Medeniyet götürmekten demokrasi götürmeye - Rıza Zelyut

Dünkü yazımızda Batılı emperyalizmin; Doğu'yu sömürgeleştirme savaşlarına; "Barbar Doğu'ya medeniyet götürmek" gerekçesini uydurduğunu göstermiştik.
Günümüzde de durum hiç değişmedi. Birleşik Amerika ile Avrupa Birliği; Doğu yarımküredeki ülkelere "demokrasi götürmek" savaşı yürütüyor. Bu savaşın; ABD'li stratejist Samuel Huntington'ın "Medeniyetler çatışması" tezinde dile getirdiği iki dünya (Doğu ile Batı) arasında yürütüldüğünü biraz dikkatli bakan herkes görür.
Batı dünyası; bu sömürgeleştirme işinde Doğu'daki yandaş devletleri de (Türkiye, Ürdün, Suudi Arabistan vb.) kullanıyor. Bu Batı ajanı ülkelerdeki ciddi bir propaganda savaşı sonucunda sömürgeciler karşımıza medeniyetin temsilcileri/insanlığın kurtarıcıları gibi çıkartılıyorlar. Obama'nın başkan seçilme sürecinde yapılan yorumlara bakın; özellikle de Doğu dünyasının temel gücü İslam ülkelerinin "Gizli Müslüman Obama" fotoğrafı ile nasıl aldatıldığını görebilirsiniz. 1798'de Napolyon'a yüklenen Müslümanlığı kurtarma rolü ile 1898'de 2. Wilhelm'e yüklenen İslam dünyasını savunma rolünün 21. Yüzyıl'ın başında, benim ABD emperyalizminin kendisini güzel gösterme elemanı olarak tanımladığım Obama'ya yüklendiğini anlarsınız.
MARKS DA AYNI KERVANDA
Dün sözünü ettiğimiz gibi; Batı'nın Doğu'yu yağmalaması mücadelesi eskiden demokrasi olmadığından; "Doğu'ya medeniyet götürme" biçiminde gizleniyordu.
Öyle ki Marksizm'in babası olan Karl Marks bile; bu sömürgeleştirme işini destekliyordu. Onun Doğu Sorunu dediği sorunla ilgili makalelerinde (Doğu Sorunu adıyla kitap olarak dilimize aktarıldı) bu durumu çok açık biçimde görmekteyiz. Marks, İngilizlerin Hindistan'ı işgalini ve sömürgeleştirmesini; "Kapalı ekonomik yapının kırılarak kapitalizme açılması ve dolayısıyla da uygarlığa geçiş" olarak yorumluyordu. Marks'ın Osmanlı Devleti ile Batı arasındaki ilişkilere bakışı da bundan farklı değildi. Batılı aydınlar; özü itibariyle aynı çizgide idiler ve sömürgeciliği kutsuyorlardı.
BUGÜN BİLE
Günümüzün Avrupalısının bilinç altında hâlâ sömürgeciliğin yüceltildiğini görmekteyiz. Kendilerini uygarlığın merkezi gibi gören Fransızlarda bu duygu daha kuvvetli. 23 Şubat 2005'te Fransız hükümeti Parlamento'ya bir kanun teklifi sundu. Bu yasa önerisinde; "Fransız sömürgeciliğinin dünyaya olumlu etkisinin kabul edilmesi" isteniyordu.
Fransa'da haftalarca ateşli biçimde tartışılan bu yasa önerisine arka çıkanlar çok fazlaydı. Ancak; bazı muhalif aydınların ve eski Fransa sömürgelerinden yükselen itirazların etkisiyle Fransız Cumhurbaşkanı araya girmiş; Anayasa Mahkemesi de olumsuz işaret vererek, 21. Yüzyıl'da sömürgeciliği aklamaya kalkışan bu yasa teklifi geri çekilmiştir.
Bu yaklaşım; yani geçmişte Doğu'yu yağmalayıp Avrupa'yı zenginleştirme politikası; ne yazık ki Avrupalı insanın gözünde; bugün bile insanlığa hizmet gibi görülüyor; öyle gösteriliyor.
HA NAPOLYON HA OBAMA
Napolyon 213 sene önce Mısır'a çıkarma yaptığında oralara medeniyet götürdüğünü söylerken; aynı yere şimdi Birleşik Amerika "demokrasi götürüyor" .
Yani; Batı; İslam dünyasını kendi çıkarlarına göre şekillendirip yönetecek bir model yaratıyor ve bunu da demokrasi adı altında dayatıyor. Kendi adamlarına ezdirdiği yerel halkı da bu demokrasi oyununda kullanıyor. Halk, kutsal demokrasi için mücadele ettiğini sanırken Amerika ve Avrupa'nın taşeronu konumuna düşüyor. Eğer bu işte; ayaklandırılan yerel halkın gücü yetmez ise o zaman sömürgecilerin ordusu harekete geçiyor.
***
Şimdi İslam ülkelerinin işi daha da zor. Çünkü; eskiden Avrupa'daki sömürgeci devletler; birbirleriyle de çatışıyorlar, savaşıyorlardı. Örneğin Napolyon Bonapart ta Moskova'ya kadar yürümüştü.
2. Dünya Savaşı'ndan sonra Batılı sömürgeciler; bu kendi aralarındaki savaşın yanlışlığını gördüler. Hedef doğu idi artık. Bu amaçla NATO adlı bir üst çatı örgütü kurdular.
İşte o demokrasi götürme işinin silahlı boyutunu da bu NATO yürütüyor.
Libya'yı bombalayan; Suriye'yi tehdit eden NATO; medeniyet götürme projesinin silahlı ayağıdır.
Peki Türkiye bu NATO içinde ne yapıyor?
-Türkiye, ajan devlet rolünü oynayarak sadece üstüne güldürüyor. 60 senedir hem de...

Rıza Zelyut/GÜNEŞ

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget