İnsan sanık sandalyesinde - Yaşar Nuri Öztürk

İnsanoğlu bugün öz anasına, kendisini besleyip büyüten, koruyup gözeten rahme, yerküreye, doğaya zulmetmekten sanıktır. İnsan; canlıların yaşam alanları olan havayı, suyu, toprağı yaşanamaz hale getirerek varlıklara ve varoluşa ihanet etmiş, bu ihaneti yüzünden bütün canlılar tarafından Yaratıcı’ya şikâyet edilmiştir. Bu şikâyet üzerinedir ki, insan, varlığın en dehşet verici sanık sandalyesine oturtulmuş bulunuyor.
Bütün kutsal metinlere, bütün tekâmülcü felsefelere göre, insan, tekâmülünü gerçekleştirmek için iki kez doğmak zorundadır. Bunların birincisi fizyolojik doğum, ikincisi ruhsal veya kozmik doğumdur. Birinci doğumun rahmi, analarımızın rahmidir. İkinci doğumun rahmi ise tabiattır. Birinci doğum, varoluşun sadece hammaddesini hazırlayan doğumdur. Gerçek varoluş, dünya denen büyük rahimdeki tekâmülle oluşuyor.
Buna dayanarak şunu söyleyebiliriz: İnsanın iki annesi vardır ve bu annelerin en yücesi, tabiattır.
Tabiat, Allah'ın ayetlerinin en büyüklerinden biridir. Onun iyiden iyiye incelenmesi, sırlarının çözülmesi gerekir. Tabiatın kirlenmesi, insan kalbinin paslanmasıyla (deyim Kur’an’ındır) koşut gidiyor.
ARTIK İNSAN DA KENDİNDEN ŞİKÂYETÇİ
Bugün insanoğlu kendisi dışındaki tüm varlıkların şikâyetçi olduğu bir sanık durumundadır.
Artık insanın kendisi de kendinden şikâyetçi. Bunun arkasında insanın kendinden kopuşu, kendine yabancılaşması var.
Tarih boyunca dini pis iştahlarının tatmini için ‘aldatma aracı’ olarak kullanan din temsilcisi patentli kuduzlar, insanoğluna dinin esas talebi olan şu gerçeği öğretmediler: Allah'a teslimiyet yani din varsa tabiat bir kutlu emanet gibi kullanılır. Emanet tahrip edilmez, sadist zevklerin aracı yapılamaz
KARINCANIN YARGILAMASI
Kur’an, insanın tabiatı ve hayvanları horlamak yüzünden ilk yargılanmasının karıncalar tarafından yapıldığını bildirerek, ekolojik idrakin metafizik zeminine muhteşem bir dayanak sağlamaktadır. Yargılama Hz. Süleyman zamanındadır. Acaba, karıncalar veya öteki hayvan-lar tarafından bugünkü insanlık yargılansa, nasıl bir konuşma metni gelir önümüze?
Halk arasında “Karınca gibi ezer geçerim” lakırdısına kaynaklık eden karınca, Kur’an tarafından, Hz. Süleyman gibi bir peygamberle konuşturulmakta yani en ileri düzeyde yüceltilmektedir. Bu da insana, doğayı ve onun bir parçası olan hayvanları küçümsememesi, yönünde çok ciddî bir ihtardır. Dahası var:
Adı, Kur’an surelerinden birine verilen karıncaya, Hz. Süleyman’ın ordularını ‘şuursuzluk’la suçlayan bir konuşma yaptırılarak insana, hayvanlar lehine gerçekten ürpertici bir uyarı daha iletilmektedir. Karıncayı konuşturan ayetler, o arada Hüdhüd kuşunu da âdeta usta bir diplo-mat rolünde devreye sokmakta ve böylece, insan-hayvan diyalogu, peygamberle beraberlik düzeyinde sergilenerek insanla tabiat arası ilişkilerin metafizik zeminine büyük bir katkı verilmektedir. (bk. Neml, 16-31) Bu beyyinelerin geçtiği sure olan Neml, karınca demektir.
Karıncanın bu yargılamasını okuduğunuzda, ‘İslam’ı yüz bin cami ile temsil ettiğini’ söyleyerek kibirlenen Türkiye’de yıllardan beri ‘kolay ve ucuz temizlik’ olsun diye ‘anız yakma’ geleneği sürdüren, böylece topraktaki yüzlerce küçük canlıyı (ve tabiî öncelikle karıncaları) yakıp telef eden ‘müslüman Anadolu halkı’nı (!) düşünün. Bu halk, bütün peygamberlerin, hatta kurdun-kuşun lanetlediği bu zulmü işler, sonra da koşa koşa camiye gider.
O zulmü işleyenleri hiçbir suyun ve hiçbir namazın temizleyemeyeceğini ‘yüzde doksan dokuz buçuğu müslüman olan’ (!) Anadolu halkına birilerinin mutlaka anlatması gerekirdi. Ama anlatmamışlar veya anlatamamışlar.
Anlatmamış veya anlatamamışlar ki, yirminci yüzyılın son çeyreğinde, dünya, anızla yakılan hayvanların kurtarılmasını beklerken, Sivas’ta 38 insan benzin dökülerek diri diri yakıldı. Sonra da bu işi yapanlar yine ‘abdestlerini alıp’ camiye gittiler ve ‘Allah’ın huzuruna (!) dönüp namaz (!) kıldılar. Ve kılmaya devam ediyorlar. Tek tesellimiz şudur:
Kur’an, bu namazları kılanları lanetlemektedir. (Mâûn suresi, 4-6)

Yaşar Nuri Öztürk/Yurt Gazetesi

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget