Bilgisayara karşıyım - Rıza Zelyut

Artık, iletişimin büyük ölçüde bilgisayar üzerinden yürütüldüğünü görüyoruz. O; hayatımızın bir parçası. Lakin bu alet; yanlış kullanılırsa sosyal ve psikolojik bombaya dönüşebilir.  Özellikle çocukların ve gençlerin elinde.
Bugün büyük şehirlerde ruh hastalıkları arasına bilgisayar kullanımından kaynaklanan yeni bir hastalık girdi: İnternet bağımlılığı. Hastenelere gidin; durumu görün... Öğrencilerimizin hemen hemen tamamı bilgisayarı  internet kullanmak için istiyor. O yüzden tehlike büyük.
Çünkü interneti yasadışı yollardan çıkar sağlamak için kullanan çok yaygın bir kesim var.  Bu sanal çeteler,  internet alemini çok çekici hale getirerek insanları kolayca avlıyorlar.
İstanbul Bilişim Suçları Müdürlüğü'nin verileri gösteriyor ki internet suçları hızla yaygınlaşıyor ve çeşitleniyor.  İnternet, suç dünyasının yeni krallığı haline geldi.  Bu tehlike ortada iken öğrencilere bilgisayar verip gençleri internete yönlendirmek doğru değildir.
Öğrencilere bilgisayar  vermek yerine onları ansiklopedilere, araştırma yapacakları kütüphanelere yönlendirmek gerekir. Bunun için Milli Eğitim Bakanılığı, öncelikle okullarda ansiklopedilerin bol bol bulunduğu kütüphene kurmalı.  Kitaplıklar ilçelere de yayılmalı. Çocuklarımız buralara gidip bilgiyi doğru kaynaktan ve biraz zahmet çekerek elde etsinler. Bu arada da günlük hayatın içinde yer alsınlar; hayal alemine dalıp sapıtmaktan da kurtulsunlar.
Analar, babalar; evli kadınları bile baştan çıkartan kapı olan bilgisayarı çocuklarınızdan uzak tutun. Unutmayın ki güvenli internet yoktur.

İYİ Kİ YILDIRIM VARAKP içindeki Kürtçü ve tarikatçi kesimin ikide bir Atatürk'ü ve cumhuriyeti hedef alan açıklamalarına, bu parti içindeki yurtsever  siyasetçilerden anlamlı tepkiler geliyor. Van Milletvekili Hüseyin Çelik'e aynı partinin İzmir Milletvekili ve Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'dan gelen cevap da bunlardan birisi oldu.  Sayın Yıldırım; 19 Mayıs Bayramı'nın ve Atatürk'ün Türk gençliğine seslendiği nutkunun partili arkadaşlarınca tartışmaya açılmasına karşı dedi ki:
'Dünyada kimseyi esaret altına almayan ve  esaret altına girmeyen tek ulus, Türklerdir. Türklüğümüzle övünmeliyiz, gurur duymalıyız.  Ülke ve millet aidiyeti devam etmelidir. Bunu gençlerimize aşılamalıyız.'
Aynı doğrultuda bir açıklamayı Sayın Başbakan'dan da bekliyoruz.

CİHAN KAMER DERS VERDİ
En başından beri 'Şike operasyonunun kendisi şikedir!' diye yazdım. Bu iş başlar başlamaz; benim Fitnetürk adını verdiğim Kanal Türk'teki malum dörtlü saldırılar ve iftiralarla şikeye arka çıktı. Bunlar 7 ay boyunca Fenerbahçe'yi ve Aziz Yıldırım'ı kötülemek için her türlü kozu kullandılar.
Nihayet Pazartesi gecesi Fenerbahçe yöneticilerinden Cihan Kamer, bu programa katıldı.  Sayın Kamer; öyle bir duruş sergiledi ve öyle mantıkli konuştu ki  önceki programlarda Kahraman Asker Şvayk havalarında atıp tutan Erman Toroğlu özür dilemek zorunda kaldı. Bize ulaşan e-maillerden de anlıyoruz ki Fenerbahçeliler onunla gurur duyuyorlar.
Sayın Nihat Özdemir ve Sayın Ali Koç'tan sonra Sayın Kamer de Fenerbahçeli olmanın nasıl bir şey olduğunu malum takıma gösterdi.
Budur işte Fenerbahçe....

Rıza Zelyut/GÜNEŞ

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget