Refah Partisi (RP) ile Doğru Yol Partisi (DYP koalisyon hükümeti dönemi. Dönemin Başbakanı Necmettin Erbakan’ın bazı açıklamaları ve uygulamalara tepkilerin yoğun olduğu günler. RP’li Sincan Belediye Başkanı Bekir Yıldız’ın, “Kudüs Gecesi” adı altında gösteri yaptırması ardından Sincan’da tankların yürütülmesi ise büyük yankı uyandırmıştı.
Tanklar yürütülecek bu basında yer almayacak. Olur mu öyle şey… Genelkurmay yetkililerinin yaptığı açıklamalar haber değeri taşıdığı sürece tabii ki gazetelerde yayımlanır. . Ancak, şimdi, “bu haberler neden yayınlandı” soruları yöneltilirken, o dönem görevde olan bazı gazetelerin genel yayın yönetmenleri, temsilcileri haksız bir biçimde hedef gösteriliyor.
O sözler yayımlandı
O günlerde, Orgeneral Çevik Bir’in Amerika’da söylediği öne sürülen “Demokrasiye balans ayarı yaptık” sözlerinden sonra sadece RP’li Ağrı Milletvekili Sıddık Altay çıkmış ve aynen şunları söylemiş:
“Ben yetkili olsam o orgenerali derhal emekli eder Divan-ı Harp’ta yargılar ve Türk Silahlı Kuvvetlerinden ihraç ederim.”
Bu sözleri, o gün önemli bir gazetemizde yayınlanmış. Aynı haberin devamında ise RP’li Devlet Bakanı Abdullah Gül’ün açıklamalarını okuyoruz. Orgeneral Çevik Bir’in “Türkiye laik bir ülke. Atatürk devrimlerinin bekçisiyiz” sözlerine Gül, gazetedeki habere göre şu yorumu getirmiş:
“Ben, bir Türk generalinin konuşmasını muhakkak ki alkışlarım.”
O Milletvekili şimdi ne diyor?
Sıddık Altay’ı bulmak zor oldu. Çünkü, uzun süredir siyasetten ayrı. 63 yaşındaki Sıddık Altay herhangi bir iş yapmıyor. “Emekli milletvekili” olarak köşesinde…Telefonda, “Siz, 1997 yılında, Orgeneral Çevik Bir’in emekliye sevk edilip yargılanmasını istediniz mi?” diye sorduğumda, o sözleri o gün söylediğini, bundan dolayı da bir pişmanlık duymadığını belirtti.
O günlerde sessiz kalanlar, özellikle 28 Şubat’ın 15. yıldönümünde coştular. Televizyon kanallarını birer birer dolaşıp 28 Şubat sürecini anlattılar. Hiç birisi de çıkıp, “Ben o günlerde de şunları söylemiştim, bugün de aynı şeyleri söylüyorum” diyemedi.
O günlerde konuşup bugün susan ise emekli albay olan makine mühendisi eski milletvekili Sıddık Altay’dan başkası değil. RP’nin kapatılmasından sonra Fazilet Partisi’ne geçmiş, yine Ağrı Milletvekili adayı olmuş, partisinin barajı geçememesi sonucu seçimi de kaybetmiş. O günden bu yana sessiz…
O dönemin bazı bakanları, Milli Güvenlik Kurulu’nun 28 Şubat kararlarının Bakanlar Kurulu’nda görüşüldüğünü bile hatırlamıyor. Hatırlatalım, o toplantı 13 Mart 1997’de Başbakan Erbakan’ın başkanlığında yapıldı. O toplantıya yurtdışında olduğunuz için katılamadıysanız bile 14 Mart 1998 tarihinde Erbakan imzasıyla tüm bakanlara bir yazı ekinde 28 şubat’ın 18 maddelik kararları tebliğ edildi. Dahası, aynı ay içinde İçişleri Bakanının genelgesi bilgi olarak tüm bakanlıklara ulaştırıldı.
Masanın altına saklananlar
Sıddık Altay, “Aman Saygı bey açıklamalarımla kimseyi kırmış olmayayım” dedi. Ancak, bazı şeyleri de söylemesi gerekiyordu:
“O süreçte ağzını açıp konuşamayan, hatta masanın altına girenler, bakıyorum şimdi mangalda kül bırakmıyorlar. Her gün televizyonlarda ahkam kesiyorlar. Kardeşim madem şimdi konuşuyorsunuz, asıl konuşmanız gereken dönemde siz neredeydiniz? Cevabını veriyorum: masanın altına gizlenmişlerdi, hiç birisi ortalıkta yoktu. Şimdi televizyonlarda boy gösteriyorlar.
Ben, her zaman, her şart altında demokrasiyi savunan bir insanım. Her kurum ve kuruluş kendi görevini yapmalı. O günlerde, Orgeneral Çevik Bir’in ‘balan ayarı yaptık’ sözlerine tepki gösterdim. Ben o zaman gösterdiğim tepkiyi, bazıları 15 yıl sonra ortalık güllük-gülistanlıkken gösteriyor. Görüyorum ki o gün masanın altına oturup gizlenenler, şimdi kahraman olarak ortaya çıkıyor. Hatta, TBMM’deki 550 milletvekilinden ne yazık ki benden başka konuşan, tepki gösteren olmamıştı. Arşivler ortadadır.
Ben demokrasiyi savunan insanım. Herkes anayasanın karşısında eşittir. Kanunlar herkese eşit bir biçimde uygulanması gerekir. O günde bugünde bakışım, görüşüm aynı. Şahıslarla meselem yok. Ülkemizin gelişmesi için kuralların herkese eşit şekilde uygulanması lazım..”
Eemekli Orgeneral Çevik Bir ve çok sayıda komutan tutuklu. Onların zarar görmesine gönlünün razı olmadığını, yargı kararına saygılı olunmasını belirtiyor.
Konuşmamızın sonunda doğru bir kez daha söylüyor: Ben bu sözlerimle kimseyi hedef almıyor, kimseyi de kırmak istemiyorum. Sadece arşivi hatırlattınız…
Yorum Gönder