İki haber de Türk medyasında aynı gün yer aldı.. Önce manşete layık görülenden başlayalım:
-İsrail’le ipler koptu!..
Ne olmuştu peki? Birleşmiş Milletler “Mavi Marmara faciası” ile ilgili raporunu yayımlamış, AKP hükümeti bu raporu hiç mi hiç beğenmemişti! Öyle ki; Cumhurbaşkanı Gül, “BM raporu yok hükmünde” bile demişti. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun ağzından İsrail’e karşı 5 maddelik “yaptırım paketi” açıklandı. Buna göre, İsrail’le diplomatik ilişkiler en alt düzeye indirildi. Askeri anlaşmalar askıya alındı. İsrail’in Gazze ablukası reddedildi. En dikkat çekici başlık ise “Akdeniz’deki seyrüsefer serbestisi için gerekli önlemler alınacak” maddesiydi.. Yani, Akdeniz’de Türk savaş gemileri daha sık ve etkili gezilere çıkacaktı!..
Gelelim manşetlerin altında yer alan ikinci habere:
-ABD radarları (füze kalkanı) Türkiye’de!..
Neydi bu radarlar, anımsayalım.. ABD’nin girişimiyle, NATO’nun gündemine gelen ve Ankara’nın da onayıyla Türkiye’ye erken uyarı radarı kurulacağı açıklandı. Durumdan pek memnun görünen Pentagon, füze kalkanının bu yılın sonunda devreye gireceğini açıkladı.. Haa, unutmadan; bu sistemin öncelikli olarak İran için kurulduğunu Mısır’daki sağır sultan bile biliyor da, atlanan bir ufak detay var:
- Suriye’nin füzeleri!..
***
Şimdi de işin “ucuz senaryo” boyutuna bakalım!..
İsrail’le ipleri kopartan, hatta görünürde, Akdeniz’de bir savaş olasılığını bile gündeme getiren yaptırım kararları ile, Türkiye’ye “Füze kalkanı” yerleştirileceği açıklamasının aynı güne gelmesi ne anlama geliyor?
-Ucuz oyun anlamına tabii!.
Bir yandan, ABD’nin dünyadaki en önemli iki stratejik ortağından birine, İsrail’e yaptırım(!) uygulayıp, Arap dünyasında (ve tabii halkımız nezdinde) prestij kazanmaya oynayacaksın, öte yandan füze kalkanı projesine topraklarını açıp, aslında İsrail’i, hem İran’ın hem de Suriye’nin saldırılarına karşı koruma altına almış olacaksın!...
-Oyunun senaryosu bu bölümde fena halde tökezliyor!..
Ama oyunun püf noktası zaten bu değil; asıl amaç, İsrail’e “yaptırım” masalıyla Arap dünyasında elde edileceği planlanan prestijin, Suriye seferi ve sonrası için bozdura bozdura harcanması!. Diğer taraftan, Türkiye’ye yerleştirilecek olan “füze kalkanı”nın, İran’dan önce, Suriye’de Sovyet döneminden beri bulunan (ve nükleer başlık taşıdığı iddia edilen) füzelerine karşı kullanılması..
Ve oyun şimdilik tıkır tıkır yürüyor!. Kahraman Türk medyasının engin desteğiyle bir de “Gazze gazası” uyduruldu, şimdi ona kılıf dikiliyor!. 12 Eylül’de Mısır’a gidecek olan Tayyip Bey’in Gazze’de büyük bir gövde gösterisi yapacağı yazılıp çiziliyor. Başbakan’a soruyorlar, “Mısır’daki kardeşlerimizle orada istişare edeceğiz; gideriz de, gitmeyiz de” yanıtını veriyor!.. Bir Allah’ın gazetecisi de çıkıp, “siz böylesine yaşamsal bir konuda o anda mı karar vereceksiniz” demiyor, diyemiyor. Sanki Başbakan ve beraberindekiler, abluka altındaki Gazze’ye değil de, Şarm el Şeyh’e tatile gidiyor!..
Bu arada İsrail, sıcağı sıcağına Yunanistan’la askeri işbirliği anlaşması imzalıyor. Akdeniz’de Güney Kıbrıs’la petrol araması yapıyor. Rusya, limanlarını ikili anlaşmalara aykırı şekilde mal getiren Türk gemilerine fiilen kapatıyor. Maşallah bizimkilerde tık yok!..
Sözün özü; umarım füze kalkanı Türkiye’ye yerleştirildikten sonra Suriye sınırında “sefere yol açacak” kötü ve kanlı bir şeyler kotarılmaz...
-Çünkü bu çapta bir ucuz oyun yalnızca savaşı işaret ediyor!..
Ümit Zileli/Cumhuriyet
8 Eylül 2011
Yorum Gönder