yanına, yerine niye gidersin? Bırak kendileri çalsın kendileri oynasın.”
Silivri yargıçlarını uyaran kimi cümleleri de var Yargıtay Başkanı’nın: “…hâkimin günlük siyasetin ve güncel tartışmaların etkisinden uzak olması ve taraflar üstü davranması gerekmektedir.”
Bu söylemle ilgili Nevzat Sarıaslan’ın yorumu: “...Katiller ve PKK’liler serbestken milletvekilleri tutuklu. Sen hangi adaletten bahsediyorsun?”
***
Finans ve ekonomi çevrelerini etkileyen ünlü The Economist, Türkiye’nin manzara-ı umumiyesini resmeden yorumunda:
“ AKP’nin Haziran 2011’de üçüncü kez seçilmesi sürpriz olmadı. Ama Erdoğan daha önce hiç olmadığı kadar sınandığı bir yıl geçirdi. Karşılaştığı aksilikler, kanserle mücadele ettiği iddiaları, güçlü bir cemaat olan Gülencilerle kavga, artan Kürt şiddeti ve Suriye’deki savaşı kapsıyor…
...Erdoğan bu süreçte gitgide otokratlaştı. Muhakeme yeteneği belki de 2014’te Abdullah Gül’ün yerine cumhurbaşkanı olma hırsıyla bulanıklaştı…
…Geçen yıl boyunca 28 yıllık kanlı isyanı bastırmak için PKK ile yaptığı gizli görüşmeleri bir yana atarak, Kürtlere karşı savaş yanlısı oldu…
…Daha dindar bir gençlik için çağrı yapan Başbakan, imam hatip okullarını yeniden hayata geçirdi. Yeni müfredatta seçmeli Kuran ve Arapça dersleri yer alıyor...
…Suriye lideri Beşşar Esad’ı ülkede yenilenen şiddet olaylarından sorumlu tutuyor. Esad da Suriye sınırındaki Kürt şehirlerinin kontrolünü PKK’ye bağlı Kürt gruplarına devretti…
…Türkiye Suriyeli muhaliflere aleni yardımla sadece Esad’ı değil İran’ı da karşısına aldı…
…Darbe planlamakla suçlanan çok sayıda askerin hapse konmasıyla, ordu sessizliğe büründü…
…Erdoğan’ın popülerliği düşüşe geçti…” diyor.
***
The Economist içimizdeki gerçekleri açıklayan yorumuyla; “Uyan Türkiye uyan, gaflet uykusundan!” demeye getiriyor.
Uyanacak mı?
Yorum Gönder