“Anadoluhisarı” denince akla öncelikle Yıldırım Baye zıt'ın 1395'te yaptırdığı "Güzelcehisar" gelir, istanbul'un günümüzdeki keşmekeşi içinde, tarihi kimliğini "SİT kararları" sayesinde koruyabilen Boğaziçi yerleşimlerinden, "dingin"liğiyle ün salan da yine bu köydür...
O kadar ki şarkılardaki gibi nazlı nazlı akarak hisarın kenarından Boğaz'a kavuşan Göksu Deresi'ndeki kürek sesleri de olmasa, zamanın, o eski tablolardaki gibi durduğunu sanırsınız..
Sessizliği kuşaktan kuşağa yasayan Anadoluhisarlılar geçenlerde sabaha karşı, dehşet verici sesler ve şimdiye dek hiç duymadıkları gürültülerle uyandılar. Boğaziçi İmar Müdürlüğü ekipleri, yüz yıllık "Anadoluhisarı idman Yurdu Spor Kulübü"nün tek katlı "geçici" tesislerini dozerlerin yerle bir ediyordu. Çevik kuvvet ekiplerinin de katıldıkları yıkım öylesine tozu dumana katmıştı ki ortalık savaş alanına dönmüştü.
18 Ocak şafağındaki yıkım da kulübün yönetim binası, kafesi, antrenman ve basket ; sahası enkaza dönüşürken "Atatürk büstü"nün bile parçalandığı haberi geldi. Bunların "sökülerek" kaldırılması mümkünken adeta yok edil mesi acaba hangi "intikam"ın ürünüydü? Gün ışıdığında, taş taş üstünde bırakılmayan yıkımın Marmara Üniversitesi Rektörlüğü'nün isteğiyle yapıldığı öğrenildi. Kulübe ve sporcuara ait evrakların bile parçalandığı operasyonun -sözdegerekçesi, üniversite ile yapılan arazi kullanım sözleşmesindeki sürenin bitmesiydi!
Oysa aynı sözleşmeye göre sürenin bitimine daha 8 yıl vardı... buna rağmen dozerlerin acımasızca sürülmesi, kulübün tarihsel kimliğini bilenler için dayanılmaz ve anlaşılmaz bir görüntüydü.
Çanakkale'den Anadolu'ya
1913'te kurulan Spor Kulübü'nün genç sporcuları Çanakkale Savaşı 'nda Türk bayrağını 7 düvele karşı savunmuşlardı.
Kurtuluş Savaşımızda İşgal altındaki istanbul'dan Anadolu'ya gizlice insan, silah, yiyecek ve giyecek naklini sağlayan kulübe, İngilizler ve Vahdettin bile böylesine saldıramamıştı... Cumhuriyetin Hanından sonra da Beykoz gençliğinin futbolla birlikte hokey, atıcılık, disk, atletizm, kürek ve eskrim gibi alanlarda spor yapmaları sağlanmışta.
Üstelik böylesine "onur" kaynağımız olan kulübe yapılan bu ani şafak baskınından ne Beykoz Kaymakamı Aydın Ergün'ün, ne de ilçe Emniyet Müdürü İrfan Mazlum Bekaroğlu'nun haberi vardı.
22 Ocak Pazar günü birkaç bin Anadoluhisarlı, kulübün enkazının önünden iskele meydanına kadar bir protesto yürüyüşü yaptılar... "Anadoluhisarı sahipsiz değildir"; “Tarihi kulübümüz yaşamını inadına sürdürecek" gibi pankartların, Atatürk resimlerinin ve Türk bayraklarının eşliğinde gerçekleşen yürüyüşün sonundaki açıklamaları özetle şöyleydi:
“Sabah karanlığındaki bu yıkım, imar amaçlı değil, siyasal amaçlıdır. Gücünü Mustafa Kemal'e bağlılığından alan kulübümüzü desteklemek yeline yok etmek isteyenler amaçlarına ulaşamayacaklardır.”
Tarihi Küçüksu Mesiresi'ni Boğaz köprülerinin şantiye alanı olarak yıllardır İşgal ve tahrip edenlere seyirci kalanların, aynı alanda spor yapanlara ve yaptıranlara da böylesine saldırmaları başka nasıl açıklanabilir?
Anadoluhisarı İdman Yurdu Spor Kulübü'ne ivedi olarak yer göstermek ve yok edilen tesislerini tazmin ederek kulübe yeniden kazandırmak, başta Büyûkşehir Belediyesi olmak üzere tüm kurumlarımızın namus görevleridir .
Oktay Ekinci/Cumhuriyet
Yorum Gönder