Bürokrasi - Öztin Akgüç

Bürokrasi ülke yönetiminde basan, demokratik düzen, hukuk devleti, ekonomik kalkınma açılarından belirleyici etkendir. Yasaların, idari kararların uygulanması, işlerin yürütülmesi ancak bürokratlar aracılığıyla olur. Bürokraside etkinlik, tarafsızlık, liyakat (yaraşırlılık) sağlanmadan sorunlar çözülemez, aksine sorunlar giderek de ağırlaşır. Türkiye ne yazık ki bu süreci, bu kısırdöngüyü yaşıyor.
Bürokrasi, iktidarın giderek kendi amaçlan, çıkarları doğrultusunda kullandığı bir baskı aracı haline geliyor. Hukukun üstünlüğü, yargıçların, genelde kamu görevlilerinin, keyfi davranışlarla, öznel nedenlerle kişisel haklara, davranışlara müdahale etmemelerini, kısıtlama getirmemelerini gerektirir. Türkiye'de keyfi kararlar, keyfi uygulamalar, yasaların zorlanması, ayrımcılık, hukuk devleti, demokratik .düzen, hatta ülke bütünlüğü açısından tehlike oluşturuyor. Bürokratların saygınlıklarını yitirmeleri, güveni de zedeliyor, hukuk dışı bir gücün oluştuğu izlenimini veriyor.
***
Bürokrat kavramı genelde keyfi uygulamalar yapan, vatandaş üzerinde baskı kuran, en azından saygılı davranmayan, belli çevrelere yaranmaya çalışan, güçlü gördüğüne boyun eğen, zamanını verimsiz işlerle harcayan şekilci, biçimi öze mahkûm eden, yaratıcılıktan uzak bir davranış biçimi çağrışımı yapıyor. Hatta bazı bürokratlar gizli işsiz, kamudan gereksiz maaş alan asalaklar gibi de görülüyor.
Aslında bürokratların, kamuya hizmet anlayışı yüksek, olabildiğince nesnel (objektif), tarafsız uygulamaya özen gösteren, değişen koşullara uyum sağlayan, özün önceliğini dikkate alan, disiplinli bir davranış biçimi sergilemeleri gerekir. Bürokrat davranışlarıyla, kişiliğiyle, nitelikleriyle kamuda güven, saygınlık, uyandırmalıdır.
Niçin bürokratların önemli bir bölümü olması gereken niteliklere sahip değiller veya gerektiği şekilde davranmıyorlar? Niçin bürokrasi kendinden beklenen işlevleri yerine getiremiyor? Giderek kendisi bir sorun olmaya başlıyor.
Bunun yanıtını bürokrat seçimi, atama, yetiştirme, kişilikli, nitelikli kişileri kamu görevlerine yeterince çekememe, kamuya hizmeti cazip hale getirememede aramak gerekir.
***
Siz rekabetçi, seçici bir sistemle atama yapmazsanız, atamalarda demek, cemaat, tarikat önerisi, partiye yakınlık gibi öznel güdülerle hareket ederseniz, ödüllendirmede, terfilerde, liyakat dışında keyfi nedenlere dayanırsanız; bürokratların da sürekli eğitim sürecinden geçmelerini bir yana iterseniz, alınacak sonuç bugünkü gibi olur. Kendi kişisel nitelikleriyle, başarılarıyla, yeterlilik i sınavlarındaki derecesiyle, bir oruna(mevkiye) gelememiş, dış etkenlerin, güçlerin itelemeleriyle atanmış kişiler, kendilerini kasarlar, minnet borçlarını Ödemeye kalkışırlar, "beni buraya getiren güç böyle istiyor diye" davranırlar, özgüven eksikliği keyfi davranışlar, böylece hukukun üstünlüğü bir yana, yasaların yansız uygulanması bile tehlikeye düşer. Kamuya, vatandaşa hizmet değil, belli iç ve dış çevrelere hizmet sunma, onlara hoş gözükme ön plana çıkmaya başlar.
Kişisel başarılan olanların özgüvenleri yüksektir; topluma hizmetle görevli olduklarının bilincedirler.Yanlış eksik uygulamalara karşı çıkarlar,yapılanlara eleştirisel yaklaşırlar.
Özün şekle mahkûm edilmemesine özen gösterirler. Bu kişiler, genellikle bürokraside kötü örnek olmasınlar diye bir şekilde elenirler, dışlanırlar. Yedek ya da ihtiyaç fazlası muamelesi görürler.

***
Kime, kimlere hizmet ettikleri belli olmayan, yabancı güçlere dahi brifing veren, kamu bütçesinden ücret aldıkları halde kamuya hizmet vermeyen, ülkeye bağlılığı kuşkulu kadrolarla başarı kazanmak, demokratik düzeni korumak, ekonomik kalkınmayı,hızlandırmak, hukuk devletini oluşturmak olanaklı değildir.
Sivil, asker, öğretim elemanı ayranı yapmıyorum. Türkiye'de bürokrasi ciddi bir sorun oluşturuyor. Halka hizmet eden, keyfilikten uzak, bazı kişi ve çevrelere yaranma işgüzarlığından kurtulmuş; özgüveni, kişiliği gelişmiş, yaratıcı, dünyanın değişen koşullarına uyum yeteneği yüksek, halkın güvenini kazanmış bürokrat kadrolara gereksinim var. Bu önemli sorunu geri planlara itmeyelim. Ekonomide geyik tipi boş, anlamsız tartışmalar yerine, zülfü yâre dokunsa da önemli konulara parmak basmaya çalışalım .

Öztin Akgüç/Cumhuriyet

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget