İkisi de aynı... İkisini de aynı adli noktalar yürütüyor.
Eğer basına yansıyan haberler doğru ise:
İstanbul’daki özel yetkili savcılar; Türkiye’nin en büyük haberalma ve operasyon merkezi olan MİT’in başındaki kişiyi; KCK terör örgütünün bir parçası gibi gösteriyor.
Buna inanmam mümkün değil.
Hakan Fidan için şucudur, bucudur diyebilirsiniz ama ona; terör örgütüne yardım eden, hatta bu örgüte yol gösteren; Türkiye’de Kürdistan isimli devlet kurulması için çabalayan birisi diyemezsiniz.
“Ses kaydı var. Belgesi var!” iddiaları da sökmez bana.
İnanmam arkadaş, inanmam.
Oslo’da PKK’lılarla görüşmüşlermiş...
Ben; PKK ile görüşmenin bir yarar getireceğini düşünenlerden değilim. Çünkü PKK’nın temel hedefi ve var olma sebebi Kürdistan devletini kurmaktır. Bunları görüşmeler yaparak silahtan arındıramazsınız. Lakin o tür görüşmelerin yapılmasını da vatana ihanet gibi görmeyi aptallık sayarım.
YILDIRIMLA İLGİSİ
Hadi, MİT Başkanı Fidan’a yapılanın eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un tutuklanmasına benzetmeyelim. İsteyen herkesin kurduğu internet sitesini askerin kurmasını, silahlı terör örgütü yöneticiliği ve hükümeti devirmeye teşebbüs gibi gösteren savcının yaptığını; orduyu yere serme sevdamız yüzünden normal sayıp alkışlayalım.
Hadi, ancak ve ancak HSYK izin verir ise soruşturulması mümkün olan bir başsavcıyı (İlhan Cihaner) bir başka savcının (özel yetkili malum savcı) basarak tutuklamasını da içimizdeki intikam alma duygusunu tatmin ettiği için şakşaklayalım.
Peki bif futbol maçının sonucu etkilemeye çalıştığı için (ispatı yok da diyelim ki ispatlandı) bir kulüp başkanını, azılı caniler gibi hapse tıkıp tahliye isteklerini sürekli reddetmeye ne diyelim?
Aziz Yıldırım’ın durumu bu...
Kim yapıyor bunu?
Normal mahkemeler değil; özel yetkili savcılar ve yargıçlar.
Eğer size kafayı taktılarsa kurtuluşunuz yoktur.
Atarlar içeri... Tahliye isteklerinizi reddederler.
Yok, kaçarmış...
Adam yurt dışından geldi teslim oldu... MİT’in önemli bürokratlarından Kaşif Kozinoğlu... Tıktılar içeri... Orada öldü gitti.
İşte Aziz Yıldırım... Neden tutuklarsın arkadaş? Tutukladın da aylardır niçin içeride tutarsın?
Bu yüzden diyorum yla; özel yetkili mahkemeye düştün ise, yardımcın Allah olsun.
Yarın mahkemesi var Aziz Yıldırım’ın... Göreceksiniz bırakmayacaklar.
MİT Başkanı’nı terör örgütü üyesi yapabilenler; Aziz Yıldırım’ı haydi haydi çete üyesi haline getirir, daha mahkeme bitmeden de cezasını keser.
KİŞİYE ÖZEL OLMAZ
İşte bu özel yetkili mahkemelerin 5 yıldır yürüttüğü “tutukla ve sakın bırakma; hapiste yargıla” furyası; iktidarın işine çok yaradı. Ergenekon, Balyoz, Andıç derken sıra geldi Başbakan Erdoğan’ın adamı Hakan Fidan’a...
Hükümet özel yetkili savcıların elinden sadece onu kurtarmak için tek maddelik bir yasa çıkartacakmış: MİT elemanlarının soruşturulması için Başbakan’dan izin alınması...
İyi de ordu komutanları tutuklanırken niye bunlar düşünülmüyordu; niye herkes “Bırakın, yargı işini yapsın!” diye alkış tutuyordu.
O yanlıştı...
Bu da yanlış...
Hakan Fidan için tek maddelik yasa çıkartmak; eşitliğe de çağdaşlığa da sivil hukuka da modernleşmeye de aykırıdır.
Uyarıyorum: Böyle bir yasa yüksek yargıdan kesinlikle döner.
Başbakan Erdoğan; artık özel yetkili mahkemelerin iç hesaplaşmanın aracı haline geldiğini görmeli; bunları tümden kaldıracak ve işi ağır cezaya verecek bir yasa değişikliğini düşünmelidir. Özel yetkili savcının görev yerini değiştirmek, çözüm değildir.
Muhalefet partileri de hükümete bu konuda yol göstermeli; destek vermelidir.
Bu adım demokratikleşme yolundaki en önemli adımlardan birisi olacaktır.
Yorum Gönder