Tencere Yuvarlanıyor Kapağını Buluyor - Deniz Kavukçuoğlu

Başbakan konuşuyor: “Sayın Kadir (Topbaş) Bey, doğru yapmıştır tiyatro tartışmasında. Dünyanın hiçbir yerinde devlet eliyle tiyatro olmaz. Tiyatroları özelleştirmeye götürüyoruz. Ben de bu konuyu Bakanlar Kurulu’na getireceğim. İstedikleri oyunu oynasın arkadaşlar. Biz de gerekirse istediğimiz oyunlara sponsor oluruz. Tiyatroların tamamen özelleştirilmesini teklif edeceğiz.”
Başbakan her şeyi bildiğini sandığı gibi başka ülkelerde tiyatroların parasal ve yönetsel açıdan nasıl yapılandırılıp işletildiğini de bildiğini sanıyor.
Oysa bilmiyor!
“Dünyanın hiçbir yerinde devlet eliyle tiyatro olmaz” derken, doğru söylemiyor. Sözleri, kendisini dinleyen binlerce AKP Gençlik Kolları üyesi genç tarafından alkışlarla destekleniyor. Bilmeden, sorup sorgulamadan alkışlıyorlar.
***
Doğru olan nedir, bakalım:
The Royal National Theatre, Londra/İngiltere
Nationaltheatret, Oslo/Norveç
Théatre National, Nice/Fransa
Prague National Theatre, Prag/Çek Cumhuriyeti
Teatrul National Bucureşti, Bükreş/Romanya
Staatstheater, Hamburg/Almanya
Stadsschouwburg, Amsterdam/Hollanda
Théatre Royal de la Monnaie, Brüksel/Belçika,
Staatstheater Wien, Viyana/Avusturya
Compañia Nacional de Teatro Clasico, Madrid/İspanya
La Scala, Milano/İtalya
Dünyada daha yüzlerce örneği bulunan bu tiyatrolar tümü özerk ya kamu ya da devletin büyük paydaş olduğu vakıf kuruluşlardır.
Örneğin, Milano’da bulunan dünyaca üncü La Scala bir vakıf kuruluşudur. Stato Italiano (İtalya Devleti), Regione Lombardia (Lombardia Eyaleti) ve Comune di Milano (Milano Belediyesi) en büyük paydaşlarıdır. Paydaşları arasında Milano Ticaret Odası, Pirelli, Eni, Mapei gibi meslek odaları ve özel sektör kuruluşları bulunmaktadır.
***
AKP’lilerin çağdaş sanatla araları iyi değil; anlamıyor olmaktan gelen bir tepkileri var. Örneğin, Başbakan çağdaş plastik sanatlara örnek bir heykeli “ucube” deyip yıktırıyor, alkışlıyorlar. Fazıl Say’a kızıyorlar, çünkü baştan sona bir oratoryo dinlememişler yaşamları boyunca. Tiyatroyu da hoşça zaman geçirmek için bir “seyirlik eğlence” olarak görüyorlar. Sergilenen oyunlar anlayabilecekleri düzeyde olsun istiyorlar.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş da, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da bunu biliyorlar, yandaşlarının, seçmenlerinin nabızlarına göre veriyorlar şerbeti.
Muhalif sanat, muhalif sanatçı istemiyorlar, oysa gerçek sanat da gerçek sanatçı da özü itibarıyla muhalif, tiyatroyu bu bağlamda en etkili muhalefet aracı olarak değerlendiriyorlar. Çünkü tiyatro oyuncusu sahnede izleyici ile doğrudan ve sıcak bir iletişim kuruyor. Bu iletişim onları korkutuyor. Korkularına son vermek istiyorlar. Bunun da en kestirme yolu tiyatronun, tiyatrocunun kolunu kanadını kırmak, seslerini kısmak!
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’nın yaptığı da, Başbakan’ın yapmak istediği de bu!
Karşılarında her “Ben bilirim!” diyenin gerçekten bildiğine inanan, kafaları afyonlanmış kalabalıklar bulmuşlar, konuşuyorlar.
Tencere yuvarlanıyor kapağını buluyor.
Bu arada olan ülkeye oluyor, ama bu kimin umurunda?

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget