EKRANLARDA BEYİN YIKAMA KAMPANYASI - Emin Çöleşan



SEVGİLİ okuyucularım, yıllardan beri korkunç bir beyin yıkama kampanyasına tabi tutulduğunuzu herhalde biliyorsunuz. Böyle bir şey hiçbir demokratik ülkede olmaz, olamaz. Burada televizyonlardan söz ediyorum.
Bizim evde Dijitürk var. Dolayısıyla, kanallardan söz ederken o sırayı izleyeceğim. Yerel kanalları bilmiyorum.  Herhalde aynı rezalet orada da sürüp gidiyordur.
Şimdi kanallara tek tek bakalım:
AKP iktidarının şaşmaz destekçileri  karşımızda sırıtıyor.
En başta, pek çok kanalı ile TRT geliyor. Devletin bu  kurumu, iktidarın borazanı olarak görev yapıyor, milleti kandırmaya yelteniyor.
TRT-1, TRT Türk, TRT Haber, TRT-3,  TRT Avaz, TRT Kürt, TRT Arap  hatta TRT Belgesel bile AKP’ye çalışıyor.
TRT ile aynı boyutta destekçiler arasında Samanyolu TV, Samanyolu Haber, Kanal 7, Kanaltürk, Bugün TV, Kanal 24, TGRT Haber, Mehtap  TV, A Haber, Mesaj TV, Ülke TV, Kanal A, TV 8, Beyaz TV, Cine-5 , Fox TV, Flash, TV Net, Kanal 6 yer alıyor.
Sonrav sıra NTV, CNN- Türk, Skytürk, Habertürk, Show, atv, Kanal-D, gibilerine geliyor.
Şimdi siz bunların arasında bu iktidara muhalefet edebilen,  geçmişte etmeyi başaran(!) bir tek kanal arayın, bakalım bulur musunuz!
Bu kanallardan TRT, devletin malı. Tam anlamıyla bir beyin yıkama aygıtı olarak görev yapıyor. Allah’tan ki, yayınları izlenmediği için fazla bir etkisi olmuyor.
Samanyolu, Mehtap gibi bazıları, doğrudan   Fethullah adına yayın yapıyor.
Fethullah ekibinin ayrıca çocuklara yönelik Yumurcak, Kürtçe yayın yapan Küre tv isimli kanalları var.
Adamların medya gücünü görüyorsunuz!
Yukarıda saydığım televizyon kanallarının bir bölümü İslamcı. Ayrıca her İslamcı kanal, doğrudan Tayyip destekçisi.
Öteki kanallar ise bazen İslamcılık yaparak, bazen yapmayarak, bir bölümü dizi yayınlayarak doğrudan Tayyip ve iktidarının arkasında duruyor.
Önemli bir bölüm ise “Korkaklardan” oluşuyor. Bunların patronları arasında Aydın Doğan, Turgay Ciner, Mehmet Emin Karamehmet gibi para babaları var. Bu patronlardan Aydın Doğan zaten dize getirildi ve baş eğmesi sağlandı. Yakın geçmişe kadar Vatan ve Milliyet’in sahibi idi, bu ikisini sattı. Şimdi Posta, Hürriyet, Radikal gazeteleri ile CNN-Türk, Kanal-D televizyonlarının sahibi.
Onun artık muhalefet falan yapacak gücü kalmadı. O kadar ki, sahibi olduğu Hürriyet gibi gazetelerin künyesinden ismini bile çıkardı.
Bu patronların devlet ve hükümetle milyarlarca dolarlık işleri var. Bankacılıktan özelleştirmeye,madencilikten her türlü alana, alka hayale gelmeyecek işler yapıyorlar. Kaderleri ve gelecekleri, tamamen Tayyip‘in iki dudağının arasında.
Bu konuda size son günlerden iki somut örnek vereyim de, dönen paraları görün.
Akşam gazatesi ile Show ve Skytürk televizyonlarının sahibi olan Mehmet Emin Karamehmet bundan üç hafta önce bir özelleştirme ihalesinde teminat olarak yatırdığı trink 92 milyon dolar parayı yaktı. Ama aslanlar gibi ayakta.
Habertürk gazetesi ile Habertürk televizyonunun sahibi olan Turgay Ciner 10 milyon doları yaktı, o da ayakta!
Bu patronlarda nasıl para olduğunu görüyor musunuz! bunlar muhalefet yapabilr mi?
Şimdi lütfen yeniden düşünün! Yukarıda saydığım ve aslında eksik olan listedeki televizyonlardan herhangi birinde muhalefet yapıldığını hiç duydunuz veya gördünüz mü?
Görmediniz.
Şimdi aynı soruyu tersten sormak gerekiyor:
Bu iktidara muhalefet yapabilen kaç kanal var? İlk sırayı hiç kuşkusuz ki Ulusal Kanal alıyor.
Haberal‘ın sahibi olduğu Başkent tv vardı, onu da sindirdiler. yalakalık yapmıyor ama şimdi sanat ve edebiyat kanalına dönüştü. İşin kötüsü, digitürk yönetimi-nedendir bilmiyorum- Başkent tv‘yi son günlerde son sıralara itekledi.
ART vardı, Digitürk yönetimi onu tümüyle çıkardı.
Burada bir parantez açıp bir kez daha vurgulamak gerekiyor, AKP’ye muhalefet yapan dört kanal vardı. Tuncay Özkan’ın Kanaltük’ü, Doğu Perinçek’in Ulusal Kanal’ı, Mehmet Haberal’ın Başkent tv’si ve Mustafa Özbek’in ART’si.
Bu dört kişi de Ergenekon iddiaıyla tutuklanıp Silivri Cezaevi’ne gönderildi.
Halk tv vardı, Digitürk onu da çıkardı. Son günlerde yeniden koymuş. Ancak ekranlarda ne bir bildirim yapıldı, ne de Halk tv yayına otomatik olarak sokuldu. Sanırım yüzbinlerce Digitürk  abonesi, bu kanalın yayına yeniden girdiğini şu anda bilmiyor.
Bunca sözcük arasında bir de iyi haber! MHP kimliği ağır basan ve muhalefet yapan Bengitürk kanalı Digitürk‘te yayına girdi. Yine hiçbir duyuru yapılmadan, izleyicilere haber bile vermeden!
Unutmadan belirteyim, Digitürk’ün sahibi de Mehmet Emin Karamehmet!
Evet, beyin yıkama kampanyasında karşımıza çıkan tablo aynen bu. Televizyon karşısına oturup tıklıyorsunuz, karşınıza ister istemez bu kampanyanın unsurları çıkıyor.
Haner programlarında hep aynı suratlar, aynı tipler, İstanbul gazetecileri arasındaki ahbap cavuş ilişkileri ve devamı! İktidara karşı adam gibi muhalefet yapacak, sözleriyle ses getirecek kimseleri o ekranlarda kolay bulamazsınız. Tam tersine, çoğu zaman zayıf, yeterli bilgisi olmayan kimseleri muhalefet yapma adına (!) özellikle çıkarırlar ki, onlar çuvallasın ve iktidar puan kazansın.
Bazen okuyucularım bana soruyorlar…  “Emin Bey sizi niçin ekranlarda göremiyoruz?Siz mi çıkmıyorsunuz, onlar  mı istemiyor?”
Bunların ve patronlarının aleyhine sık sık ve hiç çekinmeden yazan biriyim. Beni hangi babayiğit çıkarır oralara! Çıkardığı an kovulmuş demektir. En azından “Bu herifin benim kanalımda işi ne?” diye patronundan azar işitir!
Ekranlar artık çok büyük ölçüde iktidar yalakası yandaş gazetecilerin elinde! Bunların amacı yalanlar söyleyerek milleti kandırmak. Abdülhamit döneminin hafiyeleri gibi majesteleri Tayyip‘e jurnaller hazırlamak, ihbar etmek. Gazetecilik bitti, ihbar ve jurnal dönemi başladı.
Siyasi programların çoğunda yeni yetme bazı tipler var. İktidar gazetelerine kapağı atmış, paraşütle indirilerek köşe yazarı yapılmış, ne idüğü belirsiz birileri! Ekranlar onların emrinde ve hizmetinde.
Siz şimdi bakmayın, seçim zamanı geldiği için o kanalların çoğu bir miktar “Tarafsızlık” sergilemeye kalkışıyor. Örneğin Tayyip‘e günde beş saat ayırdılarsa, araya Kılıçdaroğlu ve Bahçeli’nin mitinglerini de biraz katmak zorunda kalıyorlar.
Dokuz yıldan beri hiç gözlerini kırpmadan AKP’ye hizmet ettiler. Muhabirlerin geçtiği nice dört dörtlük haberleri, aynen gazetelerin yaptığı gibi “Bunu yayınlarsak Tayyip Bey kızar, patronun işlerine sekte vururuz” diye çöpe attılar.
Sevgili okuyucularım, bu yazıda sadece televizyon kanallarını ele aldım. Gazetelerde de aynı durum söz konusu. Onu da ayrı bir yazı konusu yaparım.
Beyinler işte böyle yıkanıyor. Hangi kanalı açsanız karşınıza iktidar yağcılığı, iktidar yalakalığı çıkıyor. Utanma sıkılma kalmadı, gazetecilik askıya alındı.
Devlet gücünü ele geçiren Tayyip iktidarı medyayı devşirdi, kendi yandaşlarını işbaşına getirip beyin yıkama kampanyasını yıllarca sürdürdü.
12 Haziran günü oy kullanırken, sizin ve milletinizin üzerinde oynanan bu korkunç oyunu, bu yüz karası kampanyayı herhalde dikkate  alacaksınız.

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget