Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Annan, 5 Şubat’ta KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş ve Kıbrıs Rum Yönetimi lideri Tasos Papadopulos’u, müzakerelere yeniden başlamaları için 10 Şubat Salı günü New York’a davet etti.
BM’den gece geç saatlerde yapılan açıklamada, Annan’ın Denktaş ve Papadopulos’a, salı günü New York’a gelerek yeni tur görüşmelere başlamaları için birer mektup yazdığı belirtildi.
Davet mektubunu Ankara’dayken alan Cumhurbaşkanı Denktaş, New York’a gidip gitmeme kararını ise adada aldı.
Genel Sekreter Annan, 10 Şubat Salı günü başlayan görüşmeler çerçevesinde taraflarla önce tek tek görüştü. Ardından üçlü görüşme başladı.
Üçlü görüşmede, hem Papadopulos hem de Denktaş, plandaki boşlukları Annan’ın doldurmasından yana olmadıklarını söyleyince, Annan görüşmeleri ertesi güne erteledi ve tarafların takvime bağlı kalarak öneri getirmelerini istedi.
New York görüşmelerinin ikinci gününde, Türk tarafı sürpriz bir atak yaparak, üç aşamalı bir plan sundu. Planda iki tarafın anlaşamaması halinde müzakerelere Türkiye ve Yunanistan’ın da dahil olması, yine uzlaşma sağlanamaması halindeyse Annan’ın hakemliğinin kabul edilmesi önerildi.
Türk tarafının önerisi üzerine, Rum tarafı da yeni bir öneri sundu. Rumlar önerilerinde AB’nin de müzakerelerde taraf olmasını talep eti. İki tarafın önerileri üzerine, görüşmeler bir gün daha uzadı.
Görüşmelerin 12 Şubat’taki üçüncü günü en çetin müzakerelere sahne oldu. Sadece 40 dakika sürmesi planlanan görüşmeler, gecikmeler ve zorlu pazarlıklar nedeniyle 12 saati buldu. Bu maratonun sonunda, Annan, taraflara “evet” ya da “hayır” yanıtı verme koşuluyla pazarlığa açık olmayan son bir metin sunma kararı aldı.
13 Şubat Cuma günü taraflar Annan’ın metnini beklediği sırada Brüksel’den önemli bir açıklama geldi. Rum tarafını hayal kırıklığına uğratan bu açıklama çerçevesinde AB, Kıbrıs görüşmelerinde “taraf” olmak istemediğini bildirdi.
New York görüşmelerinin sonunda her iki tarafın da onayıyla Annan, müzakerelerin 19 Şubat’ta adada başlamasını öngören deklarasyonunu açıkladı.
Annan Planı zemin kabul edilerek başlayan yeni takvim çerçevesinde, sürecin, adadaki iki tarafın görüşmelerinin ardından garantör ülkeler Türkiye ve Yunanistan’ın katılımıyla yapılacak dörtlü konferansta devam etmesi kararlaştırıldı.
Türk önerilerine Rumlardan ret
KKTC Cumhurbaşkanı Denktaş ve Rum yönetimi lideri Papadopulos başkanlığındaki Türk ve Rum heyetleri, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi Alvaro De Soto gözetiminde Lefkoşa ara bölgede görüştü.
Kıbrıs sorununa Annan Planı temelinde 1 Mayıs’a kadar çözüm bulunması amacını taşıyan yeni müzakereler, 13 Şubat’ta New York’ta varılan mutabakat gereği, 19 Şubat 2004’te Lefkoşa’da başladı.
Bu müzakerelerin öncekilerden farkı, her şeyin takvime bağlanmış olması ve tarafların buna uyacaklarını New York’ta taahhüt etmeleriydi.
Buna göre, 19 Şubat’ta başlayan görüşmeler 22 Mart’a kadar sürecek ve taraflar, esas konularda anlaşmaya varmayı hedefleyecek, anlaşılamayan konular, 24 Mart’ta düzenlenecek Türkiye ve Yunanistan’ın da katılacağı dörtlü konferansta halledilmeye çalışılacaktı.
Dörtlü konferansta da üzerinde anlaşılamayan konuları, New York’ta varılan mutabakat gereği BM Genel Sekreteri Kofi Annan karara bağlayarak, daha önce üç kez revize edilen Annan Planı’nın son şeklini taraflara sunacaktı.
Annan’ın, muhtemelen 31 Mart’ta tamamlayacağı planın son şekli, Kıbrıs’ta Türk ve Rum tarafında 20 Nisan’da eşzamanlı olarak halkın referandumuna götürülecekti.
İki taraftan da “evet” oyu çıkması halinde, kuruluş anlaşması ekleriyle birlikte kabul edilecek ve Kıbrıs’ta 41 yıl sonra yeniden Türk-Rum “ortak” devleti kurulacak ve “Birleşik Kıbrıs Devleti” kabul edilmiş olacaktı.
Bu durumda, Kıbrıs 1 Mayıs’ta “Birleşik Kıbrıs Devleti” olarak Avrupa Birliği’ne (AB) girecek. Ancak taraflardan biri veya her ikisinden “hayır” sonucu çıkarsa anlaşma geçersiz sayılacaktı.
Müzakerelerde bir ilk
Yeni tur Kıbrıs müzakerelerinin birinci aşaması 19 Şubat’ta Lefkoşa’da başladı. KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş ve Rum yönetimi lideri Tasos Papadopulos başkanlığındaki Türk ve Rum heyetleri, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi Alvaro De Soto gözetiminde Lefkoşa ara bölgede görüştü.
KKTC heyetinde, Başbakan Mehmet Ali Talat, Dışişleri Bakanı ve BaşbakanYardımcısı Serdar Denktaş da yer aldı. Bu, Kıbrıs Türk tarafı açısından bir ilkti. Hükümet ilk kez bu kadar ağırlıklı olarak müzakerelere dahil oldu. Müzakerelere, ikinci haftadan itibaren, Cumhurbaşkanı Denktaş’ın anayasal konulardaki danışmanı Prof. Dr. Mümtaz Soysal da katılmaya başladı.
Müzakerelerden bir gün önce, AB Komisyonu’nun genişlemeden sorumlu üyesi Günter Verheugen de adaya geldi. Taraflarla, ilk görüşmenin ardından ara bölgede bir araya geldi. Türk tarafına ayrıcalıklar (derogasyonlar) konusunda bazı taahhütlerde bulunduysa da daha sonra bu taahhütte durulmadığı ortaya çıktı.
Rumları kızdıran ziyaret
Süreci hızlandırmak, tarafları cesaretlendirmek ve Genel Sekreter Annan’ın mesajını iletmek amacıyla BM Genel Sekreter Yardımcısı Sir Kirean Prendergast da tarafların 7. görüşmesini yaptıkları gün, 2 Mart’ta Kıbrıs’a geldi. Prendergast, 16 Mart’ta yeniden adaya geldi. KKTC ve Rum tarafında temaslarda bulundu, Papadopulos’la iki kez görüştü, Denktaş’la bir kez bir araya geldi. Prendergast bir ilki yaparak, KKTC Başbakanı Mehmet Ali Talat’ı Başbakanlık makamında ziyaret etti. Bu ziyarete Rumlar tepki gösterdi.
Görüşmelerin ikinci haftasında ABD Dışişleri Bakanlığı Kıbrıs Özel Koordinatörü Thomas Weston da, Kıbrıs’a gelerek KKTC ve Rum kesiminde temaslarda bulundu.
Müzakere süresinde Talat ve Serdar Denktaş iki kez, Cumhurbaşkanı Denktaş da bir kez Ankara’ya gitti. Cumhurbaşkanı Denktaş, her ne kadar konferans amacıyla gitmiş olsa da resmi görüşme de yaptı. Rum lider Papadopulos ise yeni Yunan hükümeti ile istişarelerde bulunmak üzere bir kez Atina’yı ziyaret etti. De Soto da bir kez Ankara ve Atina’yı ziyaret etti.
14 kez yüz yüze görüşme
Türk ve Rum heyetleri, 19 Şubat’tan 12 Mart’a kadar 14 kez yüz yüze görüştü. En kısa görüşme 45 dakika, en uzun görüşme de 3.5 saat sürdü.
Her iki taraf da Annan Planı’nı olduğu gibi kabul etmeyerek değişiklik yapılmasını istedi. Müzakerelerde, taraflar karşılıklı değişiklik önerilerinde bulundu. Türk tarafının Annan Planı’nda yapılmasını istediği tüm önerileri, Annan Planı’nın dışında olduğu gerekçesiyle reddeden Rumlar, bunlara karşı öneri de sunmadı.
Türk tarafı ise Rumların önerilerini hemen reddetmeyerek yapıcı yaklaşmaya çalıştı ve kendi görüşlerini sundu.
AB Talat’ı hayal kırıklığına uğrattı
Türk tarafı, ilk günden, ısrarla iki kesimliliğin üzerinde dururken Rum tarafı daha fazla Rumun Kuzey’e dönmesini istedi. Türk tarafı, ilk günlerde birkaç sayfadan oluşan değişiklik önerilerini Rum tarafına sunarken Rumlar görüşme boyunca 100 sayfadan fazla değişiklik önerisi sundu.
KKTC heyeti, görüşmelerde ısrarla iki kesimliliğin üzerinde dururken derogasyonlar konusuna da büyük önem verdi. Anlaşmada Kıbrıslı Türklere verilecek hakların korunması ve AB üyeliğinde ortadan kalkmaması için, yapılacak anlaşmanın AB’nin birincil yasası haline getirilmesini isteyen Türk tarafı, AB’nin bu konuda verdiği sözde durmadığını açıkladı. Başbakan Talat da AB’nin derogasyonlarla ilgili tutumundan hayal kırıklığına uğradığını söyledi.
Müzakerelerde Türk tarafının istekleri
Müzakerelerdeki Türk tarafının isteklerini ana hatlarıyla şöyle sıralayabiliriz:
• Derogasyonlar (ayrıcalıklar).
• İki kesimlilik, eşit egemenlik.
• Türkiye’nin etkin ve fiili garantisi.
• Anlaşma uyarınca Rumlara bırakılacak bölgelerde yaşayanların, başka bir bölgeye taşınması için mutlaka bir rehabilitasyon programı ve parasal kaynak olmalı.
• Türk askeri, AB üyeliğinden sonra da Kıbrıs’ta kalmalı.
• Senatodaki 24/24 oranı Türk ve Rum olarak belirginleşmeli.
• Türkiye ile KKTC arasındaki özel ilişkiler devam etmeli.
• Kurucu devletler kendi borcunu ödemeli. Borç paylaşılmamalı.
• Türk Lirası anlaşmadan sonra da resmi kur olarak Kuzey’de geçerli olmalı.
• Kuzey’e daha az Rum gelmeli. Rumlar siyasal haklarını Rum kurucu devletinde kullanmalı.
• Mal-mülk konusu, takas veya tazminatlarla halledilmeli.
• Sınırlar düz olmalı.
• KKTC kurucu devlete tekabül etmeli.
Rumların talepleri
• Anlaşma referandumlardan önce Türkiye ve Yunanistan meclislerinde onaylanmalı.
• Kıbrıs’ta tek egemenlik, tek kimlik olmalı.
• Anlaşma uyarınca Rumlara devredilecek bölgeler ilk günden BM’nin kontrolüne verilmeli ve devir için öngörülen süreler azaltılmalı (daha erken zamanda devredilmeli).
• 65 yaşın üzerindekilerin sınırsız Kuzey’e dönüş hakkı olmalı.
•Başkanlık Konseyi üyeleri arttırılmalı. Sayı 4 Rum, 2 Türk’ten 6 Rum, 3 Türk’e çıkarılmalı. (6 üyeden 9 üyeye).
• Asliye Mahkemesi kurulmalı.
• Başkanlık süresi Rum tarafı için 40 ay, Türk tarafı için 20 ay olmalı.
• Türkiye kökenlilerin sayısı ve referandumda kimlerin oy kullanacağı belirlenmeli. Türkiye kökenlilerin sayısı azaltılmalı.
• Güvenlik: Türk ve Yunan askerlerinin sayısı, Annan Planı’nda öngörülen 6000’den 2500’ün altına indirilmeli.
• Geçici dönem ve çözümle federal organlar derhal çalışmaya başlamalı.
• Herkes malına dönme hakkına sahip olmalı.
• Referandumdan önce 114 federal yasa komitelerden geçerek onaylanmalı.
• Daha çok toprak verilmeli.
• Beşparmaklar’daki KKTC bayrağı anlaşmanın imzalandığı gün ya kaldırılmalı ya da üzeri kapatılmalı.
BM’den gece geç saatlerde yapılan açıklamada, Annan’ın Denktaş ve Papadopulos’a, salı günü New York’a gelerek yeni tur görüşmelere başlamaları için birer mektup yazdığı belirtildi.
Davet mektubunu Ankara’dayken alan Cumhurbaşkanı Denktaş, New York’a gidip gitmeme kararını ise adada aldı.
Genel Sekreter Annan, 10 Şubat Salı günü başlayan görüşmeler çerçevesinde taraflarla önce tek tek görüştü. Ardından üçlü görüşme başladı.
Üçlü görüşmede, hem Papadopulos hem de Denktaş, plandaki boşlukları Annan’ın doldurmasından yana olmadıklarını söyleyince, Annan görüşmeleri ertesi güne erteledi ve tarafların takvime bağlı kalarak öneri getirmelerini istedi.
New York görüşmelerinin ikinci gününde, Türk tarafı sürpriz bir atak yaparak, üç aşamalı bir plan sundu. Planda iki tarafın anlaşamaması halinde müzakerelere Türkiye ve Yunanistan’ın da dahil olması, yine uzlaşma sağlanamaması halindeyse Annan’ın hakemliğinin kabul edilmesi önerildi.
Türk tarafının önerisi üzerine, Rum tarafı da yeni bir öneri sundu. Rumlar önerilerinde AB’nin de müzakerelerde taraf olmasını talep eti. İki tarafın önerileri üzerine, görüşmeler bir gün daha uzadı.
Görüşmelerin 12 Şubat’taki üçüncü günü en çetin müzakerelere sahne oldu. Sadece 40 dakika sürmesi planlanan görüşmeler, gecikmeler ve zorlu pazarlıklar nedeniyle 12 saati buldu. Bu maratonun sonunda, Annan, taraflara “evet” ya da “hayır” yanıtı verme koşuluyla pazarlığa açık olmayan son bir metin sunma kararı aldı.
13 Şubat Cuma günü taraflar Annan’ın metnini beklediği sırada Brüksel’den önemli bir açıklama geldi. Rum tarafını hayal kırıklığına uğratan bu açıklama çerçevesinde AB, Kıbrıs görüşmelerinde “taraf” olmak istemediğini bildirdi.
New York görüşmelerinin sonunda her iki tarafın da onayıyla Annan, müzakerelerin 19 Şubat’ta adada başlamasını öngören deklarasyonunu açıkladı.
Annan Planı zemin kabul edilerek başlayan yeni takvim çerçevesinde, sürecin, adadaki iki tarafın görüşmelerinin ardından garantör ülkeler Türkiye ve Yunanistan’ın katılımıyla yapılacak dörtlü konferansta devam etmesi kararlaştırıldı.
Türk önerilerine Rumlardan ret
KKTC Cumhurbaşkanı Denktaş ve Rum yönetimi lideri Papadopulos başkanlığındaki Türk ve Rum heyetleri, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi Alvaro De Soto gözetiminde Lefkoşa ara bölgede görüştü.
Kıbrıs sorununa Annan Planı temelinde 1 Mayıs’a kadar çözüm bulunması amacını taşıyan yeni müzakereler, 13 Şubat’ta New York’ta varılan mutabakat gereği, 19 Şubat 2004’te Lefkoşa’da başladı.
Bu müzakerelerin öncekilerden farkı, her şeyin takvime bağlanmış olması ve tarafların buna uyacaklarını New York’ta taahhüt etmeleriydi.
Buna göre, 19 Şubat’ta başlayan görüşmeler 22 Mart’a kadar sürecek ve taraflar, esas konularda anlaşmaya varmayı hedefleyecek, anlaşılamayan konular, 24 Mart’ta düzenlenecek Türkiye ve Yunanistan’ın da katılacağı dörtlü konferansta halledilmeye çalışılacaktı.
Dörtlü konferansta da üzerinde anlaşılamayan konuları, New York’ta varılan mutabakat gereği BM Genel Sekreteri Kofi Annan karara bağlayarak, daha önce üç kez revize edilen Annan Planı’nın son şeklini taraflara sunacaktı.
Annan’ın, muhtemelen 31 Mart’ta tamamlayacağı planın son şekli, Kıbrıs’ta Türk ve Rum tarafında 20 Nisan’da eşzamanlı olarak halkın referandumuna götürülecekti.
İki taraftan da “evet” oyu çıkması halinde, kuruluş anlaşması ekleriyle birlikte kabul edilecek ve Kıbrıs’ta 41 yıl sonra yeniden Türk-Rum “ortak” devleti kurulacak ve “Birleşik Kıbrıs Devleti” kabul edilmiş olacaktı.
Bu durumda, Kıbrıs 1 Mayıs’ta “Birleşik Kıbrıs Devleti” olarak Avrupa Birliği’ne (AB) girecek. Ancak taraflardan biri veya her ikisinden “hayır” sonucu çıkarsa anlaşma geçersiz sayılacaktı.
Müzakerelerde bir ilk
Yeni tur Kıbrıs müzakerelerinin birinci aşaması 19 Şubat’ta Lefkoşa’da başladı. KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş ve Rum yönetimi lideri Tasos Papadopulos başkanlığındaki Türk ve Rum heyetleri, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi Alvaro De Soto gözetiminde Lefkoşa ara bölgede görüştü.
KKTC heyetinde, Başbakan Mehmet Ali Talat, Dışişleri Bakanı ve BaşbakanYardımcısı Serdar Denktaş da yer aldı. Bu, Kıbrıs Türk tarafı açısından bir ilkti. Hükümet ilk kez bu kadar ağırlıklı olarak müzakerelere dahil oldu. Müzakerelere, ikinci haftadan itibaren, Cumhurbaşkanı Denktaş’ın anayasal konulardaki danışmanı Prof. Dr. Mümtaz Soysal da katılmaya başladı.
Müzakerelerden bir gün önce, AB Komisyonu’nun genişlemeden sorumlu üyesi Günter Verheugen de adaya geldi. Taraflarla, ilk görüşmenin ardından ara bölgede bir araya geldi. Türk tarafına ayrıcalıklar (derogasyonlar) konusunda bazı taahhütlerde bulunduysa da daha sonra bu taahhütte durulmadığı ortaya çıktı.
Rumları kızdıran ziyaret
Süreci hızlandırmak, tarafları cesaretlendirmek ve Genel Sekreter Annan’ın mesajını iletmek amacıyla BM Genel Sekreter Yardımcısı Sir Kirean Prendergast da tarafların 7. görüşmesini yaptıkları gün, 2 Mart’ta Kıbrıs’a geldi. Prendergast, 16 Mart’ta yeniden adaya geldi. KKTC ve Rum tarafında temaslarda bulundu, Papadopulos’la iki kez görüştü, Denktaş’la bir kez bir araya geldi. Prendergast bir ilki yaparak, KKTC Başbakanı Mehmet Ali Talat’ı Başbakanlık makamında ziyaret etti. Bu ziyarete Rumlar tepki gösterdi.
Görüşmelerin ikinci haftasında ABD Dışişleri Bakanlığı Kıbrıs Özel Koordinatörü Thomas Weston da, Kıbrıs’a gelerek KKTC ve Rum kesiminde temaslarda bulundu.
Müzakere süresinde Talat ve Serdar Denktaş iki kez, Cumhurbaşkanı Denktaş da bir kez Ankara’ya gitti. Cumhurbaşkanı Denktaş, her ne kadar konferans amacıyla gitmiş olsa da resmi görüşme de yaptı. Rum lider Papadopulos ise yeni Yunan hükümeti ile istişarelerde bulunmak üzere bir kez Atina’yı ziyaret etti. De Soto da bir kez Ankara ve Atina’yı ziyaret etti.
14 kez yüz yüze görüşme
Türk ve Rum heyetleri, 19 Şubat’tan 12 Mart’a kadar 14 kez yüz yüze görüştü. En kısa görüşme 45 dakika, en uzun görüşme de 3.5 saat sürdü.
Her iki taraf da Annan Planı’nı olduğu gibi kabul etmeyerek değişiklik yapılmasını istedi. Müzakerelerde, taraflar karşılıklı değişiklik önerilerinde bulundu. Türk tarafının Annan Planı’nda yapılmasını istediği tüm önerileri, Annan Planı’nın dışında olduğu gerekçesiyle reddeden Rumlar, bunlara karşı öneri de sunmadı.
Türk tarafı ise Rumların önerilerini hemen reddetmeyerek yapıcı yaklaşmaya çalıştı ve kendi görüşlerini sundu.
AB Talat’ı hayal kırıklığına uğrattı
Türk tarafı, ilk günden, ısrarla iki kesimliliğin üzerinde dururken Rum tarafı daha fazla Rumun Kuzey’e dönmesini istedi. Türk tarafı, ilk günlerde birkaç sayfadan oluşan değişiklik önerilerini Rum tarafına sunarken Rumlar görüşme boyunca 100 sayfadan fazla değişiklik önerisi sundu.
KKTC heyeti, görüşmelerde ısrarla iki kesimliliğin üzerinde dururken derogasyonlar konusuna da büyük önem verdi. Anlaşmada Kıbrıslı Türklere verilecek hakların korunması ve AB üyeliğinde ortadan kalkmaması için, yapılacak anlaşmanın AB’nin birincil yasası haline getirilmesini isteyen Türk tarafı, AB’nin bu konuda verdiği sözde durmadığını açıkladı. Başbakan Talat da AB’nin derogasyonlarla ilgili tutumundan hayal kırıklığına uğradığını söyledi.
Müzakerelerde Türk tarafının istekleri
Müzakerelerdeki Türk tarafının isteklerini ana hatlarıyla şöyle sıralayabiliriz:
• Derogasyonlar (ayrıcalıklar).
• İki kesimlilik, eşit egemenlik.
• Türkiye’nin etkin ve fiili garantisi.
• Anlaşma uyarınca Rumlara bırakılacak bölgelerde yaşayanların, başka bir bölgeye taşınması için mutlaka bir rehabilitasyon programı ve parasal kaynak olmalı.
• Türk askeri, AB üyeliğinden sonra da Kıbrıs’ta kalmalı.
• Senatodaki 24/24 oranı Türk ve Rum olarak belirginleşmeli.
• Türkiye ile KKTC arasındaki özel ilişkiler devam etmeli.
• Kurucu devletler kendi borcunu ödemeli. Borç paylaşılmamalı.
• Türk Lirası anlaşmadan sonra da resmi kur olarak Kuzey’de geçerli olmalı.
• Kuzey’e daha az Rum gelmeli. Rumlar siyasal haklarını Rum kurucu devletinde kullanmalı.
• Mal-mülk konusu, takas veya tazminatlarla halledilmeli.
• Sınırlar düz olmalı.
• KKTC kurucu devlete tekabül etmeli.
Rumların talepleri
• Anlaşma referandumlardan önce Türkiye ve Yunanistan meclislerinde onaylanmalı.
• Kıbrıs’ta tek egemenlik, tek kimlik olmalı.
• Anlaşma uyarınca Rumlara devredilecek bölgeler ilk günden BM’nin kontrolüne verilmeli ve devir için öngörülen süreler azaltılmalı (daha erken zamanda devredilmeli).
• 65 yaşın üzerindekilerin sınırsız Kuzey’e dönüş hakkı olmalı.
•Başkanlık Konseyi üyeleri arttırılmalı. Sayı 4 Rum, 2 Türk’ten 6 Rum, 3 Türk’e çıkarılmalı. (6 üyeden 9 üyeye).
• Asliye Mahkemesi kurulmalı.
• Başkanlık süresi Rum tarafı için 40 ay, Türk tarafı için 20 ay olmalı.
• Türkiye kökenlilerin sayısı ve referandumda kimlerin oy kullanacağı belirlenmeli. Türkiye kökenlilerin sayısı azaltılmalı.
• Güvenlik: Türk ve Yunan askerlerinin sayısı, Annan Planı’nda öngörülen 6000’den 2500’ün altına indirilmeli.
• Geçici dönem ve çözümle federal organlar derhal çalışmaya başlamalı.
• Herkes malına dönme hakkına sahip olmalı.
• Referandumdan önce 114 federal yasa komitelerden geçerek onaylanmalı.
• Daha çok toprak verilmeli.
• Beşparmaklar’daki KKTC bayrağı anlaşmanın imzalandığı gün ya kaldırılmalı ya da üzeri kapatılmalı.
Yorum Gönder