İçimizdeki Abd, İçimizdeki Rezalet - Emin Çölaşan

SEVGİLİ okuyucularım, önce size birkaç gün içinde piyasaya verilmesi beklenen bir kitaptan söz edeyim. İstanbul ve Ankara’da dün kitapçılara verilmiş olabilir. Bu kitabın iki yazarı var.
Barış Pehlivan veBarış Terkoğlu.
Her ikisi de aylardan beri Silivri hapishanesinde, Oda tv davası sanığı olarak tutuklu.
Kitabın adı “Sızıntı. Wikileaks’te Ünlü Türkler.” (Kırmızı Kedi Yayınevi.)
İki gazeteci arkadaşımız zor bir işi üstlenmişler, ABD’nin bütün sırlarını açıklayan Wikileaks belgelerini tarayıp Türkiye ile ilgili bazı bölümlerini yayınlamışlar.
Bu belgelerde yok yok!..İstanbul ve Ankara’daki ABD ajanları herkesle konuşup söylediklerini Washington’a kripto ile geçmişler. Konuşulan, bunlara hizmet veren kişiler arasında bu hükümetin bakanları, siyasetçiler, gazeteciler ve her kesimden birileri var.
***
Burada bir parantez açıp size kendimle ilgili bir olayı anlatayım. O sırada Hürriyet’te yazıyordum. Gazetenin Ankara temsilcisi birkaç kez bana gelip ABD Büyükelçiliği müsteşarı olan hanımın benimle görüşmek istediğini söyledi…Ve sözünü ettiğim hanım, günün birinde gazeteye geldi.
Siyasi sorular soruyordu, yıllardır ne yazıyorsam aynı doğrultuda yanıtlar verdim. Bir veya iki saat konuştuktan sonra gitti. Aradan kısa süre geçti. Hayatımda ilk ve son kez gördüğüm o hanımdan bir yılbaşı kutlama kartı aldım.
Türkçe olan ve ilginç bir anı (!) olarak sakladığım kart aynen şöyle:
“Yeni yılınızı kutlar, işbirliğimizin gelecekte de artarak devam etmesini dilerim. Saygılarımla.
Nancy Mc Eldowney. ABD Büyükelçiliği Başmüsteşarı.”
Altında ıslak imzası var. Şu komediye bakar mısınız!
Bana işbirliğimizden (!) söz ediyor ve gelecekte artarak devam etmesini diliyor.
Bu kart başkalarının eline geçse, sonra ayıkla pirincin taşını! Vallahi adım “ABD ajanına” çıkardı.
O gün gazetede kendisine söylediklerimi de herhalde Washington’a doğrudan geçmiştir…Ve o konuşmamızdan çok sonra açıklanan Wikileaks belgelerinde mutlaka benim de ismim, bu konuşma nedeniyle vardır.
İnşallah sözlerimi tahrif etmeden aktarmıştır.
***
Şimdi gelelim esas konumuza, Barış Pehlivan ve Barış Terkoğlu’nun yukarıda sözünü ettiğim kitabına. Bu kitapta inanılmaz belgeler var. Şimdi birkaç yerini özetleyelim:
“Üst düzey Emniyet yetkilileri günün birinde ABD büyükelçiliğine gidip ABD’li görevlilere, AKP’ye darbe girişiminde bulunduğu iddiasıyla, Ergenekon konusunda geniş kapsamlı bir brifing vermişler. Washington’a gönderilen rapora göre, brifingde görsel malzeme bile kullanılmış.
Brifingi veren polisler, başka hiçbir ülkeye böylesine kapsamlı bilgi verilmediğini söylemişler.
Soruşturmanın başladığını, bu işin nereye kadar uzanacağının bilinmediğini de özellikle vurgulamışlar.”
Dahası var! Türk polisler brifingde “Aklınızda bulunsun, bu Ergenekon ABD ve Batı karşıtıdır” diye Amerikalıları uyarmış!
Şimdi soralım: Nasıl olur da Türk polisleri Ankara’daki ABD büyükelçiliğine gönderilir ve oradaki yabancı diplomatlara, CIA görevlilerine brifing verilir? Bu emri kim vermiştir, nasıl vermiştir?
Eğer ortalıkta bir terör örgütü (!) varsa, polisin görevi bu işi şu veya bu biçimde çözmektir. Eğer Türkiye’nin yasaları halen geçerliyse, polis tarafından elde edilen bilgi ve belgeler ABD büyükelçiliğine götürülmez, dava açılması için savcılık makamına verilir.
Yani Türkiye, ABD’nin bir sömürgesi midir ki, olayla ilgili olarak yabancı bir devlete Türk polisi tarafından bilgi aktarılır?
***
Kitapta yer alan Wikileaks belgelerinde acayip konulara yer veriliyor. Bir örnek daha:
“Genelkurmay eski başkanı Yaşar Büyükanıt’ın kızının bazı cinsel aktiviteleri (sexual activities) ile ilgili olarak belgeler ve fotoğraflar polisin elinde imiş.”
Wikileaks belgesinde, bu bilginin de ABD büyükelçiliğine Türk polisi tarafından verildiği belirtiliyor. Söz konusu fotoğraf ve belgelerin kendilerine verilip verilmediği, gösterilip gösterilmediği ise raporda yar almıyor.
Bu, korkunç bir rezalettir…Ve akla Büyükanıt’la Tayyip arasında yapılan o meşhur Dolmabahçe görüşmesini getirmektedir.
Bildiğiniz gibi, Tayyip o gün konuştuklarını mezara kadar hiç kimseye söylemeyeceğini belirtmiş, “O konuşmazsa ben de konuşmam” demişti.
O görüşme dava konusu oldu, mahkemelik oldu ama Yaşar Büyükanıt-Tayyip ikilisi tarafından bu konuda ser verildi, sır verilmedi.
İnsanın aklına ister istemez sorular geliyor:
“Acaba 27 nisan elektronik muhtırası ile hükümete posta koyan Büyükanıt’a, kızı üzerinden şantaj mı yapıldı?”
***
Barış Pehlivan veBarış Terkoğlu’nun, iki tutuklu gazetecinin kitabında çok ilginç bilgiler, belgeler var. İşte Türkiye’deki ABD’li diplomatlar tarafından Washington’a kripto ile geçilen Wikileaks belgelerinden bir örnek daha:
“Türk polis teşkilatında irtibatlı (ilişkili) oldukları üç üst düzey yetkili İstanbul Başkonsolosluğuna başvurup, ABD hükümetinin o ülkede yaşamakta olan Fethullah’a yeşil kart vermesini istiyor!”
Fethullah, istediği yeşil kartı uzun süre alamadı. Sonra devreye bazı ABD’li istihbarat yetkilileri girdive kart verildi.
Kitaptaki bilgilere göre, Ankara ve İstanbul’daki ABD ajanlarının kafası, postu kendi ülkelerine serip orada krallar gibi yaşayan Fethullah konusunda karışık!
Dönemin Ankara’daki ABD büyükelçisi James Jeffrey, Washington’a geçtiği gizli kriptoda şöyle diyor:
“Gülencilerin ayrıca Ergenekon soruşturmasının öncüsü olarak görev yaptıkları, Türk polisine de hakim oldukları belirtiliyor. Bu soruşturma askerler dahil iktidardaki AKP’nin pek çok laik muhalifinin tutuklanmasına neden oldu. Bu da, Gülencilerin hedefinin, Türkiye’nin İslamcı olmasına onay vermeyen bütün kurumların yıpratılması olduğu suçlamalarına neden oldu.”
Büyükelçinin aralık 2009 tarihli aynı raporunda şöyle bir husus var:
“Türk Genelkurmay Başkanlığına yakın olan kaynaklar Gülen’den açıkça nefret ediyor. O ve onun destekçilerinin sadece Türk ordusunu yıpratmak değil, aynı zamanda Türkiye’yi İran benzeri bir İslamcı Cumhuriyete dönüştürmenin amansız mücadelesini verdiğini söylüyorlar.”
Genelkurmay o zaman öyle imiş!
Acaba şimdi nasıl!
***
Bu kitabı meydana getiren tutuklu gazeteci arkadaşlarımız Barış Pehlivan Barış Terkoğlu’nu kutluyorum, ellerine sağlık diyorum.
Kitapta daha nice isimler geçiyor, nice gizli raporlar yer alıyor.
Ayrıca bu kitap, bize nasıl bir ülkede yaşadığımızı gösteriyor. Türk milletinden gizlenen bilgi ve belgelerin bir başka ülkeye nasıl servis edildiği, kimlerin, hangi siyasetçilerin, gazetecilerin ABD’ye hizmet verdiği, son derece çarpıcı.
Wikileaks belgeleri çarpıcı olmanın ötesinde hem bire bir doğru, hem de Türkiye açısından utanç verici ve yüz kızartıcı.
Bu kitabı lütfen okuyun.

Emin Çölaşan/SÖZCÜ

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget