Serdar Kardeşim Bu Kez ABD Belgelerinde - Emin Çölaşan

SEVGİLİ okuyucularım, insan bazı belgeler eline geldiğinde şaşırıyor, hayretlere düşüyor. Geçen gün araştırırken elime bir belge daha takıldı. Hani şu benim Serdar Turgut kardeşim var ya, işte onunla ilgili
Benim kardeşime geçen gün bir yazımda değinmiştim. Geçmişte Akşam gazetesinin başında idi. genel yayın yönetmeni olarak görev yapıyordu. Şimdi yandaş Habertürk gazetesinde köşe yazıyor.
Serdar geçmişte hızlı bir Marksist-solcu idi. Sonra giderek açıldı, erotik penis yazıları yazmaya başladı. İşin ilginç yanı, bu değişimi  yaşarken bir yandan da Tayyipçi ve Fethullahçı olup onlara övgüler düzmeye ” başladı ki,  aman ne övgüler!
“Erdoğan’a minnet duymak” başlıklı son övgü yazısında aynen şöyle diyordu:
“Bana yalaka dediler. Yandaş, dönek, hatta şerefsiz diyenler bile oldu. Ama ben yolumdan dönmedim..<
Ben de bunları okuyunca çok duygulanmış ve geçen cuma günkü yazımda “Serdar kardeşime yalaka, dönek ve hatta şerefsiz diyenin ağzını yırtarım ben” diye haykırmak zorunda kalmıştımGünümüzde Tayyip’e böylesine övgüler düzen Serdar Turgut, bundan bir süre önce Akşam Gazetesinin genel yayın yönetmeni ve yazarı olduğu dönemde, İstanbul’daki ABD başkonsolosu ile konuşup içini dökmüş.
ABD’nin Türkiye’de büyükelçiden sonra ikinci kişisi olan başkonsolos, birlikte konuştuklarını bir bir ve aynen Washington a kripto ile geçmiş.
Sonrası çok daha vahim! Günün birinde Wikileaks belgeleri ortalığa saçıldığında, benim Serdar Turgut kardeşimin sözleri de açığa çıkıvermiş.
* * *
Şimdi sözü uzatmadan, bugün övgüler düzdüğü Tayyip ve onun iktidarı için bir bakalım, Amerikan ajanlarına özetle neler demiş “Turgut, ülkesinin geleceğinden endişe ediyor, AKP’nin İslamcı bir yönetime gittiğini belirtiyor.
Türkiye’de basın özgürlüğü olmadığına değiniyor.
Dindar olmadığını belirten genel yayın yönetmeni ılımlı İslam diye bir kavrama asla inanmadığını söylüyor.
Hükümetin planının, ülkeyi tamamen İslamcı bir çizgiye sokmak olduğunu vurguluyor. İran’ın da benzer bir yoldan geçtiğini anlatıyor.
AKP’nin, dinin siyasetten ayrılmasını kabul etmeyeceğini bildiriyor.
Bunların sonucu olarak pek çok kişinin ülkeyi terk etmeyi düşündüğünü söylüyor.
Türk ordusunun bu gidişi kabul etmeyeceğini ve işin krizle sonuçlanacağını düşünüyor.”
***
ABD’li diplomatlara bu görüşlerini açıklayan Serdar Turgut kardeşimle ilgili Wikileaks belgesi, bakınız nasıl devam ediyor:
“Serdar Turgut. Türkiye’de basın özgürlüğü olmadığını üzüntüyle dile getirdi.
Gazetelerde iktidar aleyhine bir yazı karsa, hükümetten derhal sert tepki geldiğini söyledi.
En üst düzey hükümet yetkililerinin derhal gazeteciyi veya patronu aradığını vurguladı.
Akşam’da çıkan bazı yazı ve haberler nedeniyle, bizzat başbakan bile patronu (Mehmet Emin Karamehmet) arayıp şikâyet etti’ dedi.
AKP’nin şu anda en önde gelen bir İslamcı parti olduğunu anlattı.
Ülkesi açısından çok kötümser olduğunu vurguladı.
Oğlunun ABD vatandaşı olması ve ona sağlanan olanaklar nedeniyle mutluluğunu dile getirdi.”
Evet, belgelerde Serdar Turgut görüşmesi başlığı altında yer alan hususlar Özetle böyle!
***
Benim değerli kardeşim Serdar, o günler AKP’den acı acı yakınıyor, hem de bu yakınmalarını ABD’li diplomatlara aktarmakta sakınca görmüyor.
Şimdi diyeceksiniz ki “İyi ama Emin Bey, bu gazeteci nasıl döndü? Bu sözleri söyleyen bir kimse nasıl olur da şimdi Tayyip’e övgüler düzer, üstelik Fethullahçı olup onu da yağlayıp ballar?”
O dönmedi ki!..
Ona dönek, yalaka, yandaş, hatta şerefsiz diyenler çıktı ama yolundan bir milim sapmadı.
Eh canım yani, dün ABD’nin ajanlarına böyle deyip yakınıyormuş. ülkede basın Özgürlüğü olmadığını, hoşuna gitmeyen yayınlar olunca Tayyip in derhal devreye girdiğini, Türkiye’nin İslamcı düzene doğru hızla kaydırıldığını anlatıyormuş, şimdi ise 180 derece ters yönde yazılar yazıyormuş!..
Bunlar bence iftiradır! Valla ben işin bu taraflarından hiç anlamam!
Anlayan birileri varsa, gelip bana da anlatsınlar!..
Ya da en temizi, Serdar Turgut kardeşim bana bir açıklama göndersin, dönüp dönmediğini, eğer döndü ise bu işin nasıl olduğunu güzelce anlatsın!
Kendisine yandaş yalaka, dönek ve hatta şerefsiz diyenlerin kim olduğunu da bana bildirsin, ben onların ağzını yırtayım!
TIME DERGİSİNDE TAYYİP
DIŞ dünyada Tayyip in suyu giderek ısınıyor. Birkaç gün önce bir gazetede ABD’li ünlü bir gazeteci yazarın, Paul Auster in sözleri yayınlandı. Auster Türkiye’nin artık demokratik bir ülke olmadığını ve bu yüzden bir daha Türkiye’ye gelmeyeceğini söylüyordu.
Tayyip dün kürsülere çıkıp kendisine fevkalade tutarlı bir yanıt verdi:
“Aman, sanki biz sana çok muhtacız. Gelsen ne olur, gelmesen ne olur. Türkiye irtifa mı kaybeder… Sen ne cahil adamsın!..”
Sağa sola böyle bir üslupla posta kaymakla kimse bir şey kazanmaz. Bu üslup her şeyden önce bir başbakana yakışmaz…
Ancak, dış dünyada Tayyip’in marifetleri giderek açığa çıkıyor, hakkında ağır yazılar yayınlanıyor.
Elimde 23 Ocak 2012 tarihli, dünyaca ünlü Time dergisi var. Açalım 14. sayfasını ve makaleyi  özetle okuyalım:
“Türkiye’de en karmaşık sorun, generallerin Tayyip Erdoğan’a darbe düzenlemek iddiasıyla tutuklanmış olması. Son olarak İlker Başbuğ tutuklandı.
Bu tutuklamalar bir kez daha gösteriyor ki, Türkiye laik köklerinden uzaklaşıp İslamcılığa kayıyor.
Tayyip Erdoğan laikliğin içinin boşaltılmaması koonusunda ne yasalarda ve ne de uygulamada hiçbir değişiklik yapmıyor.
Eğer Türkiye için kuşkular varsa bu siyasi İslam değil, popüler bir siyasetçinin otokratik eğilimleri. (Otokratik: Müstebit, despot, hükmü altındakilere söz hakkı ve hareket özgürlüğü vermeyen.)
Türkiye’nin hukuk sistemi son derece otoriter, Üçüncü seçim zaferini elde eden Erdoğan, bu sistemi kendisine muhalefet edenleri siyasetçiler, gazeteciler ve generaller dahil- rahat bırakmamak (taciz etmek) için kullanıyor.
Ortadoğu’daki tehlike İslam’ın değil, gücün yozlaşması…
” Bu sözlerin Time gibi bir dergide çıkması önemlidir. Bir, üç, beş derken, bu sözler giderek yayılır ve dış dünyada Tayyip çok büyük yaralar alır… Ve almaya başladı bile.
Dikkat ediniz, artık bunlar yazılıyor…
Ve bir şeye daha dikkat ediniz!.. Eğer Time dergisinde Tayyip’i öven bir yazı olaydı, şimdiye kadar bizim yandaşların manşetlerine çoktan çıkmış olurdu. Yandaş-yalaka medya ile birlikte köşe yazarları da “Sayın başbakanımıza Time’da övgü” diye çığırtkanlık yapardı!
Şimdi, böylesine ağır bir yazı sonrasında tık yok !

Emin Çölaşan/SÖZCÜ

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget