Kimileri buna, ‘AKP rejiminin yeni Kürt stratejisi’ diyor, ama başlarken yeniden hatırlatalım; AKP rejiminin birçok konuda olduğu gibi, Kürt sorunu gibi “ulus-ötesi” bir meselede “kendi stratejisi” yok… Bu konuda da çerçeveyi ABD belirliyor ve AKP rejimi, ona göre pozisyon alıyor. Bir süre önce Irak Bölgesel Kürt Yönetimi Başkanı Mesut Barzani, ABD’yi, Ankara’yı ziyaret etti. BDP’lilerle de görüştü. Olgunlaştırılmak istenen senaryo, Irak ve Suriye bölünmeye giderse, ABD ve taşeronu Türkiye kontrolünde bir Kürt devleti imar etmek. Bu, Arap Şiilere ve Sünnilere karşı bir blöf de olabilir, gerçek bir plan da.
Kürt devleti lafını duyunca tüyleri diken diken olan TC, (AKP rejimi) şimdi ABD’nin bu planına uygun olarak Kürt duruşu belirliyor. ABD’nin tanıyacağı mutasavver Irak Kürt devletine “olmaz” denilmezken Barzani’den PKK ile arasına mesafe koyması ve başka şeyler isteniyor. RTE ve şurekâsı düne kadar PKK’nin uzantısı dediği BDP’yi de muhatap alacaklarını açıklıyorlar.
***
“Madem ana firma ABD, biz niye burada acenta AKP ile vakit kaybedelim” diye düşünmüş olacaklar ki, BDP’liler de kalkıp ABD’ye gitti. Kendilerini anlatmayı denediler. ABD’de temasta bulunan BDP’lilerden bazıları, birkaç gün önce de Ankara’ya gelen Barzani ile buluşmuşlardı.
Barzani’nin, Irak’ta bağımsız devlet fikrine BDP ne diyordu? Eşbaşkan Selahattin Demirtaş, Washington’da, şöyle konuştu; “Elbette Irak’taki halkların yeni bir statüyle kendisini yönetmek istemesi, eğer barışçıl yöntemlerle gerçekleştirilecekse, sonuçta oradaki insanların hakkıdır. Ama bu, bölgesel düzeyde daha kanlı savaşlara, etnik çatışmalara yol açacaksa, böyle bir risk varsa, bu konuda çok daha dikkatli olunması lazım… Böyle bir risk vardır. Bugün Irak’ın üçe bölünmesi beraberinde huzur getirmeyecektir.” Belli ki BDP, Irak’ta bağımsız bir Kürt devletini hem muhtemel görmüyor hem de bu senaryoyu Irak’taki ve diğer 3 ülkedeki -İran, Suriye ve Türkiye- Kürtler için riskli görüyor. Bunun, Türkiye Kürt siyasetinin, (Öcalan’ın liderliğinde) tüm Kürtlerin önderliğini Irak Kürtlerine, Barzani’ye kaptırma kaygısıyla ilgili bir soğuk duruş olduğunu sanmıyorum. Öcalan, sınaya yanıla, Türkiye’de ve Irak’ta bağımsız bir devleti mümkün ve gerekli görmediğini anlamış ve bunu 2000 arifesinde açıklamıştı. Türkiye’nin toprak bütünlüğünü esas alarak Kürt sorununa çözüm için Demokratik Özerklik fikrinin inşası da, bunun üzerine gündeme gelmişti zaten.
***
Bugün Irak Kürdistanı ile ilgili Demirtaş’ın kaygılarını belki de en iyi şekilde Irak’ın 80 yaşındaki deneyimli Kürt Cumhurbaşkanı Celal Talabani dile getirdi. 14 Nisan’da El Cezire ekranlarında Jane Arraf’ın sorularını yanıtlayan Talabani’nin görüşlerini Irak Kürt haber ajansı peyamner.com, şöyle özetliyordu; “Bağımsızlık, Kürtlerin çıkarına değil. Irak’ın bütünlüğü içinde kalmaları onların lehinedir. Bu çağ artık küçük ülkelerin değil, büyük birliklerin çağıdır. Avrupa’ya bakın, bir araya gelmeye çalışıyorlar, (…)Irak’ta tüm haklarımız var. Kürtlerin çoğunluğu anayasaya evet diyerek Irak’ta yaşamaya karar vermişler. Bağımsız Kürdistan, Kürtlerin çıkarına değil ve devlet kurmak için de imkân yok zaten”. Irak Kürt devletinin neden hem zor hem de fuzuli bir şey olduğunu anlamak için şunları hatırlamak gerekli. Kürt Bölgesel Yönetimi, bağımsız bir devlette geniş bir idari yetkiye sahip. Başkanlık, başbakanlık, bakanlar kurulu, parlamento, peşmerge ordusu, polis teşkilatı, istihbarat örgütleri, Kürt bayrağı, Kürtçe resmi dil, ilkokuldan üniversite bitimine kadar Kürtçe eğitim, 20 adet televizyon kanalı, resmi-özel 15 adet üniversite, 3 adet askeri akademi, bankalar, yerli-yabancı firmalar… Yok, yok neredeyse… Petrol mü? Onu kullanıyorlar ama Bağdat, “merkezileştirmek” istiyor ve haklı da. Kavga da oradan kopuyor zaten… Kürtler, Bağdat’ta da etkili. Irak Parlamentosu’nda Kürt siyasi partilerinden seçilen 75 milletvekili var. Irak Cumhurbaşkanı Talabani Kürt, Irak Başbakan Yardımcısı Roj Nuri Şawis, Kürt. Irak Genelkurmay Başkanı Ebubekir Zebari, Irak hükümetindeki 6 bakan, birçok ordu komutanı, polis müdürü, El-Muhaberat yetkilisi, büyükelçi, kurum-kuruluş yöneticisi Kürt…
Toprak bütünlüğünü koruyabilirse Irak ve onun bir parçası olarak Kürtler gelecekten umutlu olabilir. Petrol rezervleri açısından dünyada 5’inci sıradalar. 2011’de 80 milyar dolarlık petrol sattılar ve dünya 7’ncisiler. Irak’ta kişi başına gelir 4 bin dolar ile Türkiye’nin yüzde 40’ı dolayında ama hızla gelişme şansları var. Bunca mevzi kazanılmışken Irak’tan kopup Türk, Arap, Sünni ve Şii hasımlarla çevrilip, Erbil-Duhok-Süleymaniye’ye sıkışıp kalmanın ve ABD’nin kuklası olmanın Kürtlere ne yararı olabilir?
Irak’ta da, Türkiye’de, hatta Suriye ve İran’da da, Kürtler, ABD kuklası devletcik olmak yerine ya da Büyük Kürdistan gibi fanteziler yerine, kendi ülkelerinin toprak bütünlüğü içinde, eşit yurttaşlar mücadelesi vermelidir. Demirtaş ve Taliban’ın ifadelerinde yer bulan bu doğru yol, umalım aklıselim sahibi her Kürt için geçerli olsun.
Yorum Gönder