Bekir Bozdağ’dır. Her problemde o konuşur, çünkü her şeyden anlar.
Aspirin gibi adamdır. Baş ağrısına-diş ağrısına-romatizmaya- mide ağrısına-ishale-kabızlığa iyi gelir !... Sesi, konuşması, yaylanarak yürümesiyle benim idolümdür…
İlahiyat Fakültesi’ni bitirmesi ondaki “haber alma” yetisini arttırmıştır. Kendisi “istihbarat” konusunda Bakanlar Kurulu’nun en bilgili kişisidir…
Bu özelliğiyle Bekir Bozdağ; pazartesi günkü tüm gazetelerde birinci sayfalarda idi; Bozdağ, MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ı KCK şüphelisi olarak ifadeye çağıran Özel Yetkili Savcı Sadrettin Sarıkaya’nın yanlış yorumla usül hatası yaptığını belirtti.
“MİT Ajanları, terör örgütünün güvenini kazanmak için bazı faaliyetler yapmak zorunda suç işlemeden nasıl örgüte sızacaksınız” diye konuşan Bozdağ, bu engin analiziyle tüm istihbaratçılara kafayı yedirtti. “Yahu biz bugüne kadar niçin bunu düşünemedik” diye kafasını duvara vuranlar mı ararsınız, mesleğe küsenler mi ararsınız, istifa edenler mi ararsınız, yani MİT ciddi bir deprem geçirdi…
Yalnız, bizim istihbarat dehası arada bir “kontak” yapıyor ve boş havuza atlıyor. Gerçi bu durumdan en yakınındakiler sorumlu ama sonuçta çizilen karizma Bekir Bozdağ’ınki oluyor..
Başbakan Erdoğan cuma akşamı 21.00 de yakınına ait bir özel hastanede, ikinci kez ameliyat oldu. Sosyal medya olayı anında duyurdu, yazılı ve görsel basın olayın gerçeğini araştırıyor fakat bir sonuç alamıyordu. Ertesi gün (!) Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ bir açıklama yaptı; “Sayın Başbakan’ın ameliyat olduğu doğru değildir. Ben onun yardımcısıyım. Olsa en önce benim haberim olur di mi” diye anlamlı ve mantıklı bir açıklama yaptı. Fakat bu açıklamadan bir saat sonra Başbakanlık yazılı bir metin yayınlayarak, Başbakan’ın ikinci bir “girişimle” sağlık sorununun 30 dakikada halledildiğini açıkladı…
Haydaaa, Bekir Bey ameliyat yok diyor, Başbakanlık oldu da bitti maşallah, dualarınızı bekliyoruz diye açıklama yapıyor. Bekirciğim oldu mu mosmor !...
Millet olarak biz de ne yapacağımızı şaşırdık; Duaları gönderelim mi, göndermeyelim mi diye, Bekirciğime tekrar sorduk.
Utana sıkıla, “gönderin, gönderin” dedi.. Hazır kendisini bulmuşken aklımıza takılan şu soruyu da Başbakan Yardımcısı’na sorduk; “Madem ki, ajanların terör örgütüne sızması için suç işlemesi şart, adam bir polis karakoluna girse ve oradaki polisleri öldürse, yakalandığında ‘ben örgüte girmek için yaptım’ dese ne olacak” dedik..
Başbakan Yardımcısı; Düşündü, düşündü, düşündü ve yürüdü gitti…
NE YAMAN FİDANMIŞ BE
AKP Hükümeti, MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ı yargının elinden kurtarmak için yasa değişikliğine gidiyor. Önce sadece MİT Yasası’nda bir değişiklik yapmak istediler. Fakat baktılar ki, Fidan Oslo’da PKK’nın Avrupa baronlarıyla görüştüğü zaman MİT Müsteşarı değildi, o zaman Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı idi ve o görüşmelerde Başbakan’ı temsil ediyordu.
Daha sonra, içine üst düzey askerleri ve bazı devlet görevlilerini de alan bir düzenleme hazırlama yoluna gittiler. Sonunda yasa öyle bir hale geldi ki, Başbakan’dan izin almadan yargılanamayacak kişilerin sayısı on binlere ulaştı.
Olsun be, bir Fidan’a kurban olsun bu devlet. Devlet her zaman bulunur ama Fidan kolay kolay bulunulmaz.
Bir Fidan kaç yılda yetişiyor haberiniz var mı?...
Not: Fidan’ı kurtarmak için yapılan yasa çalışmaları sırasında Anayasamızın 138. Maddesi saldırıya uğramıştır. Kendisi ağır yaralıdır. Yaralayanlar kaçmıştır. Yaralayanların “devlet görevlisi mi” yoksa “terörist mi” olduğu maalesef anlaşılamamıştır. Gören ve duyanların Bekir Bozdağ’a bilgi vermesi rica olunur…
Sağlık ve başarı dileklerimle
Rifat Serdaroğlu/Yurt Gazetesi
Yorum Gönder