Tayyip Erdoğan, sık sık milletin değerlerini esas alarak politika yaptıklarını söylüyor. Milletin değerleri dediği “din” dir. “Din üzerinde politika yapıyoruz” diyemez elbette. Fakat milletin değerlerinden kastının din olduğunu bilmeyen yok. Oysa din üzerinden politika yapmak, Anayasal bir suçtur. Anayasa’nın başlangıç ilkelerine göre “kutsal din duyguları, devlet işlerine ve politikaya kesinlikle karıştırılamaz.”
***
Anayasa’nın “Din ve vicdan hürriyeti” başlıklı 24’üncü maddesine göre “Din ve ahlâk eğitim ve öğretimi Devletin gözetim ve denetimi altında yapılır. Din kültürü ve ahlâk öğretimi ilk ve ortaöğretim kurumlarında okutulan zorunlu dersler arasında yer alır. Bunun dışındaki din eğitim ve öğretimi ancak kişilerin kendi isteğine, küçüklerin de kanunî temsilcisinin talebine bağlıdır.
Kimse, Devletin sosyal, ekonomik, siyasî veya hukukî temel düzenini kısmen de olsa, din kurallarına dayandırma veya siyasî veya kişisel çıkar yahut nüfuz sağlama amacıyla her ne suretle olursa olsun, dini veya din duygularını yahut dince kutsal sayılan şeyleri istismar edemez ve kötüye kullanamaz.”
AKP ise dince kutsal sayılan şeyleri istismar ede ede bugüne gelen bir partidir.
***
Yine Erdoğan’ın “dindar gençlik yetiştireceğiz” sözleri tartışılıyor. Erdoğan’ın konu ile ilgili sözleri şöyle: “Kılıçdaroğlu Türkiye’yi dindarlar, dinsizler diye ayırdığımı söylüyor. Önce şu kulakların duymaya alışsın... Benim ifademde dindarlar, dinsizler diye bir ifade yok. Dindar bir gençlik yetiştirme var. Bunu yine söylüyorum, bunun arkasındayım. Sayın Kılıçdaroğlu, sen bizden, muhafazakar demokrat parti kimliği sahibi AK Parti’den ateist bir nesil yetiştirmemizi mi bekliyorsun? O belki senin işin olabilir, senin amacın olabilir. Ama bizim böyle bir amacımız yok. Biz muhafazakar ve demokrat, milletinin, vatanının değerlerine, ilkelerine, tarihten gelen ilkelerine sahip çıkan bir nesil yetiştireceğiz. Bunun için çalışıyoruz.”
***
Erdoğan yönetimi; eğitimden yargıya, emniyetten medyaya kadar bütün kadrolara, belirli bir din anlayışına sahip insanlar yerleştirdi. Böylece onlarla aynı dini anlayışa mensup olmayanlara yönelik tam bir ayırımcılık yapıldı.
Oysa Anayasa’nın 70’inci maddesine göre “Her Türk, kamu hizmetlerine girme hakkına sahiptir. Hizmete alınmada, görevin gerektirdiği niteliklerden başka hiçbir ayırım gözetilemez!”
Peki ayırım gözetilmediğini söylemek mümkün müdür?
Bu davranışlar Anayasa’yı çiğnemek olduğu gibi din açısından da günah değil midir? Bu mudur dindarlık?
***
“Dindar nesil yetiştireceğiz” diyorsunuz? Hangi mezhep, hangi tarikat, hangi cemaatin din eğitimini vereceksiniz peki?
AKP, bir tarikatlar koalisyonu sonucu kurulmuştur ama eğitimi hangisine devredeceksiniz? Diyanet ne olacak?
İslam dünyasında de ekoller var. Mısır ekolü, Suudi Arabistan ekolü, Pakistan ekolü ve Afganistan yani Taliban ekolü.. Bunlar da “dindar nesil” yetiştiriyor değil mi? Sizin bunlardan ne farkınız olacak?
Yine AKP iktidarının desteklediği, Libya Ulusal Geçiş Konseyi Başkanı Mustafa Abdülcelil, ülkesini gelecekte “Ilımlı İslam” ın yöneteceğini söyledi. ABD, Türkiye için de “Ilımlı İslam” öngördüğünü defalarca açıklamıştır.
Bağlı olarak CHP’li Emine Ülker Tarhan, Anayasa Mahkemesi’nin Siyasal Partiler Kanunu’nun, ilk üç maddeyi de kapsayan Anayasa’ya aykırı faaliyetlerinin cezalandırılmasını düzenleyen 117. Maddesi’ni iptal etmesini “değiştirilmesi teklif dahi edilemez” hükümleri ortadan kaldırmanın ilk adımı olduğunu söyledi.
Yani din devleti mi planlanıyor ?
Arslan BULUT/YENİÇAĞ
Yorum Gönder