Tarihsel Yapıların, Kentlerin, Doğanın Yağmalanmasına Karşı Çıkalım - Ali Eralp

AKP’nin sözlüğünde iki sözcük vardır: PARA… RANT…
Varsa para, yoksa para. Varsa rant, yoksa rant…
Onun şimdi tek sorunu günü kurtarmak. Hazine açığını kapatmak. Yandaşlara çıkar sağlamak.
Bunun için ne gerekiyorsa onu yapıyor.
2B Yasası çıkarılacaksa, 2B yasasını çıkarıyor.
Maden arama ruhsatı verilecekse, maden arama ruhsatı veriyor.
“Kentsel Dönüşüm” adı altında evler yıkılıyor. Semtler yağmalanıyor.
Müzeler özelleştirilerek, para babalarına teslim ediliyor.
Tarihi okul binaları satışa çıkarılıyor.
İnsan emeği, insan ürünü yüz yıllık, bin yıllık tarihsel yapılar alışveriş merkezleri, çok yıldızlı oteller için yok ediliyor.
İnsanlık tarihi ayaklar altına alınıyor.
AKP’nin kitabında ne tarihe ne sanata ne de toplumların ortak mirasına yer vardır. Onun kitabında duyguya, anılara, sevgiye, sevdaya da yer yoktur.
Onun için Emek sineması yıkılıp, yerine alışveriş merkezi yapılmak istenmektedir..
Onun için Haydarpaşa Garı yıkılıp, yerine “denize nazır çok yıldızlı oteller” yapılmak istenmektedir.
Onlar, Orhan Kemal’in “Gurbet Kuşları” romanındaki gurbetçilerin Haydarpaşa kapısından İstanbul’a girişinde duyduğu duyguları yaşamamıştır. Onlar, Haydarpaşa garındaki ayrılıklardan, kavuşmalardan habersizdirler.
Onlar, Haydarpaşa’nın emekçiler için bir ucuz taşıma gücü olduğunu bilmezler.
Tarihi okullar onlar için sadece bir gelir kaynağıdır.
Paradır. Maldır.
Hazine açıklarını kapatacak bir servettir. Araçtır.
Onlar, geçmişte Eylül sınavlarına giren öğrencilerin heyecanını, arkadaşları ile yeniden buluşma sevincini, okul aşklarını, okul anılarını, sevdalarını bilmezler…

AKP BİR MİRASYEDİ

AKP, iktidara geldiği günden beri tıpkı bir mirasyedi gibi hareket ediyor.
Har vurup harman savuran bir genç gibi babasından, atasından kalan malları, mülkleri, paraları yiyip bitiriyor.
Delikanlı, babasının hangi güç koşullar altında o değerleri oluşturduğunu, nasıl çaba harcadığını bilmiyor. Alın teri, göz nuru dökmemiş çünkü. Üretmemiş. Bir ürün koymamış ortaya. Emek harcamamış. Hazıra konmuş. Çile çekmemiş hiç.
Önüne geleni satıyor.
AKP de aynısını yapıyor. O da tıpkı mirasyedi genç gibi, yılların birikimini bir anda çarçur ediyor. Onları bir yıllık kârına elden çıkarıyor. Önünü arkasını düşünmüyor. Gelecek kuşaklara “ne bırakacağım” kaygısı yok. Gününü kurtarmaya çalışıyor sadece. Yeter ki AKP’nin çarkı dönsün. Bütçe açığı kapansın. Bakanlar, vekiller yolluk alıp bol bol seyahat etsin. Milyarlık sabah kahvaltıları yapsınlar…
AKP, üretmiyor, tüketiyor. Satmıyor, alıyor. Ama bütün bunları gerçekleştirebilmek için de paraya ihtiyacı var.
İşte bu nedenle, Cumhuriyet tarihi boyunca yapılan sanayi kuruluşlarının altından girip, üstünden çıkıyor. İstihdam (iş ve işyeri) yaratmıyor. İşsizlik çığ gibi büyüyor.
Özetin özeti, Türkiye her geçen gün biraz daha batıyor. Yoksullaşıyor. Toplumsal yapı ve ekonomi her geçen gün biraz daha kaosa (kargaşa) sürükleniyor.

HAYDARPAŞA’LARI, EMEK SİNEMALARINI, KAZ DAĞLARINI AKP TALANINDAN KURTARALIM…

Peki, sadece toplumsal yapımız, ekonomik yaşantımız mı bozuluyor? Sadece onlar mı bitiriliyor? Ya doğa? Ya ormanlar, akarsular, kurtlar, kuşlar, böcekler… Onlar rahat yüzü görüyor mu? İkiz Dere vadisi, zümrüt yeşili Kaz Dağları, bünyesinde 1518 bitki barındıran Munzur, Munzur’un bağrında görkemli boynuzları ile özgürce dolaşan dağ keçileri, geyikler, yüz yıllık kaplumbağalar, bülbüller, keklikler… Onların gelecekleri güven altında mı?
Ne yazık ki bu soruya da olumlu yanıt veremiyoruz. Sosyo-ekonomik yapı gibi, onların gelecekleri de güven altında değil. Çünkü vurguncular bu kez de gözlerini doğaya diktiler. Doymak bilmiyorlar. Bu kez de doğada başlattılar talanı. Güzellikleri, canlıları, bin bir renk zümrüt ormanları, tarihsel kalıntıları yıkmaya, yok etmeye yemin etmişler.
2B yasası onun için gündemde…
Kurtlar, kuşlar böcekler, akarsular, akarsularda oynaşan balıklar, ışıltılı damlacıklar onları hiç mi hiç ilgilendirmiyor. Onlar sadece keselerini doldurmaya bakıyorlar. “Ölen ölür, kalan sağlar bizimdir” diyorlar.
Bu gidişe dur diyelim.
Bu gidişi engelleyelim.
Çocuklarımızın geleceğine sahip çıkalım.
Ormanlarımıza, kurtlarımıza, kuşlarımıza, börtümüze, böceğimize, dağ keçilerimize, geyiklerimize, yüzyıllık kaplumbağalarımıza, akarsularımıza, akarsularımızdaki balıklarımıza, vadilerimize sahip çıkalım.
Sit alanlarına, milli parklara, anıt ağaçlara, kıyılara, tarihsel mirasa sahip çıkalım.
Haydarpaşa’ları, Emek sinemalarını, Kaz dağlarını AKP talanından kurtaralım…
Direnelim. Mücadele edelim. Tüm demokratik haklarımızı kullanalım.
Eylemler gerçekleştirelim.
Mitingler, toplantılar düzenleyelim, yürüyüşler yapalım.
Türkiye’mizi, doğamızı, doğal dengemizi, güzel yurdumuzu, soyguncuların, talancıların eline bırakmayalım…

Ali Eralp

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget