Kemal Kılıçdaroğlu bir gecede fikir değiştirip Deniz Baykal’ın koltuğuna aday olduğundan bu yana ismine itiraz ediyorum. Hatta o dönem Odatv’de yazdıklarım nedeniyle kimi CHP’lilerle de sert tartışmalarımız oldu.
Aslında her şey ilk günden ortadaydı: 27 Mayıs’ı eleştirerek ve laiklikten ödün vererek izlenecek yol, elbette Atatürk’e çıkmayacaktı! 2 yılda Atatürk’ün Cumhuriyet Halk Fırkası’nı Terakkiperver Fırka’ya çevirdiler!
Üstelik izledikleri yöntemlerle onu da arattılar. Gerçek CHP’liler bu yöntemi artık sorgulamalıdır: Kılıçdaroğlu Önder Sav’la birleşip Baykal’ı tasfiye etti; Gürsel Tekin’le birleşip Önder Sav’ı tasfiye etti; şimdi de Erdoğan Topraklarla birleşerek Gürsel Tekin’i tasfiye etmiş oldu!
HER KONU SOL’A BAĞLANIYOR
CHP solculuğu bırakıp liberalleşirken, Türkiye’de Sol tartışılmaya başladı. Fark etmişsinizdir, son birkaç haftadır, konu ne olursa olsun Sol’a bağlanmaktadır. Elbette 1 Mayıs tartışmaları ve Denizlerin 40. yılı da bunda etkendir…
Ama Sol’a bağlanarak tartışılan konular bunların ötesindedir: Köprü, Suriye, 28 Şubat, tiyatro, medya halleri, süt…
Kim bilir, belki de 1 Mayıs 1977’de kontrgerillayı aklayıp suçu Sol’a yıkmaya kalkmak da sistemin bu gelişmeye karşı önleyici müdahalesidir!
1 MAYIS RAKAMLARLA DA BÜYÜDÜ
Aslında anlatmaya çalıştığım şeyin matematiği bu 1 Mayıs’ta yaşandı. Bölünmeye rağmen bu 1 Mayıs, tüm yurtta şimdiye kadarki en büyük katılımlarla kutlandı.
Hadi İstanbul’u, Ankara’yı, İzmir’i geçin ama katılımın katlandığı diğer büyükşehirler? İlk defa 1 Mayıs kortejleri oluşturulan orta Anadolu kentleri? Ege’de ve Akdeniz’de tatil kasabalarında bile yapılan 1 Mayıs gösterileri?
BAYRAKLI VE VATANLI SOL
Sol’un yükselmeye başladığının işaretlerini her yerde görüyoruz…
27 Mayıs’ın açtığı özgürlük ortamında büyüyen ve gelişen ama 12 Eylül’le bastırılan o büyük dalga, göreceksiniz, yakında bir daha oluşacak.
Üstelik bu kez Sol, milli olacak, bayraklı olacak, vatanlı olacak!
MİLLİ SOL DALGANIN İŞARETLERİ
Bunun işaretleri de artmaktadır:
AKP’nin bölünme anayasasına karşı yurt çapında yapılan Milli Anayasa Forumları; Türkiye Gençlik Birliği’nin hızla büyümesi; İşçi Partisi’nin Türkiye’nin iç ve dış meselelerine yaptığı politik önderliğin toplumda gördüğü büyük ilgi; Yandaş ve sistem gazetelerinin toplam tirajı ile sol ve milli olan gazetelerin toplam tirajları arasındaki makasın küçülmesi; İktidar gücünü arkasına alan kitaplar ile iktidara karşı duran kitaplar arasındaki satış miktarı farkı; “Özelleştirme” zihniyetinin kapitalizmin krizine toslaması ve değişik kesimlerde “kamuculuk” fikrinin tartışılmaya başlaması; Batı tarzı tüketim ile Doğu tarzı üretim savaşının sonucu; Dünya ekonomilerinde Batı’nın payının azalması, Doğu’nun payının artması; Türkiye’nin AB’ye döndürülmüş yüzünün zorunlu olarak bölgesine ve Asya’ya dönmeye başlaması ve en önemlisi ABD’nin inişe geçmesi…
DOĞRU PROGRAM VE ÖNDERLİK
Artık mesele bu gelecek dalgaya önderlik edebilmektir. Atılacak ilk adım da Kemalist Devrim’in programında buluşmaktır. “Kılıçdaroğlu’nu düzeltiriz, CHP’yi teslim etmeyiz” diyenler, boşa geçen iki yıldan ders çıkarmalı ve bu gerçekleşmeyecek amaca harcayacakları enerjiyi, doğru adreslerde değerlendirmelidirler.
2007’deki Cumhuriyet mitinglerinde görülen iktidar olmaya sırt çevirme tavrında ısrar etmek, ikinci ve daha büyük bir yenilgi olacaktır. Tarihi fırsatları ıskalamamak için doğru programda ve önderlikte birleşmek gerekir.
Yorum Gönder