Bir Komedi Daha - Emin Çölaşan

SEVGİLİ okuyucularım, bugün size Türkiye’de yaşanan ciddiyetsiz olaylar konusunda somut bir örnek daha vereceğim.
Herhalde medyadan izlemişsinizdir. Bundan birkaç gün önce Hatay MİT eski Bölge Başkanı olduğu belirtilen bir kamu görevlisi, bir süre önce Türkiye’ye sığınan Suriyeli muhalif albayı kaçırıp ülkesine iade ettiği gerekçesiyle tutuklandı.
İddialara göre MİT görevlisi, Suriyeli albay Hüseyin Mustafa Harmuş’u, yanındaki birkaç kişiyle birlikte zor kullanıp kaçırmış, Suriye’ye teslim etmiş ve karşılığında Suriye devletinden 100 bin dolar para almıştı.
Bir başka iddiaya göre ise, tutuklanan MİT’çiye Suriye tarafından verilen paralar sahte çıkmıştı .
Yine iddialara göre, bu albay daha sonra Suriye’de idam edilmişti.
Dikkat ederseniz bu aşamaya kadar hep iddialardan söz ettim…Çünkü Türkiye bunların yönetiminde öyle bir duruma getirildi ki, neyin doğru neyin yalan olduğunu hiç kimse bilmiyor.
Her kafadan bir ses çıkıyor. Hükümet yandaş medyaya ve bu medyanın botokslu- botokssuz yazarlarına bilgi sızdırıyor, onlar yazı yazıyor, manşet atıyor ve ortalığı korkunç bir bilgi kirliliği kaplıyor.
Şu anda bilinen tek şey, MİT görevlisi zorla adam kaçırıp Suriye’ye para karşılığı teslim etmekten, siyasi casusluk yapmaktan tutuklu.
***
Şimdi birkaç ay öncesine dönelim. Suriye hükümetine muhalif olan ve Türkiye’ye sığınan albay Harmuş’un ismi, bir süre önce yine gündeme gelmişti. Ancak o zaman konu farklıydı. Yine iddialara göre bizim hükümet Suriye ile pazarlık masasına oturmuş, oradaki dokuz PKK’lı ve yine Suriye’de tutuklanan 49 istihbaratçımız karşılığında Harmuş’u iade etmişti.
O zaman gerek bizim Hariciye Nazırlığı ve gerekse Hariciye Nazırı Davutoğlu Ahmet Paşa, birbiri ardına açıklamalar yapıp bu suçlamaları reddetmişti .
Hariciye Nazırlığı tarafından 15 eylül 2011 günü yapılan açıklama:
“Türkiye’nin, hiçbir Suriye vatandaşını arzusu olmadan Suriye veya başka bir ülkeye geri göndermesi, iade etmesi söz konusu değildir. Bu kapsamda, son günlerde Hüseyin Harmuş isimli kişi (yukarıda sözünü ettiğim albay) ile ilgili iddiaların asılsız olduğu özellikle vurgulanmalıdır.”
Demek ki albayın durumu o günlerde de gündeme gelmiş ama Hariciye Nazırlığı olayı yalanlamış.
İş bununla da bitmiyor. Hariciye Nazırı Davutoğlu Ahmet Paşa, 17 eylül 2011 günü yaptığı açıklamada şöyle demişti :
“Harmuş’un bir pazarlık karşılığı teslim edildiği tamamen yalandır. Biz, bize sığınan bir kimseyi pazarlık konusu yapmayız. Özellikle hükümetimiz döneminde bu politika takip edilmiştir. Sığınmacı kampına isteyen geldi, istemeyen de istediği zaman gitti. Durum böyle olunca Sayın Hüseyin Harmuş olmak üzere kim istiyorsa kampımızda kalmıştır.
Kendisinin kampa geldiği ve daha sonra ayrıldığı biliniyor. Biz kimsenin geri dönmesini engellemedik. Bu kişinin herhangi bir pazarlık karşılığında teslim edildiği tamamen yalandır. Böyle bir uygulama olmamıştır. Kendisi ayrılmıştır. Daha sonra olanlardan biz sorumlu değiliz.”
***
Kendisinin ayrıldığını söylüyor. Şimdi siz gelin, bilmeceyi çözün! Bir yanda Hariciye Nazırının bu sözleri, öbür yanda bu adamı para karşılığı kaçırıp Suriye’ye teslim ettiği iddia edilen ve birkaç gün önce tutuklanan 19 yıllık MİT görevlisi.
Savcılık dosyası gizli. Dosya güya gizli ama doğru veya yalan bir sürü haber ortalıkta uçuşuyor.
Tam bir casusluk filmi senaryosu! Eğer Davutoğlu Ahmet’in sözleri doğruysa, MİT’çi niçin tutuklandı?
Eğer bu Suriyeli herifi bizim MİT’çi zor kullanarak kaçırdıysa, Davutoğlu Ahmet ayakta mı uyuyordu?..Ya da Türk milletine yalan mı söylüyordu?
Her konuda olduğu gibi, bu konuda da korkunç bir bilgi kirliliği var. Bu kirlilik özellikle ve bilerek yaratılıyor ki insanların kafası karışsın, hiç kimse ne olduğunu anlamasın.
Tepelerde bir şeyler oluyor, birileri tepişiyor ama biz hiçbir şey bilmiyoruz.
Bunu özellikle, milletin kafasını karıştırmak için yapıyorlar. Harmuş olayı bunlardan sadece biri!
(Burada bir not düşeyim. Tutuklanan MİT’çiyi tanımam, basında Ö.S. olarak geçen ismini bile bilmem.)

VAN VE HATAY KAMPLARI

Van depreminde evleri yıkılan, ya da oturulmaz durumda olan binlerce kişi, bu soğuk hava koşullarında yaşamlarını çadırda sürdürüyor. Çadırlar soğuk, çadırlarda yangın çıkıyor, insanlar ölüyor.
Van’da şu günlerde sıcaklık en yüksek eksi 10.
O çadırlarda çok değil, sadece iki gün, AKP milletvekillerini ve hükümet yetkililerini ağırlamak gerekir ki, işin ne olduğunun farkına varsınlar.
Depremzedelere günde iki kez yemek çıkıyor. Fasulye, bulgur, nohut, makarna. Bazen yemek aksıyor, çoğu zaman su bulunmuyor. Çamaşırlar leğende çitileyerek yıkanıyor, insanların yıkanması mümkün olmuyor.
Yetkililer de artık bıkmış usanmış durumda.
Yardımlar kesildi. Gelen bir şey yok.
Van’lıların çoğu, başka illere zorla veya ikna edilerek gönderildi. Onların bundan sonra ne olacağı hiç bilinmiyor.
Artık kimsenin sesi çıkmıyor. Zavallı insanlar kadere boyun eğmiş, korkutulmuş, konuşurlarsa durumun daha da kötü olacağına inandırılmış.
***
Ancak, Türkiye’nin başka yörelerinde de çadırlı kamplar var. O çadırlar Hatay’da, ılıman iklimde. Ama oraya Van depremzedeleri gönderilmedi.
Hatay’da kurulan son sistem çadırlarda Suriyeli muhalifler (!) kalıyor.
Binlercesi Türkiye’ye akın etti. Aralarında çok sayıda işsiz vardı. “Biz muhalifiz, Esad bizi kesecek” numarasıyla Türkiye’ye geldiler.
Ekmek elden su gölden güzelce ağırlanıyorlar, besleniyorlar. Hizmetlerinde özel doktorlar, psikologlar, bir de çadır hastanesi var. Hepsi memnun, mutlu.
Kamptan özgürce çıkıp dolaşıyorlar, Hatay ve çevresinde gezinip alışveriş yapıyorlar, istedikleri zaman istedikleri yere gidiyorlar, ziyaretçi kabul ediyorlar.
Türk devleti bunlardan parayı esirgemiyor.
Van’lı depremzededen esirgenen paracıklar, Suriyeli düzmece sığınmacılar için oluk oluk harcanıyor.
Hatay kampı yetmedi, şimdi ikincisi Öncüpınar sınır kapısında açılmak üzere. Orası çadır değil prefabrik olacak.
İnşallah, Allah’ın izni ve ABD’nin emriyle en kısa zamanda Esad’ı devireceğiz! Eğer devrilmezse, gerektiğinde kahraman ordumuz Suriye seferine çıkacak!
Az kaldı, Van’lı kardeşlerimiz biraz sabırlı olsun! Esad devrilince Suriyeli düzmece sığınmacılar Hatay ve Öncüpınar kamplarını boşaltacak, onları oraya alacağız!
O zaman çok rahat edecekler.
Yeter ki Tayyip, Esad’ın işini bitirsin!

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget