Cumhuriyet Halk Partisi yeni bir kurultaya gidiyor. 26 Şubat günü ülkenin dört bir yanından Ankara'da toplanacaklar, parti tüzüğünü değiştirecekler. Kurultay, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun arzusuyla mı, yoksa 362 muhalif delegenin başvurusu nedeniyle zorunlu olarak mı toplanıyor, bu CHP dışından birisi için hiç önemli değildir.
CHP dışındaki insanlar bu partinin yeni tüzüğünün nasıl olacağını hiç önemsemiyorlar, fakat bu partinin ne zaman iktidar partisi karşısında ülkenin geleceğini belirleyecek güçte bir muhalefet odağı durumuna geleceğini çok merak ediyorlar.
Ne var ki CHP'yi kendi dışındaki güçlerin meraklan, beklentileri, neyi önemseyip önemsemedikleri pek ilgilendirmiyor. Toplam seçmen içinde yüzde 22-26 arasında değişen payı CHP'yi mutlu etmeye yetiyor, dolayısıyla bu payı arttırması için gerekli/özel çabaları göstermiyor. Parti yönetimi "kemikleşmiş" tabanının istekleri doğrultusunda siyaset yapıyor, bu kadarıyla yetiniyor. Böyle olunca da partinin seçmen eğilimine ilişkin grafiği yükselemiyor.
***
Son veriler, nüfusumuzun beş yılda bir milyon arttığını, yüzde 50'sinin de 30 yaşın altında olduğunu gösteriyor. Demek ki CHP'nin genç nüfusa yönelik çalışmalar yapması, projeler Üretmesi, öneriler getirmesi gerekiyor. Bunlar yapılıyor mu? Hiç kuşkusuz, "yapılıyor" diyenler çıkacaktır, belki yapılıyordur da, fakat hedef gruplarına ulaştırılamayan, raflarda tozlanmaya bırakılan raporların, önerilerin, projelerin bir anlamı, önemi olabilir mi?
CHP, toplumla doğrudan ilişki kurmayı başaramıyor, gençlerle, emekçilerle, eleştirel aydın kesimlerle bütünleşemiyor.
Yakın geçmişimizdeki siyasal liderlere bakıyorum; Süleyman Demirel'e, Bülent Ecevit'e, Turgut Özal'a... Doğruluğundan ya da yanlışlığından bağımsız olarak değerlendirelim; her birinin Türkiye'ye, topluma sunduğu, onları insanlarla buluşturan/bütünleştiren projeleri vardı. Onlar bugün de o projeleri, söylemleriyle anımsanıyorlar.
Dün Sayın Deniz Baykal'ın, bugün de Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun genç kuşakların belleklerinde yer alan hiçbir temel önerileri bulunmuyor.
Dünkü CHP. iktidarın attığı her polemik oltasına takılır tüm enerjisini yanıt üretmekte tüketirdi, günümüz CHP'si de aynı yolda nefes tüketiyor.
***
Tüzük değişikliği basit bir metin değişikliğidir. Esas olan ise kafaların değişmesidir. Nüfusunun yansı 30 yaşın altında olan 75 milyonluk koca bir nüfusun gereksinimlerini, istemlerini okuyamayan kafalar değişmedikçe, isterseniz , dünyanın en mükemmel tüzüğünü koyun önlerine, bir arpa boyu yol alamayacaklardır.
Kılıçdaroğlu yönetiminin muhaliflerine bakıyorum; herhangi bir yaşlılar yurdundan kopup gelmişler de, keyfe keder politika yapıyorlar görüntüsü veriyorlar.
Bunlar mı 27.5 milyon genç insanın sorunlarını doğru okuyup doğru çözüm önerileri üretecekler? Vay benim köse sakalıma...
Bitiyorum, CHP'li dostlarımı öfkelendirecektir bu yazım, ama sussam bir türlü, susmasam bir türlü, ne yapayım?...
***
Öyle zor bir durumdayız ki, öyle bir sıkışmışız ki, sosyalist sol hastalıklarından kurtulup bir seçenek oluşturana kadar CHP'ye el uzatmak durumundayız.,
Yazımızı, "Kurultay, hayırlara vesile olur inşallah" deyip burada noktalayalım .
Deniz Kavukçuoğlu/Cumhuriyet
Yorum Gönder