Resmi Derin Devlet - Ali Sirmen

"Derin devlet" demokrasilerde bulunmaması gereken, ama yapısı ne olursa olsun, her devlette duruma göre az ya da çok var olan bir gerçektir.
Demokrasinin onsuz olmazı şeffaflık ilkesine taban tabana zıt olan derin devletin karanlık ve derin dehlizlerinde, yasaya aykırı işlerin failleri, sorumluları, suçluları kaybolur giderler, bunlar bulunamazlar ve dolayısıyla hesap da sorulamaz.
Devletin hikmetinden sual olunmadığı tarihin geçmiş dönemlerinde, hukuk, insan haklan gibi sınırlamalar yoktu ki devletin "derin"i, "sığ" olsun .
Gerektiğinde tüm devlet baştan aşağı derin devlet olurdu, kimse hesap soramazdı.
Esas olan "hikmeti hükümet" (raison d'Etat) idi. Her şeyi kapsardı onun alanı.
Zaman içinde, "hikmeti hükümet'in kapsama alanı daralmaya başladıkça demokrasi de gelip oturdu, devlet eylemleri şeffaf olması, her fiilinin hesabını vermesi gereken bir örgüte dönüştü.
Bir ülkenin gerçek demokrasi mi, demokrasi benzeri mi, yoksa yapay demokrasi mi olduğunun en iyi ölçütü ise şeffaf devletle derin devletin işgal ettikleri alanların birbirlerine oranlarıdır.
***
Bir ülkede, derin devletin yüzeyinin genişliği ile demokrasinin ölçüsü birbirleriyle ters orantılıdır.
Ve demokrasilerde, esas olan şeffaf devlettir; derin devletin alanı istisnadır.
Tabii Türkiye'de durum böyle değildir.
Derin devlet konusunda Türkiye'de yaygın olan bir başka garabet ise toplumun bu kavramı iyiden iyiye güçlendirecek bir davranış içinde olmasıdır.
Gerçekten de, "derin devlet" bir yazgı gibi kabul edilerek efsaneleştirilmektedir.
Gözümüzün önünde cereyan eden olayların, herkesin bildiği, tanıdığı, teşhis ettiği sorumluları ortadayken, onu bir giz perdesine büründürüp hemen "derin devlet" savını ortaya atmaya yalnız Türkiye'de rastlanır.
Oysa ortada, derin devlet falan yoktur, her şey göz önündedir. Her şey elimizin altında resmi devletin sığ sularının ortasında görünür yerdedir, dönüp bakmak yeter.
Bu olgunun en çarpıcı örneği, Hrant Dink olayıdır .
***
Hrant'ın öldürüleceğini herkes biliyordu. Cinayet de herkesin gözü önünde işlendi.
Sorumlular Trabzon Vilayeti'nde, Trabzon Emniyetinde, İstanbul Vilayetinde, İstanbul Emniyetinde ve Emniyet Genel Müdürlüğü'nde herkesin adlarını bildiği, suretlerini televizyonda gördüğü kişilerdi.
Ama siyasi iktidar onların hesap vermesini istemiyordu, kimini terfi ettirdi, kimini devlet memuru yaptı. Siyasi iktidarın sorumluluğunu gözden kaçırmak isteyenler, hemen yapıştırdılar:
- Hrant Dink cinayeti derin devletin işi.
Halt etmişlerdi! Hrant Dink cinayeti derin devletin değil, düz, sığ devletin işiydi.
Şu anda MİT Müsteşarı Hakan Fidan ı kurtarmak için çıkarılmak istenen yasa, ne kuş ne deve demokrasimize ve dünya literatürüne yeni bir kavram hediye ediyor.
Bu kavram, "resmi derin devlet' tir.
Derin devlette hesap sorulamaz, suç gayri resmi karanlık dehlizlerde kaybolup gider.
Şimdi Başbakan'ın özel görevlendirdiği kişiler hakkında Başbakan'ın izni olmadıkça dava açılamayacağı hükmü, yeni dokunulmazlar, yeni hesap sorulmazlar yaratacak .
Artık, Başbakan'ın görevlendirdiklerinden derin devletteki gibi hesap sorulmayacak.
Olayın failleri resmen bilinecek, ama yine de hesap sorulamayacak. Çünkü o kişiler Başbakan'ın koruması altında olacaklar. "Resmi derin devlet" işte budur .

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget