Oslo Protokolü Uygulanıyor - Mehmet Ali Güller
Meğer Başbakan Erdoğan’ın “terörle mücadele, siyasetle müzakere” sözleri, “terörle müzakerenin” perdesiymiş. Zira “Belki de MİT, PKK’yle görüşüyor” diyen Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, “PKK’yle müzakere edildiğini” açıklamış oldu.
Ancak Sabah gazetesinin hükümet kaynaklı özel haberi, meselenin müzakereyi aştığını, kimi uygulamaların hayata geçirilmeye çalışıldığını ortaya koyuyor.
ERDOĞAN’IN YOL HARİTASI
Her ne kadar haber “terörle, 3 aşamalı mücadele” başlığını taşısa da, içeriği Oslo protokollerinin kabul edildiğini ve hükümetin bunu uygulamaya hazırlandığını gösteriyor.
“Erdoğan’ın yol haritası” denilen paketin içeriğini özetleyelim:
Birinci aşaması askeri olan çözüm paketi “karakollarda beklenmeyecek, mobil birlikler devrede olacak” şeklinde anlatılıyor.
İkinci aşamada, yerel yönetimlerin güçlendirilmesi, merkezden yerele yetki devri, yerelin mali olanaklarının artırılması, seçim barajının düşürülmesi gibi uygulamalar var.
Üçüncü aşamada ise AB’yle müzakereleri hızlandırma, Rum yönetiminin AB dönem başkanlığının ardından yeni fasılların açılması girişimi var.
MİLLİ DEVLETİN TASFİYESİNDE AB İHTİYACI
Erdoğan’ın yol haritasındaki maddelerin “terörle mücadeleyle” bir ilgisi yok elbette…
Doğrudan Oslo protokolleri uygulanıyor; PKK’nin ilan ettiği “demokratik özerklik”, AKP Hükümeti tarafından “yerel yönetimlerin güçlendirmesi” denilerek kabul ediliyor.
Özerk yapıyla Türkiye’nin milli bir devlet olmaktan çıkıp, federatif yapıya dönüşeceği açıktır. İşte AB ile müzakereleri hızlandırma aşaması da bu nedenle ihtiyaçtır. Zira AB süreci, milli devleti federatif bir yapıya geçirmenin aracı, yöntemi olacaktır.
OSLO NASIL YUTTURULACAK?
Peki, “Erdoğan’ın yol haritası” kamuoyuna nasıl kabul ettirilecek?
Bu konuda özel bir kampanyanın başladığı anlaşılıyor.
1.) Şehit cenazeleri üzerinden toplumda bir bıkkınlık yaratmaya çalışıyorlar. PKK saldırarak, ama daha önemlisi, kimi kesimler de “toplumsal bıkkınlık” için özel yayınlar yaparak kamuoyunu sürece hazırlıyorlar.
2.) Türk Ordusu’na yönelik psikolojik savaşta yeni bir yöntem uygulanıyor. 2-3 yıl önce, terör saldırıları sonucu verilen şehitler için “Asker PKK’yi kışkırtıyor”, “TSK bilerek, hükümeti zorda bırakmak için şehit veriyor” diyenler, yine sahnedeler.
Bu kez “asker saklandı”, “ateş açılınca zırhlılar kaçtı”, “bilerek mühimmat vermediler” gibi yalanlar üzerinden Türk Ordusu’nu yıpratmaya, Mehmetçik’i subaylara, milleti de TSK’ye karşı kışkırtmaya çalışıyorlar.
Aynı süreçte profesyonel ordu konusunun yeniden gündeme gelmesi, İmam Hatip mezunlarına Harp Okulu yolu açılması için çalışma başlatılması anlamlıdır.
3.) Milli devlete son darbe vurulması için hazırlık yapılıyor. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun “ulusçulukla hesaplaşma zamanı geldi” demesi ve Zaman-Taraf ortaklığında “Kürt sorunu çözülmeden, PKK sorunu çözülmez. Kürt sorununu çözmek için de Kemalizm’in zincirlerinden kurtulmak gerekir” fikrinin işlenmesi önemli göstergedir.
4.) Başbakan Erdoğan’ın bu süreçte “şahin” maskesi takması anlamlıdır. Zira kamuoyu ancak “şahin” maskesiyle “güvercin” uygulamaları yutar!
İHTİYAÇ: DEVRİMCİ MERKEZ
Peki, başarılı olacaklar mı?
Yanıt, milli devleti tasfiye etmeye çalışanların karşısında güçlü bir devrimci odak yaratabilmeye bağlı!
Türk ve Kürt’ün bin yıla daha birlikte yaşayabilmesi için zaman daralıyor…
Yorum Gönder