Bizim arkamızda Namık Kemal’ler, Tevfik Fikret’ler, Mehmet Akif’ler, Nazım Hikmet’ler, Mustafa Kemal’ler, Deniz Gezmiş’ler var.
Yedi bin yıllık tarihimiz var.
Onların arkasında Sait Nursi’ler, Seyit Rıza’lar, Derviş Mehmet’ler, Damat Ferit’ler, Barzani’ler, Talabani’ler, Clinton’lar, Soros’lar, Obama’lar var.
Aşiret reislerinin Kuzey Irak’ta kurduğu çadır devletleri ve İsrail var.
Biz gücümüzü haklı davamızdan alırız.
Bizim davamızın temelinde tam bağımsızlık var. Gerçek demokrasi var. Vatandaşlık ve vatan sevgisi var.
Ulus devlet, Kemalist Türkiye Cumhuriyeti var.
Onların davasının temelinde şeriatçılık, ümmetçilik ve kulluk var. Mandacılık var. İhanet ve Bölücülük var.
Taşeronluk var: ABD taşeronluğu, BOP eşbaşkanlığı var.
Gülen’ler, Gül’ler, Tayyip’ler Amerika’nın Ortadoğu’yu işgal harekâtının gönüllü Kahramanlarıdırlar.
Bizim kahramanlarımız “Çanakkale’yi geçilmez yapan” Çanakkale şehitleri ve gazileridir.
Bizim kahramanlarımız yedi düvele diz çöktüren Kurtuluş Savaşı yiğitleridir.
Siyasal İslam bugün, tam da emperyalizmin istediği gibi, uluslararası sermayeyle uyumlu, ABD ile kol kola girmiş, büyük bir pervasızlık içerisinde ulus devleti ve Kemalizm’i bitirmeye çalışmaktadır. Anayasadaki “Atatürk milliyetçiliği” kavramı, Gençliğe Hitabe ve Türk sözcükleri bile onları rahatsız etmektedir.
Hedef ümmet toplumudur, İslam Cumhuriyetidir. Hedef, Türkiye’yi tarikatların ve küresel sermayenin birlikte yönettiği bir ülke durumuna getirmektir. AKP, ABD ve AB şeriat yolculuğuna son noktayı koymaya hazırlanmaktadır.
Bütün bunlar yüzyıl önce de vardı. Efendilerine daha iyi hizmet verebilmek uğruna “İngiliz Muhipler Cemiyeti”ni, “Ahrar Partisi”ni , “Hürriyet ve İtilaf Partisi”ni kurmuşlardı.
“Kürt Teali Cemiyeti” (Kürt Yükselme Derneği) başkanı Seyit Abdülkadir, İngilizlerin yönlendirmesiyle Diyarbakır, Bitlis, Elazığ illerinde bir “Kürt devleti” 0luşturma çabasındaydı.
31 Mart 1920 tarihli Peyam-ı Sabah gazetesinde şunları yazıyordu:
“Kuva-yı Milliye’ye aldanmayınız. (Onlar A.E) Bolşeviklerin kafasını taşıyan yurtsuz serserilerdir. Hilafet ve Saltanattan ayrılmayınız.
İttîhad-ı Muhammedi Cemiyeti’nin yöneticisi Derviş Vahdetî’ye göre Rus Çarı ve İngiliz Kralı İslam’ın dostu, bunlara karşı çıkarak ulusal devleti savunan İttihat ve Terakki Cemiyeti İslam’ın düşmanıydı.
Günümüzde de ABD İslam’ın dostu, Mustafa Kemal’in “Tam bağımsızlık” İlkesini savunan yurtseverler ve subaylar İslam’ın düşmanı olarak algılanmakta, okullardan Atatürk resimleri ve “Gençliğe Hitabe” kaldırılmak istenmektedir.
İktidarın düşmanı ne Amerika, ne İsrail, ne PKK’dır. İktidarın düşmanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tür…
Cumhuriyettir…
Ulus devlettir…
Laikliktir…
Tam bağımsızlıktır…
Türk ordusudur…
Zindanlar bu nedenle doldurulmuştur. Yüzlerce vatansever düzmece belgelerle, 25 kuruşluk kurgu CD’lerle dört duvar arasında, çoluğundan çocuğundan uzakta çile çekmektedir.
Bu bir zulümdür. İşkencedir…
Bütün bunlar yüz yıl önce de vardı.
Ama Deniz Feneri sanıkları suçsuz, onları soruşturan, kovuşturan savcılar suçlu konumuna düşürülmüştür bugün.
Bu bir utanmazlıktır.
Kürt Nemrut Mustafa Paşa İngiliz emperyalizminin ve işbirlikçilerinin emrinde nice yurtseveri astı, nicelerini bir İngiliz adası olan Malta’ya sürgüne gönderdi.
Hiç birisi yok artık. Ne Nemrut, ne Vahdettin ne Ali Kemal… Hepsi de tarihin çöplüğünde yerlerini aldılar.
Ama şanlı tarihimiz ve onu yaratanlar, insanlığın onur yapraklarına altın harflerle yazıldılar.
Bugünkü işbirlikçileri, hainleri de aynı akıbet beklemektedir. Zamanı geldiğinde tümü de deliğe süpürülecektir.
Panik, kargaşa başladı bile. Makam, koltuk kavgası yüzünden birbirlerine girmek üzeredirler. Devlet dairelerinin kapıları kırılarak yöneticiler sokağa atılmaktadır.
Sıra “sadakat” göstermeyen, egemen güçlerin isteğine uygun hareket etmeyen yalaka yazarlara ve basına gelmiştir.
Star gazetesinden kovulan Mehmet Altan onlara örnek olmalı, çok geç kalmadan, tarihe “Ali Kemal” olarak geçmemek için, yol yakınken yollarını seçmelidirler.
Çünkü zalimler bir gün mutlaka yok olacak, “Türkiye Cumhuriyet ilelebet payidar kalacaktır…”
Ali Eralp
Yorum Gönder