Anadolu’yu Vermeyeceğiz... (2) - Bekir Coşkun
Anadolu’nun dört bir yanından geldiler...
Yürüyerek...
Her birisinde bin yürek...
Yanlarında develeri, kuzuları, köpekleri...
*
Dağdan inen dere adına...
Yayladaki toprak adına...
Ormanın ağacı...
Dağın karı...
Gölün sazı...
*
Cumhuriyet tarihimizin en büyük “çevreci” hareketi bu...
Trakya’dan, Karadeniz’den, Doğu’dan, Güneydoğu’dan, Toroslar’dan, Ege’den, Türkiye’nin dört bir ucundan başlayan ve haftalar süren yürüyüşün adı:
“Anadolu’yu vermeyeceğiz...”
Amaçları çevre katliamını Ankara’ya anlatmaktı...
*
Ama Ankara’ya sokmadılar onları...
Gölbaşı girişinde polis yollarını kesti...
Bir tarlada bekliyorlar, etrafları sarılı...
*
Niçin?..
Çünkü yağmacı açısından sıra; Anadolu’nun deresini, ormanını, koyunu, dağını, yaylasını, suyunu, toprağını, altını, üstünü çalmaya gelmişti...
Talan çoktan başladı...
Bu yüzden zaten o yoldan; fırsatçılar, vurguncular, soyguncular, hırsızlar, hatta caniler, katiller geçip gidebiliyor da Ankara’ya... Ama “Anadolu’yu vermeyeceğiz” diyen... Ve sadece suyunu, toprağını, havasını, yurdunu geri isteyen insanları sokmuyorlar...
Mülteciler gibi sürüldükleri bir tarlanın ortasındalar...
Etrafları sarılı...
*
Dün onları görmeye gittim...
Bana çay ikram ettiler...
Onlara canımı vermek istedim...
Yorgun ve uykusuzlar...
Çaresiz...
Ama kararları var:
“Anadolu’yu vermeyeceğiz...”
Yorum Gönder