Bu bir tuzak; emperyalist güçlerin, yerli ve yabancı işbirlikçilerin Türkiye’ye karşı kanlı oyunu...
Türk’ü Kürt’e, Kürt’ü Türk’e, Sünniyi Aleviye, Aleviyi Sünniye kırdırmak...
Daha bir ay önce eli kanlı terör örgütü PKK, Foça’da, Şemdinli’de, üç gün önce bu kez Beytüşşebap kaymakamlığını ele geçirmek için roketatarlar ve uzun menzilli silahlarla saldırıya geçti.
Eşzamanlı bir kanlı bir eylemdi bu...
İlçe merkezindeki asker ve polis noktaları da hedeflerindeydi...
***
Beytüşşebap’ta 10 askerimiz şehit düştü; 7 askerimiz yaralandı; 20 terörist öldürüldü.
Şaka değil, iki saat sürdü ilçe merkezindeki çatışma.
Terör örgütü silahlı eylemlerini sürdürecek.
Örgütün arkasında ABD, İran, Almanya, İngiltere, Fransa, Suriye, Irak, İsrail gibi ülkelerin olduğunu, bunun Türkiye’deki uzantılarıyla işbirliği içinde bulunduklarını göremeyecek kadar ahmak değilim.
Olay bu denli açık...
PKK kampları Kuzey Irak’ta...
Liderleri orada!
Eğer ABD isterse 24 saatte onları paketleyip Türkiye’ye teslim eder!
Peki, ABD bunu yapar mı?
Yapmaz!
Çünkü Ortadoğu’da işi bitmedi.
Ülkemizi karıştırmayı sürdürecek.
Hesapta ABD “müttefikimiz, biz NATO ülkesiyiz” ya...
***
Beş gündür Ege’deydim...
Oralarda Türkler, Kürtler, tüm etnik ve mezhepsel topluluklar kardeşçe ve barış içinde yaşıyorlar.
Türkiye’ye karşı kurulan tuzağın, kirli oyunun, topluma kin ve nefret salanların kim olduğunu çok iyi biliyorlar.
Kürt yurttaşlarımız, yol onarım çalışmalarında, sebze ve meyve bahçelerinde çalışıyorlar, ovalarda.
Yalnız bir tehlike içten içe ivme kazanıyor, kışkırtmacılar kıyı beldelerinde emekçi Kürt gençlerine “Bunlar PKK’li” diyerek saldırıyor.
Kürt gençler, PKK teröründen kurtulmak için kıyı kasabalarına gelmişler.
Gündelikleri 20 lira...
Bir odada yedi-sekiz kişi kalıyor...
***
Örneğin Çanakkale’nin Küçükkuyu beldesinde pazar gecesi geç saatlerde 50 kişilik bir grup (yaşları 16-18) emekçi Kürt gençlerin kaldıkları evi bastı, onları kıyasıya dövdü.
Jandarma olayı kısa sürede bastırdı, CHP’li Belediye Başkanı Cengiz Balkan, gece yarısı saldırgan gençlerin ailelerini bulup, olayın büyümesini engelledi.
Saldırgan gençler ülkücüydü...
Jandarma Kürt gençleri karakolda korudu, daha sonra Küçükkuyu’dan çıkardı...
O gençlerin ceplerinde para var mıydı, yok muydu?
Nerede kalacaklardı? İş bulacaklar mıydı?
***
Kürt gençler, PKK baskısından (Güneydoğu’da örgüt, gençleri kaçırıp dağa çıkarıyor) Ege’ye gelmişlerdi.
Buralarda var olan bir gerçeği vurgulamak istiyorum:
Genci, yaşlısı, orta yaşlısı Kürt emekçileri, Ege’de kimi çevrelerce potansiyel terörist olarak görülüyor.
Oysa o gençler müteahhitler, bağ ve bahçe sahiplerince gündeliği 20 liraya çalıştırılıp, sömürülüyor.
Çünkü 20 lira gündelikle yöre insanı çalışmıyor.
Kürtler ise yaşayabilmek için çalışmak zorunda...
Onun için tuzağa düşmememiz, kirli oyuna gelmememiz, devletin bu konuda çok duyarlı olması gerekiyor.
Zaten PKK’nin bu kanlı eylemleri yapmasının tek nedeni büyük kentlerde, Ege’de ve Akdeniz’de bir Türk-Kürt çatışması çıkarmak.
***
Beytüşşebap’ta şehit düşen askerlerimizin bazıları Kürt değil mi?
Anaların ve babaların acı çığlıklarını televizyon ekranlarında izlerken yine yüreğim buz kesti benim...
***
Tehlikeli bir gidiş var gezdiğim yörelerde....
Özellikle Ege ve Akdeniz kıyılarında “şoven” bir kıpırdamanın olduğuna tanık oldum. Eğer Küçükkuyu’da CHP’li Belediye Başkanı Cengiz Balkan duyarlı davranmasa, güvenlik güçleri olaya hemen müdahale etmese, Türkler ve Kürtler birbirini kırardı.
Ege ve Akdeniz’de kimi provokatörler olabilir, böyle olayların çıkması için fitili ateşleyebilir.
Onun için yörenin yerel yöneticileri siyasal düşüncelerini, partilerini bir yana bırakıp öfke, kin tuzağına asla düşmemeli, her Kürt gencini ve ailesini potansiyel terörist olarak görmemeli...
Yorum Gönder