Önce “Dindar Gençlik” yetiştirilen ülkelerde durum ne, insanlar mutlu mu değil mi, ona bakmak lazım. Sizin demokrasi dediğiniz, Erdoğan’ın sizleri, ulaştırmak istediği hedefe götürecek bir araç değil mi idi? Erdoğan bunu yıllar önce size söylemedi mi? Bunu bile bile civanım delikanlıya oy vermediniz mi?
TÜSİAD-TOBB- Sanayi Odaları-Ticaret Odaları, “aman ekonomi bozulmasın, istikrar sürsün” diye AKP’ye çuvalla oy verip, destek olmadılar mı?
Başbakan olmadan evvel “Erdoğan’ın 1,5 milyar doları var” diyen Rami Koç, Erdoğan’ın önünde eğilmedi mi?
Dünyanın en güçlü kadınlarından Güler Sabancı, yargıyı iktidarın emrine verecek Anayasa değişikliklerini “istikrar” uğruna desteklemedi mi?
AKP ve Tayyip Erdoğan, Fatih’in İstanbul’u fethettiği gibi topla-tüfekle mi iktidara geldi? Eğer seçim sonuçları, “Seçsis Sistemi” sayesinde sandığa doğru yansıdıysa, her iki kişiden biri ona oy vermedi mi? Hem de üç seçim üst üste…
Kimsenin “Ben İran’a- Pakistan’a benzemek için mi oy verdim” demeye hakkı yoktur. İnanmasanız ve istemeseniz, hiç aynı adama üç defa üst üste oy verir misiniz?
Sizlere tüm insanlarının “dindar nesil” olarak yetiştirildikleri ülkelerden bazı örnekler verelim. Bardağın dolu tarafını görürseniz, moraliniz düzelir, içiniz rahatlar, korkunuz da ortadan kalkar;
* Kadın ve erkek aynı toplu taşıma araçlarına binemezler…
Düşünsenize, kadınlar rahat, ferah, ayaklarını uzatarak rahatça seyahat edebilecekler. Türkiye’de maalesef o seviyeye gelemedik. Biz henüz otobüste “Bayan yanı” aşamasındayız…
*Televizyon “Mekruh”tur (Dinen yapılması çirkin ve kötü). Oh ne rahat.
Yok LCD imiş, yok HD imiş böyle dertlerimiz olmayacak. Elektrik israfı azalacak, çocukların reklamlarda gördükleri şeyleri isteme dertleri bitecek…
*Kadınlar çalışmayacak, evde oturacaklar. Hem onlar rahat edecekler, hem de işsiz erkek kalmayacak. Al sana işsizlik oranı sıfır…
*Kadınların kıyafet derdi, moda takip etme sorunu ortadan kalkacak.
Makyaj yasak olacağı için, bunlar için de harcama yok. Gir kara çarşafın içine, sen de rahat, ben de rahat. Esas sizlere anlatmak istediğim olay, son “Arap Baharı” ile “İleri Demokrasi”ye geçen Mısır’dan;
“Mısır’da yayınlanan El-Senou-Sa gazetesinin yazdığına göre, adı gizli tutulan ileri demokrat bir din adamı, muz ve salatalığı, ‘erkek cinsel organına” benziyorlar diye kadınlara yasaklamış. Günahkar salatalık da, muz da kadınlara cinsel çağrışım yapıyormuş. Değil onları alarak afiyetle yemek, dokunmak hatta bakmak bile son derece zararlıymış. Kadınlar onları yemek istiyorlarsa, kocalarından yardım almalılarmış !..
Salatalığı da, muzu da erkekler soymalı, doğrayarak şeklini bozduktan sonra kadınların önlerine koymalılarmış…”
Gördünüz mü biz ne kadar geri kalmışız. Başbakan Erdoğan boşuna bu ülkelere yardım edip, şeriat düzeni denen ileri demokrasiye geçmelerine önayak olmamış!
Türkiye’de de salatalık ve muzdan sonra, domatesin de erkekleri tahrik edeceğinden yasaklanması gerektiği konusunda fetva yayınlanıncaya kadar ileri demokrasiyi aramaya devam etmeliyiz. Durmak yok, yola devam…
Favori ses sanatçısı olarak Nihat Doğan’ı, futbolcu olarak Hakan Şükür’ü, dizi oyuncusu olarak, Erman Kuzu’yu, saz sanatçısı olarak Balık Ayhan’ı seçen “Dindar Gençlik” sevdalısı “İleri Demokrat” Başbakan Erdoğan’a; Âşık Kul Hakkı’nın yazdığı bir şiirin dörtlüğü ile veda edelim de grup toplantısı neşeli geçsin civanım, delikanlımızın…
Beşikteki bebeler Arapça “Hu” çekecek,
Öğrenciler Umre’de ahlakı öğrenecek,
Cinsel taciz, işkence tarihten silinecek,
Yeter ki cinsi latif tahrik etmemiş olsun…
Sağlık ve başarı dileklerimle
Rifat Serdaroğlu/Yurt Gazetesi
Yorum Gönder